bugün

haysiyetsiz, şerefsiz, kansız, ciğersiz, dalaksız, soysuz şakirt söylemidir. evet ifade özgürlüğüdür. ama bu ifadeyi verenin, bu yazdıklarım olmasını engellemez.
makbul turk tanimina aykiridir. makbul turk vatandasi ataturk'u cok sever darbeleri destekler kemalistleri uzmez.
gayet normal bir açıklamadan ibarettir.

sevmek gibi bir şansı olabildiği kadar insanın sevmemekte de özgürdür.

hakaret mi ediyor, küfür mü ediyor? sevmemek her insanın şahsi bir tercihidir. Eleştirebilir, sevmeyebilir...

Bunlar tabî şeyler! tahammülsüzlük örneği göstermeye gerek yok.

(bkz: baba bildirgeci olan atatürk)
Kimse sevmek zorunde değil ama saygı göstermek zorundadır. Fikirleri size fazla modern gelmiş der geçeriz. Siz modern olmayan toplumlar seviyesinde yaşamayı seviyorsunuz demektir saygı duyarız efenim.
resmi ideolojiye muhalefet ettiği için yıllarca baskı ve işkence gören insanların tabî bir söylemidir.
çoğunluk topluluğun düşünesine sırf karşı olmak için yapılan eylem söylenen söz.
-yemiyor tabi şu gerçeği hatırlamak ve kabul etmek ; Atatürk ve arkadaşları sayesinde bu vatan kurtarıldı.
-kendi ülkenin adamı yerine elin gevurunu sev koru , elin gevurunu baş tacı yap o da seni köle görsün. hiç akıl yok bazı insanlarda ya.kesinlikle ırkçı değilim ama ilk önce içimizde birlik olalım sonra dışarıya açılmak kalsın.
-biz atatürk'ü seviyoruz hep de böyle olacak onun izindeyiz.Allah bizi atatürkle ödüllendirdi.
-Artık yaradana iyi bir kul olmayı peygamberimizin cematine kayık olmayı atatürkün izinde giden gençler olmayı öğrenmenin vakti geldi.geç bile kaldık.
sevmek zorunda değilsin ama saygı duymak zorundasın bee çocuk...

yok saygı da duymuyorum diyorsan, o zaman ne duruyorsun burada, siktir git sözünü hak ediyorsun bee çocuk...

yerli yersiz sevmiyorum diyorsun da gerekçen nedir? bee çocuk...

canım türkiyemin, içinde dağılmış olan halkı bir araya getirip vatanın düşmandan temizlenmesini, özgürlüğünü sağlamış bir insanı neden yerden, yere vurmayı bir halt zannedersin bee çocuk.

o bir sey yapmadı, tek başına kurtarmadı vatanı diyorsan, hadii onu da kabul edelim.

peki simdi 30 senedir neden bitmiyor, terör, neden halkları bir araya getire bilen bir lider çıkmıyor diye düşünüyormusun bee çocuk...

dünya lideri diye peşinden karanlığa bodoslama sürüklendiğin lider, neden başarılı olamıyor bu konuda, hiç düşünüyormusun bee çocuk...

hadi sen yap o zaman önün de klavye, atıp tutuyorsun, seviyor, sevmiyor diye papatya falına bakıyorsun, ve utanmadan sana yarınları veren insanı sevmiyorum diyorsun be çocuk...

sevgili atatürk olmasaydı, kaç baban olurdu, bee çocuk...

bundan sonra sevmiyorum derken, üç düşün bir yaz bee çocuk...
Hala hazırda hemen hemen tüm televizyon kanallarında rahatlıkla söylenebilen durum.
iyi de arkadaşım niye sevmiyorsun diye sorulduğunda 'statüko,tek,parti..vs' gibi basmakalıp cümleler sıralanıyor arkasından,izledim hep aynı..
Canını sevdiğim ulusum..
Atatürk'ü sevmiyorum diyebilme özgürlüğünün, kendisine Atatürk tarafından verilmiş olduğunu unutmaması gerekir.
ama humeyniye verirsin diye tamamlanacak söz.
beyni bir takım tarafından yıkanmış kesmin söylemeye cesaret edemeyeceği söylemdir.

bir kısımda beyni yıkandığı için bunu söyler.
vicdan meselesi.
--spoiler--
mustafa kemal atatürk'ün, kendisini diktatörlükle eleştirenlere verdiği cevaptır.
ulu önder o kadar kesin ve net anlatmış ki; bugün de kendisine diktatör diyenlerin suratına boş bir eldiven gibi çarpıvermiş gerçekleri.

son noktayı, her zamanki gibi o koymuş, söylenecek söz bırakmamış.

1928 yılıydı.

Afet Hanım, Fransız Kız Lisesi (Notre Dame de Sion) da öğrenciydi. Fransız öğretmeni; "Fransa demokrasisi ile Türk demokrasisini kıyasladığımda Mustafa Kemal'in diktatörü çağrıştıran bir tutum içinde olduğunu görüyorum" dedi.

Afet Hanım; "Fransızca öğretmeninin bu görüşünü" Mustafa Kemal'e aktardı.

