bugün

kaçmaların en güzelidir.

bir yaz akşamı, gün batımına iki saat var. hava mevsim normallerinin altında, birkaç saate hele de iyotlu bir esintinin sırtına bindiğinde ürpertecek bile. kapı açılır, kapı kapanır, kemer takılır, motor çalışır, aynalar kontrol edilir ve tavanı açan o minik tuşa basılı tutmaya başlarsın.

Şimdi başının üstünde sadece gök var.

radyodaki şarkının ritmiyle yarışırcasına dönen tekerlekler biraz sabredince büyük binaların ve vızır vızır arabaların arasından boğucu gri asfalta veda eder. illa virajlı ve ağaçlı bir yol, ardında deniz olduğunu görmesen de hissettiğin bir tepe olur rotanda. güneş rengini kaybetmeye, günün yükünü omzunda taşıyamayıp bir köşeye çökmeye başlar. işte o zaman ilerideki maviliği, deniz fenerini, dalgakıranı, kumsalı görürsün.

saçların rüzgarla giriştiği kavgayı kaybetmiş, gözlerin halinden memnun.

frene basar, önünde uzanan manzaranın evine taşınır, açtığı kolların arasında duruverirsin. iki tam bir yarım sigara kadar hayal kurar, arabana atlar geri dönersin. böyle de rahatlayamadıysan, derdin kaçtığın yerde değil, içindedir.
toplu giderseniz hem daha ucuza patlar hemde otobüse göre daha kısa sürer ha bide ceza yeme ihtimalinizde var neyse siktiret otobüs yolculuğu daha iyi.
(bkz: Arabayla solculuk yapmak)
Arabayla yapmakta yolculuk sıkıntı yokta, otobüs ile çok zor..