bugün

bi siktirin gidin amınakoyyim. askerliği yapmasak yutup üstüne gargara yapıcaz. hep başkalarının ayakları kokar, başkaları osurur, sıçar. o heyecandan gecenin nasıl geçtiğinin farkında olmayıp, sabahın olduğunu anlarsınız.

-tuvaletten taşan boku temizlettirirler, taşmaz,
-koridorlarda çöp olması zordur mıntıka temizliği zamanlı zamansız yapılır,
-koğuşlarda ilk geceden sigara içebilecek göt kimsede yoktur, admı s.kerler,
-battaniye acayip batar, doğrudur.
gerdek gecesinin bir kadına yıllarca yaşattığı "o an" sıkıntısının gece boyunca yaşandığı insan kimyasının uyum sağlamakta son derece zorlandığı ilk gecelerden biridir, o geceyi yaşayan hemen hemen bütün askerler bir hafta boyunca gaitasına sahip çıkar bırakmaz.
elazig ktm ye dusmus iseniz allah iniz sasar. aglamamak icin kendinizi zor tutarsiniz. yerden izmarit toplatirlar, igrenc yemekleri yersiniz, kopek baglasan durmayacak yataklarda yatarsiniz. **** .
ağlamamak için dudaklarınızı ısırırsınız önce. hafif hafif süzülür gözyaşlarınız. evinizin, ailenizin kıymetını anlar onları daha ilk günden çok özlersiniz. sabah olsun da bi telefon edeyim annemin sesini duyayım diye beklersiniz. ama zaman bir türlü geçmez. dudaklarınız da acımaya başlar artık ısırmaktan. göz yaşlarınız akmaya devam eder. hayale dalarsınız evdeki yaşadığınız en kötü günü, babanızla yaptığınız kavgayı bile özlersiniz. dudaklarınızı ısırmaya devam edersiniz. hıçkırık sesim duyulmasın diye çabalarsınız. ve göz yaşlarınız akmaya devam eder.
unutulmayacak ender anlardan. aslında benim bir ilk gece sendromum olmadı. şanslı bi veled-i poşet olduğumdan üniversiteden en yakın arkadaşımla aynı koğuşa düştük. bu sebeple çok rahat ve eğlenceli geçti bile diyebilirim. o yüzden siz bana pek bakmayın. ama bence geceden ziyade kötü olan şey, ilk sabah. sabahın köründeki "koğuş kalk" sesi ile "aha dedim olum sen harbi harbi gelmişin" dedim kendime. ama hiç büyüttüğüm gibi olmadı. berbat bir sabah olsa da insanı oldukça rahatlatan bir şey var: ordaki herkesin ilk sabahının olması.
bildiğin uyursun. hemde osura osura.
start your engines!

(bkz: mokoko)
bizi uyutmadılar revirin önünde çantalarımızn üzerinde otururken osurmak zorunda kaldık o ayrı. ilk gece insanın babasına bile güvenmemesi gerektiğini anlarsınız. herkes size askerlikten bahsederken babanız hep "abartıyorlar olum sen onlara aldırma" der. fakat ilk gece ki manzara herkesin anllattığı duygularla geçerken siz hass.ktir doğru söylüyorlarmış, boku yedik diye düşünürsünüz, aslında nizamiye girişinde o boku yemişsinizdir.
öğlen vakti birliğe teslim olunur. müthiş bir kalabalık vardır. kimse ne yapacağını, nereye gideceğini bilemez. en sonunda kayıt yerine ulaşılır. uzunca bir kuyruk vardır. saatlerce beklenir. bu arada usta askerlerin laf atmalarını tebessümle karşılarsın. en sonunda sıra gelir ve kaydınızı yaparlar fakat koğuşlara gitmek için belli bir sayıyı tutturmanız gerekir, yine beklenir. geç saatlerde istenilen sayıya ulaşılır ve koğuşlara doğru yol alınır. artık iyice yorgunluk çökmüştür. yataklar gösterilir. yatağa uzanılır. hiç birşey düşünemezsiniz. sadece uyumak istersiniz. tam uykuya dalmak üzeresinizdir ki bir ses yankılanır. koğuş kalk!!!
normalde mavi olması gereken çarşafın ortasında, kocaman sarı bir leke görülür. uyumak değil ya dokunamam ben buna denir. ilk gece öle takılırsınız. Sabah eğitime çıkarırlar *. 2. gece çarşaf falan sallamaz koyarsın kafayı...
gece yarısına doğru giyindirmeden tek tip çıkmış bekleşirken çavuşun biri geldi " aranızda angaralı var mı? " dedi. gayri ihtiyari " ben varım " demiş bulundum. çavuş da hemen beni bir kenara çekti ve künye plakasına zincir takma görevini tevdi etti. sabaha doğru sol elimin başparmak tırnağına kan oturmuştu... bir damla gözyaşı ya aktı ya akmadı dışarı.
benim burda ne işim var burası neresi ben kimim nerden geldim ne yapıyorum gibi bir dizi sorunun zihinden suretle geçtiği, daha önce hiç hissedilmeyen duyguların bedeni esir aldığı ama bir yandan da yorgunluktan uyuma isteiğinin tavan yaptığı bir gece olarak kayıtlara geçer.
Bütün gün kayıt işlemleri için koştururlar akabinde akşam yatağa yattığında nasıl bitecek lan bu 460 dersiniz öle ilk gece biter.
Bir de bunun usta birliğine giderken ktm kısmı var oraya hiç girmeyelim.Gerçi şimdi bal dök yalada cemeresini biz çektik.
kayıt kabul denen cehennem azabı sonrasında yeni kamuflajlar içinde terden ernimiş bünye gece leş gibi bir yatakta alır soluğu, etrafta uyuyan uyuyamayan hatta ağlayan insanlar.

