bugün

hayat değil cehennemdir. yok ardakaş şu hayatta bir anne bir de baba hasreti çekilmiyor...

bir türkü bir de şiir gelsin faruk nafiz çamlıbel'den.

Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı,
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyordum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya.
ilk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık!
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros Dağları,
Önde uzun bir kışın soldurduğu etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...

"On yıl var ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben"

http://www.youtube.com/watch?v=noJYghdrPmo
yalnız yaşamayı sevenlere göredir.
uçakla altı saat, otobüsle hesaplicak olursak 5 gün demektir. kötü bir durumdur, ardı sıra özlem-hasret ne varsa getirir.
kendi kendinizin ve yakınınızdakilerin annesi ve babası olmayı öğrenirsiniz.ama bazen kokuları özleniyor; babanın, sigaraya karışmış tıraş kolonyası kokusu. annenin, soğan soymuş ellerine karışmış yeni ipek kokusu.