bugün

(img:#1921207)
Başka bir hikayede şöyle anlatılır:
Romalılar döneminde Aspendos Kent kralının dünyalar güzeli Belkıs adında bir kızı varmış. Kentin iki ünlü mimarı da kralın kızı Belkıs’a aşıkmış. Kral da kızını hangi damat adayıyla evlendireceğine karar veremeyince bir yarışma düzenlemiş. Mimarları yanına çağırıp onlara “Hanginiz Aspendos kenti için yararlı ve güzel bir eser yaparsa kızım onunla evlenecek” demiş. Mimarlar uzun ve yoğun çalışma sonucu eserlerini krala sunmuş.

Mimarlardan biri kentin su ihtiyacını karşılamak adına kente su kemerleri inşa etmiş, diğeri de ihtişamlı Aspendos Tiyatrosu'nu yapmış. Kral bu iki eserin muhteşemliği karşısında karar vermekte zorlanmış ve kızını en çok kimin sevdiğini anlamak için başka bir yol denemiş. Bu sefer mimarlara “ikinizde çok yararlı eserler yaptınız bunun için sözümü tutup kızımı ortadan ikiye böleceğim ve bir yarısını birinize diğer yarısını diğerinize verip evlendireceğim” demiş. Mimarlardan biri güzeller güzeli Belkıs’ın ortan ikiye bölünmesine razı olmayıp ben vazgeçtim, kızınızı rakibime verin demiş.

Çok seven ...
antalya'nın serik ilçesinde bulunan ve amfik tiyatrosuyla bilinen meşhur antik bir kenttir.
temmuz ayı sıcağında ziyaret edildiğinde mutlaka şemsiye ve 60 faktörlü koruyucuyla gidilmesi gereken muhteşem antik şehir. antalya merkeze uzak bir noktadadır. arabayla gittiğinizde ana yoldan içeriye 4 km sapmanız gerekmekte. tiyatronun ve ören girişinin önünde tabiki bir otopark var ve mis gibi ücretli. tiyatro girişinin ücretli olmasına bir şey demiyorum. olabilir neticede tarihi mekan ve müze. ama müza kafesi diye bir şey uydurmuş kültür bakanlığı. 1 litrelik evian su 8 tl, 1 litrelik erikli 4 tl miydi neydi. abi zaten antalya sıcak. nefes alamıyorsun mecbursun su içmeye. su bu kadar kazık olur mu? çevresinde başka kafe veya bakkal olmaması (tabiri caiz ise dağ başı) nedeniyle seve seve evianı 8 tl ye aldık.

fakat tiyatro gerçekten muhteşem bir yapı. bakanlık zaten bir tek tiyatroyu korumuş ya da tiyatro kendi kendini korumuş 21. yy.'a kadar ayakta kalmış. yukarıdaki şehir ise içler acısı. çıkanlar için bir tente, gölge ya da ne bileyim dinlenme alanı yok ve kısacık mesafede kavrulmak işten değil. tepeden ovaya bakmak ise tarifsiz. bölgenin bağlık olduğu anlaşılıyor. sadece buy kadar muhteşem bir yapı neden denizden bu kadar uzağa yapılır diye düşünmemek elde değil.

çok eğlenceli başka bir nokta ise fotoğraf enstantanesi oldu. istanbulda sultan ve cariye kıyafeti giyerek fotoğraf çektirmek modadır malum, aspendos'ta ise romalı kıyafetleri giyinip foto çekebiliyorsunuz. üstelik de 3 tanesi 30 tl gibi bir şeydi sanırım. baskı kalitesi çok iyi ve erkan (organizatör arkadaş) çok ilgili biri. güle eğlene böyle bir anıya sahip olabilirsiniz. fotoğrafları mail de atıyor ya da cd'de veriyor.
ayrıca kendisi aksekili olmasınave ingilizceyi turistlerden öğrenmesine rağmen inglizcesi türkçe'sinden daha iyi ve ingiliz aksanı yapmış biri. buradan kendine selam olsun.

gideceklere tavsiye mutlaka müzekart alın, yoksa kapıdan alın. işbankası kredi kartınız varsa da işe yarar. ama mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. insan gerçekten hayret ediyor.
Teee aşağıda konuşursunuz, teee tepedeki adam sizi yanındaymış gibi duyar. işte böyle bir akustiği vardı. Yukarıdaki adama sesinizi duyurmak için benim gibi bağırmanıza gerek yoktur. Ses çıkması yeterli.
argoda, orospu anlamında kullanılır.
(bkz: aspendos tiyatrosu)
ilk yunan olimpiyatları burada başlamıştır.
Antalya, Belkıs köyü yakınındaki antik kent. Hititler zamanından beri var olduğu düşünülen kent, Helenistik ve Roma dönemleri sırasında ticaretin gelişmesiyle büyük önem kazanmıştı. Kent, 8. yüzyıldaki Arap istilasından sonra Selçukluların eline geçmişti. Aspendos tiyatrosu en iyi korunmuş antik tiyatrolardan biridir.
hakkında şöyle bir efsane vardır; aspendos kralının kızına talip iki genç vardır. bunlardan biri tiyatronun bir kaç km. ötesindeki su kemerini yapıp şehre su getirmiş, diğeri ise tiyatroyu inşa etmiştir. bu iki mimarın arasında seçim yapmakta zorlanan kral tiyatronun en üst sırasına çıkmış düşünmeye başlamıştır bu arada tiyatronun mimarı olan genç sahnede kendi kendine "bir şeyler yapmalıyım" diye fısıldanmaktadır bunu duyan kral kararını vermiş kızını tiyatronun mimarı ile evlendirmiştir. yapı daha sonraları roma'nında etkisiyle arena olarak kullanılmış ve eklemeler yapılmıştır. zindanlarda ise aslan ve çeşitli vahşi hayvanlar dövüşlerde kullanılmak üzere tutulmuştur. şehrin selçuklu tarafından işgal edilmesinden sahne ve duvarı çinilerle kaplanmış, osmanlı'nın son zamanlarına doğruda bakımsızlık ve ilgisizlikten dolayı köylüler tarafından hayvan barınağı olarak kullanılmıştır, kemal atatürk'ün şehri ziyaretine kadar yapı bu durumunu korumuş, atatürk'ün ziyaretinin akabinde tarihsel miras ilan edilmiştir. sahne duvarının en üstünde bulunan kabartmalar şarap tanrısı dionysos'un temsilidir. yapısı itibariyle ceviz kabuğunu andırır ve bu özelliği onun eşsiz bir akustiğe sahip olmasını sağlamıştır.
gördüğüm en güzel tarihi yapıtlar arasındadır. özellikle tiyatro olmasına karşın içerisindeki gizli zindanları beni çok etkilemişti.
tiyatrosunda konser dinlemenin muhteşem bir duygu olduğunun garantisini verebileceğim tarihi mekan.
Antik dünyada en güçlü parası olan Aspendos sikkesinin bulunduğu antik kent ayrıca, tiyatrosunda günümüze kadar ulaşan yegane antik tiyatrolar arasında bulunur.
imparator antonius pius doneminde zenon adli bir mimar tarafindan yapilmistir.
dünyada şuana kadar ki korunmuş en iyi antik tiyatrodur. gunumuzde de burada klasik konserler düzenlenmektedir.
2. Yüzyılda inşa edilen, 17.000 kişilik olan anfi tiyatrodur.. Antalya-Alanya karayolunda Serik'i geçtikten sonra kuzeye dönülerek 4 km.'lik Aspendos yoluna girilir.. Selçuklu'lar devrinde kervansaray olarak kullanılmıstır..