kafanızı hayatınızda gördüğünüz en pis yastığa kor düşünürsünüz.
kadınların evlendiklerinde geçirecekleri ilk geceden farkı olmayan gecedir.
daha nizamiyenin kapısından girmeden mallaşan kişinin "nasıl olsa keserler içeride" diyerek saç tıraşını olmayıp kendisiyle aynı mallığı paylaşan kişiler arasında, saç tıraşı kuyruğunda sabahladığı gecedir.

1-0 yenik başlarsın askerliğe.
önünüzdeki ilk 6 gün boyunca büyük tuvaletinizi yapamazsınız, sadece işemekle geçer 6 gün, artık dayamazsınız tabiki 6. günün sonunda tuvalete çocuğu düşürürsünüz...
kısa dönemler için 154 gün, uzun dönemler için 449 günün kaldığını gösterir.

edit: uzun dönemlerin 12 aya düşmesiyle, ilk gece bitince 359 gün kalıyor, net.
bedelliler için yaşanmayacak gece olacaktır.
(bkz: surattaki o mal ifade)
aklıma hapishane filmlerinde ilk gece cümlesini getirmiştir.
(bkz: çıkarın beni buradan)
(bkz: ben buraya ait değilim)
afedersin de amına koyiyim ben o gecenin dedirten gecedir.
Genel evdeki fahişenin ilk gecesıne benzer alt ranzada yatanlar üst ranzanın döşegindeki şafakları şiirleri okurlar üst ranzada yatanlar sevgılısini karısını sevgilisi karısı olmayanlarda anacını babacını düşünürler 459 koca gun nasıl geçer diye kara kara düşünür allah sabır versın sayılı gun geçer.
genelde zor geçen gecedir ancak bizim o kadar kötü geçmemişti.

331.kd amasya il j. komutanlığı aralık celbi, uçakta tanışılan kafamız uyuşan elemanla karar verdik, saat geç oldu bugünde cumartesi teslim olmayalım akşam amasya'da gezer bir otelde kalırız yarın öğlen teslim oluruz, "bu ikisi 1 gün geç geldi" diye not alacak değiller ya.*
ertesi gün pazar kahvaltı yapılır nöbetçi kuaför bulunup saçlar uygun hale getirilir ve birliğe giriş yapılır, akşama kadar senin gibi acemi ancak ilk gecelerini atlatmış yeşillere bürünmüş 90 asker ve bizim gibi geç gelen 4 sivil kaynaşmaya başlarız.

pazar günü olduğu için ortalık sakindir herkes sağda solda gezip vakit öldürüyor, tabii bizde sivil halimizle ortama ayak uydurmaya çalıştık, bir iki komutanla sohbet ortam iyi, komutanlar genç ve kafa dengi kısa dönemlere iyi davranıyorlar, "biter olm, korkmayın size kimse dokunmaz, 5 ay ne ki hemen geçer gider" vs oo dedik iyiymiş lan hep böyle olacaksa askerlik zor değilmiş.*
neyse akşam yemeği olur yemekte yanda oturana o soruyu sorarım.

