bugün

gregory colbert in müthiş projesi. 10 yılda bitirdiği projesini toplam 8 ülkede 100 kişilik bir ekiple tamamlamış. fotoğraflarının en önemli özelliği renkleri sepyaya çevirme dışında hiç bir efektin kullanılmamış olması.

insanlığa olan inancım artıyor.

http://www.ashesandsnow.org
gregory colbert tarafından senaryosu yazılan ve yönetilen, bir fotoğraf gösterisi gibi geçip giden 2005 yapımı belgesel. yaklaşık 10 yıllık bir ön çalışma sonrasında hayata geçirilmiş dinlendirici, keyif verici ve fark yaratan bir projedir. sıradışı bir yapım izlemek isteyenler için tavsiye edilir.
insanın gerçek olduğuna inanası gelmeyen proje. fakat tamamen gerçek ve montajsız. hiçbir efekt kullanılmamış. girdim baktım siteye, lan dedim bu adam insansa ben neyim? sabah sabah insana kim olduğunu sorgulatan bir çalışma ashes and snow.

(bkz: gregory colbert)
insanın içini acıtan harika bir videoya sahip proje.
kanadalı fotoğrafçı colbert'in bu çalışmasında, insanlarla hayvanların ahenk içerisinde yaşayabileceği bir dünya özlemini duyumsamak mümkündür.. ayrıca hindistan, mısır, tonga, sri lanka, namibia, kenya, myanmar ve antartika'da çekilen görüntülerden oluşan belgeseldeki şiir charles baudelaire'in 1857 yılında yayımladığı ve üzerinden bir ay geçtikten sonra yasaklanan lanetlenmiş kadınlar adlı şiiridir.
if you come to me, at this moment, your minutes will *ecome hours, your hours will *ecome days. and your days will *ecome a lifetime...
--spoiler--
Küller ve Kar

Bu anda bana gelirsen,
dakikaların saat olur,
saatlerin gün,
ve günlerin bir ömür olur.

Fillerin Prensesine...
Tam bir yıl önce kayboldum.
O gün bir mektup aldım.
Beni fillerle yaşamımın başladığı yere
geri çağırıyordu
Lütfen aramızda bir yıldır süren
sessizlik için beni bağışla.
Bu mektup sessizliği kırdı.
Sana yazacağım 365 mektubun ilki.
herbir sessizlik günü için bir tane.
Asla bu mektuplardaki kendimden
fazlası olmayacağım.
Bunlar benim kuş yolu haritalarım.
ve bunlar doğru olacağını
bildiklerimin hepsi.
Herşeyi hatırlayacaksın.
Herşey öncesi gibi olacak.
Zamanın başlangıçında,
gökyüzü uçan fillerle doluydu.
Her gece gökyüzünde aynı yere yatıyorlardı.
Ve bir gözleri açık hayal kuruyorlardı.
Eğer gece yukarıdaki
yıldızlara bakarsanız...
bir gözleri açık uyuyan fillerin
ışıldayan gözlerini görürsünüz.
En iyisi bizi izlemeye devam edin.
Evim yandığından beri
ayı daha net görüyorum.
içime düşen tüm cennetlere bakıyorum.
Ellerimle tuttuğum cennetler gördüm,
fakat bıraktım.
Tutamadığım sözler gördüm.
Azaltamadığım acılar...
iyileştiremediğim yaralar...
Dökemediğim gözyaşları...
Kederlenemediğim ölümler gördüm.
Karşılık veremediğim dualar...
Açmadığım kapılar...
Kapatmadığım kapılar...
ve yaşamadığım hayaller...
Kabul edemediğim,
bana sunulanların hepsini gördüm.
Arzu ettiğim,
fakat asla almadığım mektuplar gördüm.
Olabileceklerin tümünü gördüm,
fakat asla olmayacak...
Hortumunu yukarı kaldırmış bir fil
yıldızlara bir mektuptur.
Balinanın suda sıçraması
denizin dibinden bir mektuptur.
Bu imgeler hayallerime bir mektuptur.
Bu mektuplar sana olan mektuplarımdır.
Kalbim pencereleri yıllardır açılmamış
eski bir ev gibidir.
Fakat şimdi pencerelerin
açıldığını duyuyorum.
Turnaların Himalayaların
eriyen karlarının üstünde...
yüzdüğünü hatırlıyorum.
Deniz ayısının kuyruğunda uyumak...
Sakallı fokların şarkısı...
Zebranın havlaması...
Kumun çıtırdamaları...
Karakulakların kulakları...
Fillerin egemenliği...
Balinaların suda sıçraması...
ve boğa antilopunun silueti...
meerkat'in ayak parmağının
kıvrımını hatırlıyorum.
Gange nehrinde yüzmek...
Nil'de gemi yolculuğu...
Hatshepsut kolidorlarında dolaşmayı ve
birçok kadının yüzünü hatırlıyorum.
Sonsuz denizler ve binlerce mil nehirler...
Babalar ile çocuklar hatırlıyorum...
ve tadı...hatırlıyorum...
ve şeftalinin kabuğunu soymayı...
Herşeyi hatırlıyorum.
Fakat geride bırakılanları
hiç hatırlamıyorum.
rüyalarını hatırla...
hatırla...
Savanna fillerini daha uzun izledikçe,
daha fazla dinledikçe,
daha fazla açtıkça,...
bana kim olduğumu hatırlatıyorlar.
Koruyucu filler, doğa orkestrasının
tüm müzisyenleri ile birlikte...
çalışma isteğimi duyabilir mi?
Filin gözlerinden görmek istiyorum.
Adımları olmayan dansa katılmak istiyorum.
Dansın kendisi olmak istiyorum.
Eğer daha yakına gelir veya
daha uzağa gidersen söyleyemem.
Yüzüne baktığımda bulduğum
huzuru özlüyorum.
Eğer şimdi yüzün bana dönerse,
kaybolduğunu sandığım yüzü
tekrar bulmam belki daha kolay olur.
kendimin.
Tüy ateşe
ateş kana
kan kemiğe
kemik iliğe
ilik küllere
küller kara
Balinalar şarkı söylemiyor,
çünkü bir cevapları var.
Şarkı söylüyorlar,
çünkü bir şarkıları var.
Ne önemlidir,
sayfada yazılı olan değil,
Önemli olan,
gönülde ne yazılı olduğudur.
Haydi mektupları yak
ve küllerini kara ser.
Nehrin kenarında,
bahar geldiğinde ve kar eridiğinde
ve nehir yükseldiğinde kıyısına geri dön.
ve kapalı gözlerinle
mektuplarımı tekrar oku.
Bırak kelimeler ve imgeler vücudunu
dalgalar gibi yıkasın.
Ellerinle kulaklarını kapa
ve mektupları tekrar oku.
Cennet müziklerini dinle.
sayfa, sonraki sayfa, sonraki sayfa...
Kuşun yolundan uç.
Uç...
Uç...
Uç...
--spoiler--
(bkz: her güzel şeye geç kalmak)
yitirilmiş bir ahengin hayat bulduğu Gregory Colbert belgeseli.
tüm kareleri çıkartılıp eve asılmalı birini seçmeye kalktığınızda olmuyor çünkü hepsi birbirinden harika.
incelenmesi gerekir, durulması ve düşünülmesi... ben yapımcısına ve esere hayran kaldım...