bugün

Mezar taşı mı okuyacağız?

Oku kardeşim mezar taşı değil bu bak hele bak...

Gelişmiş ülkelerde bilhassa avusturya yunanistan ve bulgaristan da fazlasıyla bulunan osmanlıca okuyabilen gençler ve Culture of ottoman and literature dersleri nden anlayacağınız üzere avrupalılar mezar taşından fazlasını merak ediyor, orada bir tarih yatıyor ve biz bakıyoruz sadece bakıyoruz, avrupa biliyor bakin bu tarihi belgeyi okuyamayan birinin kültür konusunda ne kadar gelişmesini beklersin..

Hayır şaka yapmıyorum tdk dan beklentim şu ingilizcede kızmak kelimesi 10 manada türkçede 2 manada türkçe eski kelimeleri de atti ve iyice yabancı kelime almaya başladı buna karşılık zenginliğimizi artırmak adına komşu ülkelerden örneğin kızmak kelimesini alalım ve türkçeye uyarlayalım öğrenmesi kolay bir dil olsun.
görsel

karne budur, ilk entry de sorun oluştuğu için ayrı gayri oldu.

Atatürk 'ün karnesi...
Bunun nedeni türkce'nin zayıflığı değil egitim sisteminin berbatlığı.
Kızmak kelimesine alternatif olarak Öfkelenmek, sinirlenmek, köpürmek, ateş püskürmek ilk aklıma gelenler.
Daha da bulunabilir.
Türkçe'nin, sözcüklerinin çoğu latince ve fransızcadan gelen ingilizce'den hiçbir eksiği yoktur.
Harf inkılabi biraz da bu demek. Osmanlida %3 olan okuryazarlik turkiyede %90 olmussa mezar tasi da cok onemsenmez afedersin.
ana dili olan türkçe bile kullanılamıyorken 1 başka dille uğraşacak beyin nerede?

bırakın osmanlı, arap dillerini yıllardır uğruna yıllarımızı ve paramızı harcadığımız ingilizceyi bile öğrenemeyen nesiller yetiştirmiş bir eğitim sisteminde neyi sorguluyorsunuz?
(bkz: bir gecede cahil bırakıldık)
Hayatım boyunca atatürk acaba matematikten kaç almış diye düşünmedim.
Zira zerre önemli değil benim için.
Belki okuldan kaçtı, belki tuvalette sigara içti.
Hangimiz yapmadık ki.
Benim için önemli olan "ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" demiş olması.
Ya da ordu ricat ederken "hattı mudafaa yoktur sathı müdafa vardır, o satıh bütün vatandır" diyerek bir milletin kaderini değiştirmesidir.
Yaptığı devrimler, getirdiği yeniliklerdir.
Karnesinden bana ne?

Allah ondan razı olsun.
ordan burdan kelime alacağımıza (cringe ne lan mesela o ne oğlum) eski türkçeden alabiliriz ya da yerelleştirebiliriz (yok ok demeler yok ingilizce türkçe karması konuşmalar) ? ayrıca atatürkün karnesini okuyup ne yapacaksın kardeşim karneyi okuyunca atatürk geri gelmeyecek ya da türkiye güçlenmeyecek kaldı ki kendi karnelerini açıp okuyormusun sen şimdi ? atatürk üzerinden arapçılık oynamayın bana
(#36777989)

(#36777997)

(#36778011)

öncekinde uzun yazı yazdım net sorunu yüzünde çöp oldu, bunun şehir efsanesi olabileceğini düşünüyorum..

bu arada tdk konusu açılmışken öncelikle harf devrimi ile dil devrimini bilmeyen sığırlar var,

harf devrimi bir anda olur ilan eder bitirirsin dil devrimi yıllar sürer halkın benimsemesi harfler kadar kolay olmaz.

osmanlıca kaldırılınca fransızca kelimeler türk yazınına eklendi yazın ın ne olduğunu bilmeyen okumaya devam etsin, konumuz türkçe nin yeterliliği...

şimdi 100 000 kelime barındıran bir dil 5 000 arapça 5 000 fransızca 5 000 farsça ve 3000 latince kelime barındırıyorsa biz dilde ağırlıklı olarak fransızca latince var diyemezsin türkçe %85 oranında saftır yani %85 öz türkçe kelimeleri barındırır.

