bugün

bizim bakkalın çırağının cümlesi. sakin uyandığım bir günün sabahında kozmozun sırlarına dair deruni fikirlerimle birlikte inmiştim bakkala. evet, biliyor musun onlar kuruluyor, böyle arkasından çeviriyorsun ilerliyor. akdeniz!! dedim "abi get allasen eğer parayı denkleştirirsem motor alcam" dedi. yağmurlu bir günde bu gri şehirde yalnız ve sıkıntılı dolaşırken belki bir parça ekmek bekleyen sokak köpeği gibi yer yer mart kedisinden halliceyken durumum inanamadım bu cümlesine. şaşırdım, dehşete düştüm, cezmi ersöz bile yanımda recep ivedik gibi kalırken aa dostlar cevab veremedim.

bu çocuk büyük adam olacak bakışımdan güç aldım. "kampanya açalım mı behey behey abeyy" demesine aldırmadan yürüdüm gittim uzaklara bakan adam karizmasını her zerreceğimde hissederek. baka baka kararan üzümleri, damlayarak oluşan gölleri, 46 numara ayağıma göre uzatırken yırtılan çarşafa "ayşe teyze mnskym!!" diye bağırdım oysa yanlıştı, oysa latin atalarımız köklerimiz oysa gözlerin beni benden aldı nazli yarim oysa benliğimiz sürükleniyordu, tabu oynayarak nereye kadardı? saygınlık ile baygınlık arasındaki kalın mı kalın çizgilerden seke seke odama geçerken hala unutamamıştım, çırağı.

birden zilin sesiyle irkildim, "küfür etmeyeceğim mına goyduklarım, uyutmadınız" derken, demez mi "abii koşş atasözlerini atatürk kurmuş" diye. baba yarısı kurtlu mu çıkmıştı, kurtlara kardeş miydim bilmiyorum ama bu da böyle bir anımdı.

on numerö çocuk, bir daha gittiğimde sözlük alacağım, atasözleri tabii.