bugün

atatürk'ün bu memleketin başına gelmiş en güzel şey olduğunun bir başka ispatı olan proje.

ulu önder'in en beğendiğim söylemlerinden biri de şudur;
her fabrika bir kaledir...

ne kadar sade, ama ne kadar anlamlı bir söz.

her fabrika bir kaledir.
yani bir fabrika içi sadece makinelerle, techizatla, işçilerle dolu bir bina, bir mekan değildir, o binanın da ötesidir.

işte atatürk'ün bu söylemi doğrultusunda günümüzden 80 yıl önce kale gibi fabrikalarla başlıyordu sosyal fabrika projesi.
sosyal fabrika projesinin ilk ve en güzel örneği, 1937’de Atatürk tarafından açılan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’dır.
görsel

Atatürk’ün kafasındaki fabrika, sadece üretim yapılan bir mekan değil, aynı zamanda “ar-ge” çalışmalarının yapıldığı bir laboratuar, eğitim verilen bir okul, her türlü sanat ve spor imkanlarına sahip bir kültür kompleksi, kısacası adeta dört dörtlük bir “yaşam alanı”, bir kampustur.

Atatürk, işçilerin yüksek standartlarda, her türlü imkândan yararlandıkları bu “sosyal fabrikaları” Anadolu’nun her yanına yapmayı planlıyordu. Ama bu projesini yaygınlaştırmaya ömrü yetmeyecekti.

Fabrika, Türk-Sovyet ortak yapımıdır.
Makineler ve teçhizatların çoğu Sovyetler Birliği’nden narenciye karşılığında alınmıştır. Fabrika kuruluşundaki işçi açığını kapatmak için 120 Sovyet montör ve mühendisi istihdam etmiştir.
görsel

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, sosyalist ülkeler de dâhil, dünyada görülmemiş bir “sosyal” niteliğe sahiptir.
Evet, fabrika kurulurken Sovyet modeli esas alınmıştır, ama genç cumhuriyetin genç mühendisleri Türk devrimine has, çok özgün bir eser ortaya çıkarmayı başarmışlardır.

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, 1930’ların dünyasında bir benzerine daha rastlanmayacak kadar özgün bir “sosyo-kültürel” ekonomi projesidir.

nazilli sümerbank basma fabrikasının bazı özellikleri;

•Fabrika, balolar, danslar ve partiler düzenlemiştir.
1930’ların ortalarına kadar kadınlı erkekli hiçbir toplantıya katılmamış halk, fabrikanın organize ettiği balolar, danslar ve partilerle sosyalleşmiş, özellikle kadın ön plana çıkmaya başlamıştır.
görsel

•Fabrikada sinema salonu vardır.
1937 yılında 12 bin kişinin yaşadığı bir kentte, bu fabrika bünyesinde 700 kişilik bir sinema salonu açılmıştır. iki defa memurlara, iki defa işçilere ve iki defa da ustalara olmak üzere haftada toplam altı defa film gösterilmiştir.
görsel

•Fabrika Halkevi kurmuştur.
Fabrika “Sümer Halkevi” adıyla bir halkevi kurarak halkı her konuda bilinçlendirmeye çalışmıştır.

•Fabrikanın korosu vardır.
Fabrika çalışanları arasında bir müzik grubu oluşturulmuştur. Klasik müzik seslendiren grup Nazilli, Aydın ve Denizli’de konserler vererek “çok sesli” müziğin Anadolu’da tanınmasını sağlamıştır.
Fabrikada yemek aralarında dünya klasiklerinden eserler okuyan bu koro, işçilerin Beethoven dinlemelerini sağlamıştır.
Fabrikada, çalmayı bilen işçilerin kullanımlarına açık bir de piyano vardır.

•Fabrikanın hamamı vardır.
Fabrika bünyesinde kurulan bir hamam, hem işçilere hem de Nazilli halkına hizmet vermiştir.

•Fabrikanın Ressamları vardır.
Fabrika bünyesindeki desinatörler belli zamanlarda fabrika dışına çıkarak Nazilli ve çevresinin güzel resimlerini yapmışlardır. Fabrika ressamlarının yaptığı bu tablolar açık arttırmalarda satılmıştır.
Resim heykel sergileri de düzenleyen fabrika Nazilli’de güzel sanatların gelişmesini sağlamıştır.

•Fabrikanın spor kulübü vardır.
Fabrikanın bünyesinde kurulan lacivert-beyaz renkli Sümer Spor, futbol, basketbol, atletizm, voleybol, bisiklet, güreş, yüzme, boks branşlarında faaliyet göstermiştir.
Fabrika bünyesindeki Sümer Spor futbol Sahası Türkiye’nin ilk “alttan ısıtmalı” futbol sahalarından biridir.
görsel

•Fabrika halka bedava basma dağıtmıştır.
Bir sosyal fabrika olarak tasarlanan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, altı ayda bir halka “ıskarta basma” dağıtmıştır.

•fabrikada işçiler için bir okuma yazma kursu vardır.

•fabrikanın işçi radyosu vardır, işçi çocukları için kreşi vardır.

•fabrika işçileri için uygun kalabilecekleri lojmanlar, ayrıca bekar işçiler için "bekar işçi pansiyonları" vardır.

