bugün

bazı zavallıların atatürk'ün hep yabancılara hayran olduğundan ve de selçuklu yahut osmanlı padişahlarına hiç muhabbet beslemediğinden bahsettikleri konu...

sevgili gençler.
26 ağustos türk tarihi için son derece önemli bir gündür.

98 sene önce 26 ağustos 1922'de, yurdumuzun işgalden kurtarılması için son hamle olan büyük taarruz başlatılmıştır.
büyük taarruz'un başlangıcının 26 ağustos günü olarak seçilmesi ise, bu tarihin malazgirt zaferimizin yıldönümü olmasıdır.

bir 26 ağustos günü 1071'de alp arslan anadolu'yu türklere yurt olarak almıştır.
bir başka 26 ağustos günü de mustafa kemal atatürk anadolu'nun türk kalması için son hamlesini başlatmıştır.

atatürk'ün taarruz için özellikle 26 ağustos tarihini seçmesini ilber ortaylı şöyle anlatıyor;
görsel

atatürk, osmanlı padişahlarından fatih sultan mehmet'e hayrandı...

bazı zevatın atatürk'e yalakalık yapmak için onun fatih'ten bile daha büyük bir komutan olduğunu söylemeleri üzerine atatürk;
“Ben Fatih’ten büyük olabilir miyim! Çok kereler Fatih’in karşılaştığı meseleleri düşündüğüm zaman ben de aynı çözüm yollarını bulmuşumdur. Yalnız, Fatih, benim karşısında kaldığım sorunları nasıl hallederdi?Bunu çok merak ederim.. ikinci Mehmet büyük adamdır büyük…” diyerek noktayı koymuştur.

yine atatürk 1930 yılında afet inan ile yaptığı söyleşide, istanbul'un fethini ve fethin mimarı fatih'i şöyle anlatmıştır;
“istanbul’un fethi olayını değerlendirirken diyenler vardır ki: Bizanslılar Türklerden daha medeni idiler, fakat Türklerin harsı kuvvetli olduğu için galip ve başarılı oldular! Bu anlayış anlatım doğru değildir. Gerçekte Türkler Bizanslılardan daha hem daha medeni idiler, hem de ırki karakterleri onlardan yüksekti. Medeniyet dediğimiz harsın üç önemli özelliğini göz önünde tutarak olayı değerlendirirsek fikrimiz kolaylıkla anlaşılmış olur:
istanbul’u alan Türkler, devlet hayatında elbette Bizans imparatorluğu’ndan çok yüksekti. Türklerin istanbul’un fethinde inşa ve icat ettikleri gemileri toplar ve her çeşit araçlar, gösterdikleri yüksek fen yeteneği, bilhassa koca bir donanmayı Dolmabahçe’den Haliç’e kadar karadan nakletmek dehası, daha önce Boğaziçi’nde inşa ettikleri kuleler, aldıkları tedbirler, Bizans’ı alan Türklerin fikir ve fen aleminde ne kadar ileri olduklarının yüksek şahitleridir. Bizans prenslerinin Türk ordugahlarında staj yaptıklarını, her konuda ders aldıklarını da hatırlatmak isterim. Daha Atilla zamanında Doğu Roma imparatorluğu’nun Türklerin haraçgüzarı olacak kadar siyasette ve askerlikte bilgi ve beceriden yoksun düzeyde olduğu bilinmektedir. Bizans’ı alan Türklerin, ekonomik hayatta, Bizanslıların çok ilerisinde olduğunu anlatmaya dahi gerek yoktur...”

atatürk'ün fatih'e olan hayranlığı, onun bütün hayatını incelemesi ve fatih'in okuduğu kitapları okumasına sebep olmuştur.

hatta 30 ağustos'ta dumlupınar'da kazanılan zafer sonrası atatürk, fatih'e atıf yaparak "hektor'un öcünü aldık" demiştir.
zira fatih sultan mehmet'i örnek almıştır. fatih de istanbul'u fethettiğinde aynı sözü söylemiş, istanbul'u düşüren hakan "truva'nın intikamını aldık" demiştir...

ayrıca, istanbul'a fatih sultan mehmet heykeli yapılması da atatürk'ün vasiyetidir.
imamoğlu seçildiğinde atatürk'ün bu vasiyetini yerine getireceğini belirtmiştir. imamoğlu'ndan atatürk'ün vasiyetini yerine getirip, istanbul'a yakışacak dev bir fatih sultan mehmet han heykeli yaptırmasını bekliyoruz...

bunların dışında atatürk, yavuz sultan selim'e hayrandı ve yavuz'dan "hazreti yavuz" olarak bahsederdi.
(bkz: atatürk ün yavuz a hazreti yavuz demesi)

yani görüldüğü üzre atatürk'ün hayranlık duyduğu, saygı gösterdiği selçuklu sultanları da, osmanlı padişahları da vardı.