Mustafa Kemal anlattı:

"Diktatörlük başka, bambaşka bir şeydir. Batı, Türkiye'yi de, Türkiye'de olup bitenleri de daha kavrayamadı.

Türkiye'nin özelliklerini bilmiyorlar.

Bilselerdi.

Fransızlar Çukurova'ya girmez, Yunanlıları izmir'e çıkarmaz, Ankara'ya kadar yollamazlardı.

Milletimiz beni bir hizmetim geçtiği için bir aile büyüğü olarak görüyor ve sayıyor.

Bilirsin.

Bizde aile büyüğü çok önemlidir.

Benim gücüm işte budur.

Gördüğüm sevgiyi, saygıyı, bazı şaşkınlar diktatörlük olarak yorumluyor. Buna canımın sıkıldığını itiraf etmeliyim.

Düşündüğüm yenilikler var.

Bunları birçok insanla paylaşıyorum.

Uzlaşırsak uygulamaya geçiriyoruz.

Bütün devrimler kanunla, yani hükümetin rızası ve Meclisin onayı ile yapılıyor. Birdenbire de yapmıyoruz.

Usul usul ilerliyoruz.

Arada zaman bırakıyoruz.

Diktatör olsam Terakkiperver Cumhuriyet Partisi kurulabilir miydi? Meclis, Anayasa için yararlı gördüğüm iki maddeyi reddedebilir miydi? Alfabe devrimi için ismet Paşa'yı ikna etmek, Meclis çoğunluğunu kazanmak için üç yıldır bekliyorum.

Diktatör olsam "bu olacak" derdim.

Olurdu.

Bizdeki tek parti "faşist ya da komünist partilere" benzemez.

Onlar gibi seçmeci, bir örnekçi, tektipçi değiliz.

Herkes üye olabilir.

Bu yüzden partide "saltanatçılık dışında her türlü düşüncenin temsilcileri" var. Bir diktatörün partisi böyle olur mu?

Anayasamız birden çok parti kurulmasına elverişli. Mussolini gibi demokrasi aleyhinde hiç konuşmadım.

Tam tersine idealimizin demokrasi olduğunu her fırsatta hepimiz söylüyoruz. Üniformalı, silahlı, sopalı gençlik kollarımız yok; geniş bir polis örgütümüz de yok. Düşünsene, izmir suikastını motorcu Şevki'nin ihbarı ile öğrendik; ikincisi, rastlantı eseri ortaya çıktı.

Milli Mücadele başladığından beri seçimsiz, kurulsuz, bir başıma hiç bir iş yapmadım. Hep seçilerek, seçilmiş kurullar ve Meclisle çalıştım. Milli Mücadeleyi Meclis'le, sıkıyönetimsiz ve sansürsüz yürüttüm.

Diktatörlerin kendilerine göre orduları olur. Bizim Ordumuz Halkın, Cumhuriyetin Ordusudur. Şimdi Cumhuriyeti ve Çağdaşlığı korumak için dinin sömürülmesine fırsat ve izin vermiyoruz. Bu dikta mıdır?
Dinin sömürülmesine fırsat verdiğin anda, ortalık tarikatlar, cemaatler, gizli medreseler, cinci hocalar ile doluverir. Hurafelere yeni hurafeler eklenir. Türbeler dolup taşar. Ümmetçilik hortlar. Dinciler toplumu baskı altına alırlar. Milli devleti örselerler. Zorlukla sağlamaya çalıştığımız birlik bölünür. Biz toplumu, dayanışma, bütünlük ve barış içinde tutmaya çalışıyoruz. Arzumuz, uygarlığa ve demokratik Cumhuriyete yürümektir"
--spoiler--

kul olmak isteyenlerde elbette sevgi yoktur. bunu söyleyebilirler de ama sanmasınlar ki allah yolundalar, gerçek inançsız onlardır.

peşin edit: belge alıntıdır. sözlüğe aktaran arkadaşa teşekkürler.
dikkat çekmek için yapılan eylemdir, cahilliktir.
(bkz: atam izindeyiz)
iyi de kimse sevmek zorunda değil ki. mesela ben sevmiyorum. bir yaptırımı da yok.

-nolur seeeeevv!

(bkz: atatürk ü sevme kanunu)
(bkz: göt ister)
senin sevmene kaldıysa sevgininde seninde mna koyim denir.
edit skisi; mna koyulanlar rahatsız.
Bunu diyenlere e peki neden diye soruduğunda bir tek mantıklı cevap alamadığım söylemdir.
Tamam sevmiyorsun da neden?
Cevap:Ehe,ühe..
bilinçli bir müslüman diyorsa, müslüman olmanın gerekliliğini yapmaktır.
ben şerefsizim demenin başka bir yoludur.
Fazla tepki verilmeyecek normal bi durum.
her insanın yapabileceği şeydir tabi ki (beşer şaşabilir). zaten orda problem yok. ancak saygı duyabilmelisin bence. sevmek başka saygı duymak başka...
allahı sevmiyorum diyebilmek kadar normaldir.
Risk. Cesaret işi.
(bkz: beyin iltihabı)