bugün

"ben atatürk olsaydım yapacağım şeyler" demenin bir başka ifadesi.
az zamanda çok işler başarmıştık, yine yaparız der ve hem yapar hem de yaptırırdı.
muhtemelen sigara ve temiz çamaşır alırdı zira bi kaç gün içinde ergenekon terör örgütü kapsamında içeri alınır.
edit1:merak ederim eksiliyen arkadaş atatürkü buraya yakıştıramadığı içinmi eksi attı başka bi yerden yarası olduğu içinmi.
(bkz: atatürk ölmedi kalbimizde yaşıyor)
dış borçları kapatmak.
daha fazla atatürk yaşasaydı türünden entry girilmesini engellemek.
kendine güzel bir hatun bulup keyfine bakardı, ne uğraşacan siyasetti felan..
deniz baykal'ı pencereden atardı. *
"Kahramanlara duyulan ihtiyacın içimizdeki güvensizlikten doğduğunu ve acıları kapattığını, oysa gerçekte yaratıcılığımızı öldürdüğünü" söyleyen gündüz vassafa katıllırdı herhalde.
Atatürk'ün uşağı Cemal Granda'nın anılarından:

Atatürk 1936 yılında Büyükada'ya Splendid Otel'e gider. Terasta müzik çalmaktadır ve Topluluğun içinde siyah dekolte elbise giymiş, uzun boylu, dolgun vücutlu çok güzel bir Rum kadını da vardır. Atatürk yanında bir erkek de bulunan bu kadını dansa davet eder. Uzun boylu, babayani kılıklı, sırtında küfesiyle bir kavuncu da seyirciler arasındadır

"Rum kadınıyla dansını bitiren Atatürk, gözüne çarpan sakallı kavuncuya eliyle işaret ederek yanına çağırdı...
Kavuncu birden kendini pistin ortasında buluverdi. Ne olduğunu anlayamadan etrafına şaşkın şaşkın bakıyordu.
Atatürk kavuncunun sırtındaki küfeyi çıkardı. Sonra Rum kadınına kavuncuyla dans etmesini söyledi. Kadın çok güzel dans ediyordu. Pejmürde kıyafetli kavuncuysa hayatında hiç dans etmemişti. ikisinin birbirine sarılarak dans edişleri görülecek şeydi. Dans bittikten sonra Atatürk ellerini çırparak:
- Bravo, bravo dedi, çok güzel dans oldu.

ülkenin doğusu ile batısı ve ülkedeki insanlar arasındaki bugünkü kadar uçurum ve fırsat eşitsizliği olmazdı o olabilseydi.
ağzımızı burnumuzu kırardı heralde... "lan ben size bunun için mi turkiye'yi emanet ettim" diye..
yine, büyük bir zafer kazanmış mağrur bir asker ve devlet adamı olarak Dolmabahçe'de oturur ve karşısına da 40 devletin kral ve devlet başkanlarını dizer ve onlara bu ulusun ne kadar büyük ve yüce olduğunu gösterirdi. şimdiki başbakan gibi diplomatik saygınlık kazandırmaktan uzak davranışlarla uğraşmazdı. devlet adamı dediğin bir başka başkente aktarmalı uçakla giderse; ülkenin de çatısını başka yerlere aktarıp, açık çatından kafana da ederler afedersin.
daha iyisini yapmaya çalışırdı, eskiden ne yaptıysa daha güçlüsünü yapmaya çalışırdı. sonra ülkenin kendi ellerinden kayıp gittiğini gören birileri onu öldürtmeye kalkarlardı, başarılı da olurlardı bu konuda, çünkü onlar diledikleri her konuda acımazsılık gösterisi yapan, zalimlikte sınır tanımayanlardı. atatürk'ün yeniden ölmesine de biz dayanamazdık. gerçi dayanırdık en fazla gözyaşımız boğazımızda düğümlenir kalırdı yine.
istiklal mahkemelerini tekrar faaliyete geçirmek.
teröristi destekleyen hainleri meclise sokanları bulup sınır dışı ederdi.
kurtuluş savaşını yeniden başlatmak.. zira şimdi düşman daha güçlüdür , çünkü yabancı değil bizzat bu toprağın ekmeğini yemiş suyunu içmiştir.. atatürk yerinden kalksa 100metreyi 3 saniyede koşacaktır o yüzden...
yaptıkları yapacaklarının vaadidir dedirten olaydır.* kimileri için sadece bulunması korku sebebidir.
ayrıca;
ankara'nın taşına bak
gözlerimin yaşına bak
uyan uyan gazi kemal
şu feleğin işine bak!
milletimizi kendine getirmek, bir güzel sarsıp uykularından uyandırmak için ikinci bir 19 mayıs çıkartması yapardı. samsuna mı? hayır ankara'ya. tabi ulu önderimiz yaşasaydı bunları yapmaya gerek kalır mıydı? bu da ayrı bir acı gerçektir.
kesinlikle ve kesinlikle özlü bir söz edip ilköğretim öğrencilerinin başına bir çorap örerdi.
Tekrardan Samsun' a çıkardı muhtemelen. işi bu sefer pek kolay olmayacaktır.
bir dizi idam kararı vermek.
ne yapardı bilinmez ama ülkeyi yıllarca geriye götürmeye çalışan ve türkiye nin başına musallat olan yobazlara *meydanı bırakmayacağı kesindi.
kurduğu partiyi bu hale getireni kovmakla başlayabilirdi. (bkz: deniz baykal)
eğer geri dönmek ya da dönmemek adına bir tercih yapsaydı, onu hala(!) tam olarak anlayamamış bir gençlik olduğu için gelmemeyi yeğlerdi herhalde.
tbmm tarafından saltanat'ın kaldırılması sırasında meclis karma komisyona gelerek yaptığı şu konuşmayı bugün büyük ihtimal gerçeğe dönüştürürdü ;
" şu anda sizin burada vereceğiniz karar zaten olmuş bitmiş bir durumun adını koymaktır siz millete hakimiyeti'ni vermeyeceksiniz yok siz bu durumun adını koymayacaksanız millet kendi hakimiyetini yine ilan edecektir fakat o'dur ki bu durumda birçok kafalar kopacaktır " .
güncel Önemli Başlıklar