•fabrikada, Lojmanda kalamayan işçi ve memurları şehirden fabrikaya taşımak için düzenli seferler yapan mini treni vardır.
görsel

•Fabrikanın elektrik ve su santralleri vardır.
Fabrika, bir dönem hem kendi elektrik ihtiyacını hem de Nazilli kentinin elektrik ihtiyacını kendi bünyesindeki bir elektrik santraliyle sağlamıştır. Dört kazan ve üç türbinli olan bu santral, 2500 kw gücündedir. Fabrikanın su ihtiyacını karşılamak için bir de su santrali vardır.

evet, hiç şüphesiz ki bunların tamamı vizyon sahibi bir liderin düşüncelerini hayata geçirmesinden ibaretti.
ve atatürk, büyük türk milleti ile nazilli'de bunları başardı.

o fabrika yıllar boyu tıkır tıkır işledi, binlerce kişiye sadece ekmek kapısı değil, umut ve yaşam oldu.

sadece nazilli basma fabrikası değil,

■gemlik suniipek fabrikası.

■bursa merinos fabrikası.

■izmit kağıt fabrikası(seka)

■ereğli bez fabrikası.

■alpullu şeker fabrikası.

■uşak şeker fabrikası.

■mke kırıkkale fabrikası.

■kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası.

■ankara çimento fabrikası.

■eskişehir şeker fabrikası.

■turhal şeker fabrikası.

■izmit, paşabahçe şişe ve cam fabrikası.

■kayseri bez fabrikası.

■keçiborlu kükürt fabrikası.

■sivas çimento fabrikası.

■karabük demir çelik fabrikası.

gibi dev fabrikalar da atatürk döneminde planlanmış, imalata geçmiş ve bu ülkenin hem maddi, hem manevi birer servetleri olmuşlardır.

işte yukarıdaki tüm bu fabrikalar, sadece birer beton ve makine yığını tesisler bütünü değil, aynı zamanda birer "sosyal fabrika"ydı.

ve atatürk'ün de dediği gibi, "her fabrika bir kaleydi..."

şimdi o kalelerin tamamı yıkıldı, satıldı, başka ellere geçti.
ne sosyallik kaldı, ne de fabrika.

güçlü türkiye, güçlü türkiye diye ortalıkta dolaşanlara soruyorum.
bu yukarıdakilerin tamamına sahipken "çömez" olduğunu söylediğiniz türkiye, bu yukarıdakilerin tamamı elinden çıkmış durumda ve güçlü öyle mi?

iyi pazarlar...

-----------------------
yararlanılan kaynaklar:
-nazilli basma fabrikası arşivi.
-sümerbank arşivleri.
-sinan meydan.
-banu avar.
-soner yalçın.
-vikipedi.
-tarih türklerde başlar.
-nazilli belediyesi.
-adudspace.adu.edu.tr
doğamıza zarar vermiş projedir. Eskiden ne güzel ağaçlar bolmuş bu projeyle birlikte her yer bina oldu.
--spoiler--
almanların vw, porsche yapıp ağır sanayi geliştirdiği, abd’nin almanya’nın da önüne geçtiği zamanlarda ne olduğu belli değil,
--spoiler--

Lan fetöcü cahil, Almanlar 18. yüzyıldan beri sanayi devrimiyle iç içeler tabi ki porsche vw geliştirirler. Osmanlı ne geliştirmişti de savaştan yıkık dökük çıkmış bir devletle neyi kıyaslıyorsun?
Almanlar lokomotif üretirken okuma yazması olmayan geri zekali pasaları olan (bkz: 7 8 hasan paşa)* bir islam-çadır devletinden alinan mirasla ne kadar basarili ise o kadar basarilidir.
*tahmin edilebilecegi gibi ampulhamidin pasasidir.
bak bak fetullahın taşaklarını nemsiz bırakmayana bak bir de "kamal" diyor... nankörlük böyle bir şey işte.
Şimdi,

Şu başlıkta yazan fetöcü arkadaş fabrikada dans, sinema vs olur mu diye konuşmuş, kıt beyniyle eleştirmiş değil mi?

Kendisinden beklenen de o’dur..

Şimdi biz burda önünde dağlarca kuram, kitap, bilgi gerçeklik yığsak, bunun fetö ile badelenmiş kafası almaz..

Ama kendisinin şu aşağıdakini yapmamış olmasını bekliyorum..

Ne mi?

* Google’ın çalışma şartlarını görüp de vay be adamlar yapıyor dememiş olmasını..

* Bmw’nun üretim tesislerini görüp vay anasını dememiş olmasını..

* Türkiyede ki hoşdere mercedes tesislerinde ki sosyal imkanları..

Şimdi bu salak sorsan endüstri mühendisidir ama sorsan verimlilik vs nasıl artırılır hepsini bilir..

Osmanlıdan mütevellit üretme kelimesini lügatından silmiş olan köle bir toplumun işgücüne katılması, üretken hale getirilmesi fln sorsan hepsine fikri vardır..

Söz konusu sosyal fabrika projesi mükemmel ötesi bir zihin ürünüdür ve bağzı gerzeklerin algılaması beklenemez dahi..

Bugün dahi irlandada ki google tesisine, microsoft ofislerine, yurtdışı çalışma ortamlarına bakıp içine geçiren kendi gibi salaklar çokça olmasına rağmen gelir burada yobazlık yapar..

Almanlar gidi dedelerimiz dünya bilimini çekip çekirmiyordu genç ve mal delikanlı..

Senin dedelerinin bokunu temizlemekle uğraşıyoruz 100 yıldır..

Git ve o bedava aldığjn diplomanı yırt..