şimdi acun kullanmayıp dünya kullanan yazın yerine edebiyat kullanan biri arap şöyle arap böyle deyip bunları da niye kullanıyorsun öz türkçesini kullan dediğimde kullanmıyorsa, burada osmanlıca da mezartaşından ibaret sanmak aynı cahillikten kaynaklanıyor.

mesele kökeni değil, ben türkçenin yeterliliğini ele almak isterim günlük 200 300 kullanıyoruz, sözlük olmasa ben de sözlük forumlar sayesinde 500 kelimeye varıyor, neyse şu dil konusuna gelelim..

tdk dilde sadeleştirme adına mebus (arp kökenli) yerine saydav getirdi sonra bunu da kaldırdılar millet ve vekil (ikisi de arapça kökenli) yeni kelime oldu, ilk zamanlar arap düşmanlığı olduğu için böyle arayış olurken sonra arap kökenli kelime türetildi, saçmalık...

benim demek istediğim şu dil uzun vadede halk benimsedikçe gelişir, madem öyle biz çevre ülkelerden kelimeleri (öz türkçede yoksa) alalım benimseyelim yahut her türlü alalım, misal ben azeri metni anlayabiliyorsam bu dildeki ortak kelimelerin çokluğundan kaynaklanıyor ya da ingilizcede welcome almancada welkommen bunları anlıyoruz anlamak zor olmuyor dildeki ortak kelime çok olursa öğrenmek kolay olur, benim dediğim bu türkçenin yayılmasını kolaylaştırmak adına bu yönteme başvurmalıyız, ayrıca yabancılardaki karşılığın bulunmama olayı ortadan kalmış olur, inglizcede yoghurt diye bir kelime varsa bununla övünebiliriz ama ingilizler her kültürden kelime almış olduklarının bilinciyle zengin dilleriyle övünürler..

tabi kelime artarsa yabancı kelime sadelik oranını azaltırken yayılımını artırır, çünkü avrupada arkadaşlarım türkçeyi zor buluyor bir kere sondan eklemeli doğal olarak farklı ama kültürlerinden bir parça bulamıyorlar bu yüzden daha zorlanıyorlar...

yunanlar kadar çok ortak yön olunca da türkler müslüman olmuş yunandır diyorlar, aşırıya kaçmadan ortak yön artırılabilir.
hurafelere kapılarak çağa uymak yerine dini karanlığa gömülen osmanlı'nın bok yemesidir.

adam gibi dursaydınız, okuyan ülke olsaydınız zaten harf devrimine ihtiyaç kalmazdı.
Arkadaşlar atlamayin bu Atatürk'un karnesi değil,
Osmanlıca okuyabiliyorum,

Orta kısımda "ikinci seneyi şakirdan" yazmakta yani 2. Sınıf öğrencileri.

Aşağıda da öğrenci listesi, önce ad sonra memleket olmak üzere yan sütunlarda notları belirtilmiş.

Örneğin listnein başinda Ahmet Tevfik, Selanik yazmakta ve Fransica dersinden 40 almış,hendese desesindende ise ne aldığı belli değil tam.

6. Sırada ise Ali Şevket var kendisi Uskuplu, ve Fransizca dersi 44 imiş. Hendese dersi ise 40.

Çok baktım ama Atatürkun adını göremedim, sonra KKK sitesine baktım Atatürk zaten khoya 1899da girmiş yani bu listedeki öğrenciler 4. Sınıfa geçtiğinde o daha yeni başlamış.

http://www.kho.edu.tr/hakkinda/Kho_genel_bilgi.html
toplansan hayati boyunca 1 kitap okumayanlar ulkesi olarak çok büyük eksiklik hemen bir çözüm bulmaliyiz...
Girdinin ilk paragrafın okudum bıraktım. Sayın yazar fransızca kelimeler Tanzimat edebiyatıyla dile girmiştir ve sonraki edebiyat akınlarında da zirveyi görmüştür. Osmanlıca kış kış fransızca gel gel cumhuriyet döneminde olmadı yani.