bugün

annem = a
ben = b

a: o derrida şimdi ne anlatıyo? bi göz atayım dedim saçma sapan şeyler... sen düzgün şeyler okusana
b: yahu bi git...
a: it mi?
b: git diyorum git!
a: haa ben de it dedin sandım da sensin it diyecektim

(bkz: based on a true story)
öyle bir geçer zaman ki izlenir ;

mete : size bir sürprizim var hocam.. (tekerlekli sandalye)
annem : aaa.. * peruk mu aldı yoksa ?
dkomnenos : haa peruk aldı, kadını daha çok üzmek için..
annem : ... aman. *
Gene anne=a ve ben=b

b:anne avukat oldum.
a:Ne zaman benim sözümü dinleyeceksin ki?
b:Anne iyide, senin istediğin mesleğin birçok sevmediğim yanı var.
a:sen küçükkende avukattın oğlum. Başka melek bulsaydın ya...
sanki tüm anneler akademiz eğitimli değilmiş gibi kurulan önermenin özetinin başlığı.
şayet anne üniversite kürsü başkanı bir profesör ise o diyalog baştan kaybedilmiştir.
Annem: madem uzaylılar var, neden gelmiyorlar?

Ben: Biz ‘Güneş Sistemi’ içinde yaşıyoruz. Bu ‘Güneş Sistemi’ içinde keşfedebildiğimiz 8 tane gezegen var. Dünyamız da bunlardan biri. Bizim içinde bulunduğumuz ‘Güneş Sistemi’, ‘Samanyolu Galaksisi’ içinde sadece bir yıldızdan ibaret. Bu ‘Samanyolu Galaksisi’ dediğimiz şeyin içinde ise bu ‘Güneş Sistemi’ gibi yaklaşık 500 milyardan fazla ‘güneş sistemi’ var. Yani sadece 1 galakside 5 trilyondan fazla ‘gezegen’ var. Evrende ise ‘Samanyolu Galaksisi’ gibi yaklaşık 400 milyardan fazla galaksi var. Yani içinde bulunduğumuz evrende kaç tane gezegen olduğunu hesaplayabilmen için epey uğraşman gerekecek. Kaldı ki her gün genişliyor, büyüyor. Ayrıca tek bir ‘evren’ olmadığı yönünde ciddi araştırmalar yayınlanıyor her gün. Şimdi sana soruyorum; Sen ‘uzaylı’ olsan, bu kadar gezegen varken, bu kadar orospu çocuğunun olduğu dünyaya mı gelirsin, başka yerlere mi gidersin?

Annem: +%&'^/(!?