bugün

Bir artvinli olarak ancak 2000'li yılların başında farkettiğim durum.

Şöyle ki o zamanlar uludağ'da türkçe okuyorum. Halk kültürü mü halk edebiyatı mı ne antin kuntin bi ders var. Dersin hocası Mustafa cemiloğlu aynı zamanda fakültenin de dekanı oluyor. Sınıf içinde gezerken rastgele sorular soruyor işte sizin orda düğünler folklorik olarak nasıl oluyor, hangi türküler söyleniyor, aşıklık geleneği var mı falan da filan?

Konyalı bir kız diyor ki işte; hocam bizim orda kız evinde toplanıyorlar işte orda önce ufak bi Mevlüt, dua gibi bişey oluyor, daha sonra kadınlar ayrı bi eğlence yapıyolar erkekler kendi aralarında oynuyolar işte daha sonra türbeye gidiyolar dua ediyolar fln.

Erzurumlu bir arkadaş çıkıyor, bizim orda önce bir türbeye gidiyorlar daha sonra yemek veriyorlar işte daha sonra erkekler kendi aralarında tavuk barı filan oynurlar vıttırıvıtzıt.

Hoca gezerken ansızın benim önümde duruyor bu sefer bana soruyor;

-işte hocam bizim orda böyle yemekli memekli horon moron daha sonra işte koç parası. Eh işte Allah affetsin biraz alkol. Ondan sonra arada silah atma filan.

+türbeye gitmezler mi peki?

-(ben ezilip büzülerek) valla hocam bizim orda türbe yok ki.
..

(Sınıfta gülüşmeler)

işte ilk kez o ortamda farkettim ki Artvin'de türbe yok. Ama nasıl ezilip büzülüyorum. Anlatamam.