bugün

evet efendim...

onun gibi dürüst, insani özellikler bakımından çok yüksek bir kişilikle tanışmam yaklaşık 2 yıl önceye tekabül ediyor. yaklaşık 1.80 boylarında, üniversite mezunu ve hayli yakışıklı olmasının yanı sıra, yaşı da genç sayılabilecek bir yaştaydı. yani 30 lu yaşlarındaydı. bakmayın siz yolun yarısı dediklerine...

iyi bir işe sahip olmasının yanı sıra onu üzen birkaç sorunu vardı. evlenemiyor, karşısına hayatının aşkı çıkmıyordu. ben ise insanlara bir çok açıdan bakabilen, deküpe ustası bir insan olduğum için olaylara çeşitli perspektiflerden bakıyor, dindarlığımın yanı sıra müthiş kalem erbabı olduğumdan, her türlü konuyu gayet cesursa irdeleyebiliyordum.

bir gün bana gelen bu arkadaşım bana evlenmek istediğini söyledi. günümüz gençliğinin sürekli arkadaşlık sitelerinde ruhsal bunalımlar geçirdiğini, üniversite mezunu kızlarla evlenmek istemediğini, başı kapalı ve tekstilde çalışan bir kız ile evlenmek istediğini fakat ailesinin okumuş bir kızla evlenmesi için baskı yaptığını anlattı. gayet kaslı olan omuz başlarına dokunarak onu teselli etmeye çalıştım. hüznün adamı olan ben, hüznümü kalbime gömerek insanlık için çalışmalara başlamalıydım acilen. benim de birtakım sorunlarım vardı, fakat insanın en iyi doktorunun kendi olduğunu arkadaşım çözememişti. ben nefsime engel olduğumdan ve çoğu insanın göremediği gerçekleri gördüğümden, kendi kendimi tedavi ediyordum yıllarca.

hülasa, birkaç ay sonra bu arkadaşımı arkadaşlık sitelerinde dolaştığını duydum. oralardan kız bakıyor, ahlaki öğelerimize uymayan kızları seçme yolunda emin adımlarla ilerliyordu. bir anda fenerbahçe'nin kaybettiği şampiyonluk sonrası timsah yürüyüşü yapan taraftarların bu olayı öğrendikten sonraki halet-i ruhiyelerine büründüm. yalnız artık çok geçti...

arkadaşım evlenmiş, karısı yemek yapmayı bilmiyor, sürekli bikinili fotoğraflarıyla arkadaşlık sitelerinde fink atıyormuş. mini eteği seven, chp ye oy verdiğini açıkça dile getiren bir kadınmış. arkadaşım için içim burkuldu, kalbim taşikardi olmuş gibi atmaya başladı günlerce. arkadaşlık sitelerinde arkadaşımın eşinin bikinili fotoğraflarına yorumlar yapılıyor, ağzının suları akan apaçiler arkadaşımın eşini bir gecede hoplatma planları yapıyorlardı. bunu açık ve netçe görebiliyordum.

arkadaşım boşanamıyor, üzülüyordu. kendini en son çare olarak içkiye vurmuştu. içkiyle halledilmez bu işler aslında, içki kafir içeceğidir desem de, biraz olsun ona da hak veriyordum. çünkü allah'dan başka kimsesi yoktu, ailesi boşanmasını istemiyor, bir de çocuğu var ve işten atılmıştı. bunun sonucunda ise sürekli alkole bataklığına saplanmış, karısının envai çeşit siteye bulunan üyeliklerinden dolayı içi kan ağlıyordu. ben ise bu olayı engelleyemeyeceğimi biliyor, fakat arkadaşımın alkol almasını bırakması için çalışmalar yapmam gerektiğine inanıyordum.

yanına gittim bir gün ve gene şarap içiyordu arsızca. karımı düdüklemelerinden çok korkuyorum, böyle siteler çok tehlikeli, işe giderken modemi saklıyorum ama mobil modem vınn almış onunla giriyor dedi ve içkisinden yudum aldı.

bu lanet olası pis kafir içeceğini içince hallediliyor mu peki diye sorduğumda aldığım cevap artık çaresizliğin dibinde olduğumu gösterdi.
içince hallolmuyor, hallolmayınca içiliyor...

hemen o alandan uzaklaşarak arkadaşımla konuşmayı kestim. böyle facebook gibi siteler kurarak insanları dolandıran, ahlaksızlığa yönelten siteleri yapanlara binbir defa beddua ettim...
(bkz: işe giderken modemi saklamak)
"gençler birbirini görmüş, beğenmiş, sevmiş. bize bu saatten sonra mutluluklar dilemek düşer." gibi bir cümle ile devam eden atak. ofansif yönü ağır basan gençlerimiz yapar bunu.
herkesin bir facebook adresi olduğu düşünülürse aksinin pek mümkün olmadığı evliliktir.
(bkz: seni o çamurdan çekip çıkaracağım okşan)
(bkz: cam silerken görülen kızla evlenmek)
böyleleri var evet aynen.
ilerde işe gittiğinizde karım acaba bugün kimin kucağında diye düşünmenize neden olacaktır.
feysibookta dahildir.