artık her şeyin öyle tadı kaçtı ki, artık sözlükteki kurallardan da ve bunun dayatılmasından da nefret eder hale geldim.
artık sizli bizli konuşamıyorum çünkü bana, benim görüşlerime, fikirlerime değer veren bi yapı ya da düşünce göremiyorum.
memleketimiz de, yurdumuz da, çok kişi gelip geçti. kendi hayatımda da değer verdiğim insanların artık olmadıklarını, hiç kimsede de vereceğim o değeri göremiyorum.
o kadar kötü bir hal aldı ki, ailem de, hatta neredeyse her evin bi ailesin de, amaçsızlık var.
insanlar daha çok gülmeyi değil de, ağlamayı sever oldular. umudu, umut almayı, vermeyi artık kevaşe bir duruma getirdiler.
sevgili olmayı, aşkı vesaireyi aparatif haline getirip, orda burda paylaşır oldular.
günler geçtikçe, kıyameti değil de, insanların gerçekten kötüye, iyinin yüzünü bile göremedikleri, günlere gittiğini görüyorum.
öyle bir hal aldı ki, sanatçı dediğimiz insanlara, sanatçı havasına bürünüp, söz sahibi olma hakkını tanıyıp, medya da, kötüleyebildiler.
öyle bir hal aldı ki, annesi ve babasını, bir sevgiliye ya da bir arkadaşa değişir hale büründüler.
herkes sanattan, anlar oldu. herkes her şeyi çok bilmeye ve öğretmeye başladı.
öğretmenler sadece ve sadece ezbere dayatılı, saçmalıkları kafalara kazımaya çalışmakta.
kimse kendi fikrini ya da düşüncesini değil de, başkasının görüşlerini, orada, burada paylaşır oldu.
gördüğümüz bildiğimiz en güzel şiirleri, şarkıları, eserleri, senfoniler vesairesinin hepsini, alıntılayıp üstüne almakla övünmekteler.
devlet adamı dediğiniz adamların, her şeyi bildiğine ve her şeyin en doğrusunu bildiğine inanılmakta.
ayrıca hiç bir şeyi bilmediklerine de inanılmakta.
peki doğrular ve yanlışlar bu kadar insanın canına bedel miydi?
günümüze kadar ülkemiz de yapılan her şey doğru için miydi? yoksa yanlış.
sevdiğimiz dediğiniz sanatçıları, doğumgünün de, ölüm yıldönümünün de, anarak onları çok sevdiğinizi dile getirmeniz, gerçekten beni çok şaşırtıyor. hiç tanımadığınız bi adamı atanız olarak görmeniz?
daha oğuz kağan destanını bilmeyip, türklüğü, ya da tarihimizi bilmeyip, tarihe salça atmakta nedir?
sokaklar da, devletimizin savunucusu dediğiniz adamlara ya da halkımız dediğiniz o güzel insanlarımız, bitaneler, onları çok seviyoruz dediğiniz, insanlara, zulmetmekte nedir?
ayrıca bunları yaparken, atam! ataam! diye bağırmak..
gençliğe verilen en güzel nimetleri, insanlara zarar vererek, önlerine taş koyarak, bok edecekseniz. buyrunuzdur.
gerçi kimse karışmıyor ki. niye karışsınlar öyle değil mi? ülkemiz rahat, daha doğrusu sikimiz rahat.
türk bayrağı, atamız dediğiniz adamın, buraya, sizi buralara kadar getiren, bizi buralara kadar getiren, atamıza saygısızlığa göz yumuyorsunuz öyle mi? yaksınlar yıksınlar. ne güzel öyle değil mi?

peki size bir şey sormak istiyoruz insan olarak.
dile getirilmeyen ve birçok şeyi, bunları yaparak, siz nasıl insan olduğunuzu, hangi hakla düşünüyorsunuz?