atatürk ve düşünce özgürlüğü

atatürk, askerlik adına yaptığı her şeye 'Allah razı olsun' denecek biridir. yani beni askeri yönü ilgilendirir. onu yüceltip abartmam ve sadece bu ülkede yaşama sebeplerimden biri olan ve onun gibi vatanı uğruna çatışmış milyonlarca türk askerinden biridir. karşıma çıksa bu yüzden teşekkür ederim, başka hiçbir şeyden değil..

ayrıca emin olun ki karşımıza çıksa, burda kendisini sayıyormuş gibi göstermeye çabalayan, bilgisayar manyağı olmuş yalaka gençlere söyleyecek çok güzel sözleri olurdu...

ve artık aşın bazı şeyleri. herkesin kendine ait fikirleri vardır, düşünceleri vardır, kendine özgü istekleri ve fikirleri olmayan biri nasıl insan olabilir ki? varlğını nasıl ispat edebilir ki? kimse kimsenin fikrini benimsemek zorunda değildir, ama saygı duymak zorundadır. bunu atatürkle ilgili konulara eksi veren yazarlar başlığında bu kişileri yobaz vb. olarak tanımlayan kişiler için söylüyorum. sen bu dar kafanla, sadece kendi bildiğim doğrudur düşüncenle ne kadar yobaz değilsin???

türkiye cumhuriyetini farklı bir hale getiren atatürk * ve insanı hayvandan ayıran en büyük iki etkenin cümle içinde kullanılarak oluşturulmuş özgürlüktür. insanı hayvandan ayıran en büyük özellik düşünüyor olmasıdır. bizi osmanlılardan ayıran en büyük özellik ise padişahlarımızı yargılayamıyor oluşumuzdur. pardon yanlış oldu, atatürk ün bize özgür düşünceyi cumhuriyet ve demokrasiyle kazandırmış olmasıdır.
(bkz: ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir sen kendini bimezsen ya nice okumaktır)

özgür fikirlerden ve düşünce özgürlüğünden bahsederken; yaşadığı ülkenin ne şekilde vücut bulduğundan bi haber, apolitizasyonun dibine vurmuş, devrim tarihi ya da yeni çağ ideolojileri hakkında bilgi edinmek yerine sızıntı dergisinde "yumurtaya can veren allah" makalelerini okuyarak zaman öldüren hastalıklı zihniyetin serzenişi olduğunu gösteren yorumdur.
neymiş, atatürk'ün asker yanını beğenirmiş, acaba bir ideolog olarak ya da devlet adamı olarak kimin hizmeti dokunmuş bu ülkeye bu derece. kaddafi çadırında ülkenin onurunu bedevilere domaltan erbakan mı, amerika'ya kaçıp paralarını pek sevdiği asıl memleketinde yiyen fethullah hoca efendi mi, yoksa putlaştırıp kurtarıcı gözüyle baktıkları said hocaları mı? dar kafalardan bahsedilmişken tülbenti sıktıkça daralıyor, sıktıkça daralıyor anlaşılan.

atatürkü sevmiyorum ve düşünce özgürlüğü vardır diyenlere ithafen...

"Vicdan hürriyetine asla müdâhale edilemez, zira bu ferdin tâbiî haklarının en mühimlerinden biri addedilir... Her fert, istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyâsî bir fikre mâlik olmak, mensup olduğu bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sâhiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz. Türkiye de her yetişkin (reşit) dinini seçmekte hürdür. ibâdet hürriyetine gelince, insanlar hangi dine mensuplarsa o din ile ilgili âyin ve merasimleri yapmakta serbesttir. Fakat, âyinler asayiş ve genel adaba aykırı olamaz, siyâsi gösteri şeklinde de yapılamaz"

M.Kemal Atatürk

atatürk'ün, düşünce özgürlüğü hakkındaki yorumlarına katılmasına karşın, bu özgürlüğü kullanan kişiler için "hapse girsin" diyebilen kolpa atatürkçü yazarları tanımamıza vesile olmuş konu.

şu günlerde ikisindende yoksunlaştırılıyoruz.

atatürk yesin lan hepinizi kafasızlar afedersin. sağlı sollu laikli müslümanlı tokatlansa yeridir küllüm kafaların. sizin için geliyor "julio cortazar" söylüyor:
onları seviyordum, hala da çok seviyorum onları. yalnız hiçbir zaman onların basit dünyalarına giremedim. (bkz: ayakizlerinde adımlar)

artık dinci basın ve bop'çu akp sayesinde özgürlüğünden eser kalmamaya ve düşündüğü anda içeri tıkılan birşey olmuştur.
aman fazla ses etmeyin öteki dalga sizide yutmasın sonra.

(bkz: atatürk ve düşünce özgürlüğü)