#tarih
Gerçekten büyük bir hayranlığı vardır.

Atatürk Timur’a hep “Demir” derdi. O, Timur’un kurduğu devlet düzenine, dehasına ve savaşçılığına hayrandı. O’nun için Demir, dünyanın en büyük savaşçılarından ve devlet adamlarındandı.
Atatürk, O’nun savaş dehasına tam anlamıyla hayrandı. O’nun, Demir’in savaşçılığına olan hayranlığını, Mahmut Esat Bozkurt bir anısında şöyle anlatıyor:
“Atatürk bir gün Yıldırım ile Demir arasındaki Ankara Savaşı’nı harita üzerinde değerlendiriyordu.
”Bakınız” dedi. Yıldırım, Demir’i öyle bir kıskaç içine almıştı ki, bu kıskaçtan Demir’den başka bir kumandan kurtulamazdı. O, çıktı ve düşmanını yendi.”
Atatürk, Demir’in savaşçılığından da çok önem verdiği yönü ise kurduğu devletin muhteşem sistemiydi. Atatürk; “Ben Demir zamanında gelseydim, O’nun yaptığı işleri başaramazdım. O, benim zamanımda gelseydi, yaptıklarımdan daha büyüklerini yapardı” demişti.
Bir dehanın diğerine duyduğu hayranlıktır. Melih Gökçek’in yaptırdığı dinocan heykeli kadar iq’ya sahip hıyarların bu durumu anlamaması ise gayet normal bir durumdur.
atanın zamanında spartaküs e de hayran olduğunu bilmeyenlerin söylemidir. ata kim meşhur olmuş alayına hayran biriymiş. ne hikmetse bi osmanlı padişahlarından veya selçuklu sultanlarından birine hiç hayran olmamış enteresan...,
atatürk'ün tarihten konu açılınca sıkça bahsettiği hayranlıktır.

Atatürk’ün Timur’a özel bir hayranlığı olduğu, çevresinde bulunmuş kişilerin eserlerinde yer almıştır. Afet inan, Mahmut Esat Bozkurt gibi onun yakınında bulunma şansı elde etmiş kişilerden bu ilgiyi öğrenebiliyoruz. Mahmut Esat Bozkurt, kitabının “Atatürk ve Demir” bölümüne “Atatürk Demir’i çok severdi. Onun kumandanlığına, devlet adamlığına hayrandı denebilir” diye başlamıştır.Atatürk’ün ağzından onun “Ben Demir zamanında gelseydim onun yaptığı işleri başaramazdım. O benim zamanımda gelseydi, yaptıklarımdan daha çok büyüklerini yapardı” dediğini de aktarmıştır. Son olarak Bozkurt, Atatürk’ün Yıldırım’la Timur’u kıyaslamasını aktarmıştır: “Yıldırım’ı da bir kahraman, bir cihan kahramanı olarak severdi, büyük manevracıdır, fakat Demir’in yanında çocuktur, korkusuz bir deli oğlandır derdi..Timur kimseden miras kalmadan, gerçek bir destek almadan, bir ordu ve devlet oluşturmuştur, herkesin hayalinde olan, birini bile gerçekleştirirse cihan hükümdarı, fatih ünvanı alacağını düşündüğü yerlerin tamamını (Çin hariç) fethetmeyi başarmış biridir. Atatürk de muhakkak bu anlamda Timur ile bir yakınlık hissetmiştir. Bozkurt “Demir de, Atatürk de yoktan devlet kuran Türk çocuklarıdır. Tabiatlarında ne kadar benzerlik var...” diye yazmıştır..Prof. Afet inan da Bozkurt’un aktardıkları ile benzer görüşleri Atatürk’ten duyduğunu yazmıştır. inan’a göre Atatürk, Timur’un bütün muharebelerini tetkik etmiş, bunları strateji bakımından incelemiş ve çok mükemmel bulmuştur, Orta Asya’da bir avuç kuvvetle pek çok hükümetleri devirip koskoca bir imparatorluk kurmasını takdirle dile getirmiştir.Atatürk Timur hakkında bir de piyes yazmış ve bunu Afet inan’a dikte ettirmiştir. Hocanın kendi arşivinde sakladığı bu piyes ile ilgili bir anısını Afet inan şu şekilde aktarmıştır: “Atatürk bu piyesi yazdırırken hep Timur’ konuşturdu. Paşam piyeste hep Timur konuştu, diğer şahıslar konuşmayacak mı diye sorunca, Atatürk’ün cevabı Timur varken başka kimse onun karşısında konuşabilir mi? olmuş.

( alıntıdır. )