+gece bu binada mı yattınız.
-yok topraam yer yokmuş burda bizi hapishaneye götürdüler sizde bizimle oraya geleceksiniz orada yatacağız.

biz diğer istanbulluyla birbirimize bakıp güldük, dedik herhalde geç geldik diye bize şaka yapıyor bunlar, ne şakası adamlar bizden sadece 1 gece önce gelmişler, adamların suratlar bembeyaz nerdeyiz biz moduna girmişler bile şaka yapacak hal mi kalmış.

akşam yemeğinden sonra bir otobüs bir minibüs geldi bizi doldurdular içine amasyanın öbür ucuna amasya hapishanesine!

meğer olay doğruymuş o sıra kısa dönem kalkacak korkusuyla millet yüklenmiş askerliğe deli gibi kısa dönem var. 50 kişi beklerken amasya'ya 100 kişi gelmiş, adamlarda bize ancak hapishane içindeki askeri karakolda yer ayarlamışlar sabah alaya geleceksiniz akşam hapishanede yatacaksınız 15 gün acemiliğiniz böyle olacak dediler.

girdik mekana tabii dün gelenler yerleri kapmış, biz geç gelen 2 istanbullu artı 2 izmirli o karakolun uzun dönemlerinin arasında kaldık bide dolap falanda kalmamış, bizim elimizde kendi valizlerimiz birde kamuflajlar birde askeriyenin verdiği çanta var ee biz bunları nereye koyacağız nereye yatacağız, yetkili biri yok mu, kim ilgileniyor arkadaşım burayla diyecekken o an bodrumda otel odasında değil, asker ocağında olduğunu anlıyorsun, artık askerliğin başladığını ve herkesin başının çaresine bakması gerektiğini idrak ediyorsun.

hemen yan ranzadaki uzun dönemle muhabbete başladık ordan burdan istanbula geldin mi nerede kaldın, şafak kaç vs derken, efendi bir çocuktu sağ olsun dedi hocam benim dolaba sıkıştırırız senin valizleri gel. o krizi öyle atlattık.

millet ufaktan tanışma faslını geçip geyiğe başlamış bizde ranzalar arasında dolaşıp muhabbetlere katıldık her türlü bilgi altın değerinde, nerde duş alınır nerde traş olunur kimse bir şey bilmiyor her şey belirsiz.

8 gibi herkesin pili bitmeye başladı tabii onlar erken kalktığı için hemen çöktüler bizde gram uyku yok, ama yatmak lazım sabah erken kalkılacak.

valizler yataktan kaldırınca yatağa odaklandım bir an, klasik asker yatağı yorgan, 2 battaniye ve bir yastık ama yastık mavi den kahverengiye geçişini tamamlamak üzere neyse üzerine bir şey serer uyuruz dedim yeter ki yatak olsun, yatak rahattı, koğuşta sıcaktı şortla uyunuyordu aralık ayında, istanbullu elemanla alt ranzada yataklarımız yan yanaydı vurduk kafayı, ulan dün gece nerdeydik bu gece nerdeyiz, her yerde buram buram hasret, özlem,yalnızlık derken "biter mi lan bu askerlik" diye diye uyuduk.

ilk gece böyle geçti işte, sabahta "koğuuşş kalkkkk" diye bir bağırış beklerken, tek tek "hocam günaydın haydi kalkın" diyerek omuzumuza dokunup bizi uyandıran bir uzun dönem asker bizi şoka sokmuştu.

tek derdimiz dolaplar ve yastıklardı, ertesi gece alay komutanı geldi bizi ziyarete gelirken eksiklerimizi öğrenmiş ve tedarik etmiş, ekstra dolap ve yastık getirdiler, adam çok ilgiliydi sohbet etti bizimle okullarımızı mesleklerimizi sordu, bir derdiniz olursa bana gelebilirsiniz dedi.

hiç beklediğimiz gibi olmadı askerlikle tanışmamız ve öyle öyle bitti, ama çok saçma anlarda yaşanmadı değil.
askerlik gerçekten çook genele hitap eden bir yer o yüzden bazı kurallara mantıkla bakamıyorsun ve maalesef bir süre sonra bu kurallara hak veriyorsun, sonuçta hepsi güzel anılar olarak kaldı, ama biz şanslıydık gerçekten, başka şehirlerde çok zor şartlarda yapan arkadaşlarımda oldu.

son olarak askere gidecek arkadaşlar her türlü soruları için mesaj atabilirler.
her türk gencinin tatması gereken gecedir. hani yıllardır ben şöyle erkeğim ben böyle erkeğim diye dolaşan nice adamların tir tir titrediğine şahit olduğunu görürsün, zaten o ilk gece uyumak mı imkansızdır ben uyudum diyen adam yalancıdır çünkü askere gelmeden önce duyduğunuz hırsızlık hikayeleri sizi tetikte tutar hayal edersiniz gecenin bir vakti boynunuzdan çalınacak cüzdanı. ilk gecenin ortasında ayağa kalkar benim ne işim var lan burada dersiniz dışarıda bekleyen var benim niye hayatımdan bu zaman geçiyor diye sorgular ve geçmeyen zamanı beklemeye devam edersiniz ama üzülmeyin geçiçek hemde açılmayan şemsiye misali geçicek gerçi bende hala geçmedi.

şafak: 53