bugün

atanamamak diye okudum gelecek kaygısı içime işlemiş.
Söylenecek bir şey kalmadığında da olan şey. Hissedilen çok şey vardır ama hiçbir kelimeye sığmaz.
Kalbinizin esiri olursunuz ancak aklınız dilinizin önüne geçer.
abi hani böyle şey olur ya. hani hiçbir şey hani böyle kocaaaa bi hiçbir şey. ha işte bu tam olarak o.
Taşıdığım en büyük yük.

Hem de öylesine ağır bir yük ki yeri geliyor bütün günümü tarumar ediyor.

Anlatamıyorum çünkü anlamıyorlar, anlıyorum diyen herkes sadece demiş olmak için diyor.

Yarattığım dünyaya dahil olmuyorlar, dünyama girmek yerine kendi dünyalarından benim dünyama el sallıyorlar ya da geçerken uğruyorlar.

Oysa ben ne istiyorum biliyor musun? Dünyama girenin dünyamı kabul etmesini.

Çok mu zor?

Bir şeylerin iyi olacağına inanmak, mutlu güzel günler beklemek hakkımız değil mi? Nazım usta boşa mı güzel günler göreceğiz dedi?

Ya ben çok iyimserim ya da insanlar çok karamsar olmalı.
Anlatmak istediğim, doğru bildiğim ya da yanlışa dur demek istediğim çok oluyor, ancak ne zaman bir insanı doğruya yönlendirmeye çalışsam sonucunda başarısız oluyorum. Anlatmaya çalıştıklarımdan karşımdaki kişinin hiç bir pay çıkarmayışı canımı sıkıyor. Böyle şeylerin sabır gerektirdiğinin elbette farkındayım ancak şeytan da bırak ne hali varsa görsün tavrını takınmamı fısıldıyor kulağıma. Üzülüyorum amaçsız hayatlara, üzülüyorum hiç bir şeyi değiştiremeyişime. Zor olanlardan zaten umudumu kestim, zira ikna kabiliyetim sıfırdır. Ama olması gerekeni bilip de söylenenleri kulak ardı edenleri de aklım almıyor. Vicdan sermayesini tüketmiştir belki de diyorum, üzmüyordur bu onu. Kabullenmeyişleri Kabullenemiyorum. Kötü giden şeyleri düzeltmek için çaba harcamayan, bu çabayı harcamaktan imtina eden insanları anlayamıyorum. Anlatamıyorum bu insanlara, güzellikle bile anlatamıyorum.
insana acı veren bir şey. Az önce yaşadığım durum. Bir şeyleri anlatamamak ne acı.
(bkz: anlayamazsınız)

karşıdaki sizi anlamıyorsa...
Uzun bir yolda,gecenin karanlığında, tek başına , korkarcasına yürümek ile neredeyse eşdeğer olan bir durum,
Öyle bir durum ki Nekadar ilerlesen de adımlarının tam anlamıyla düzgün olamayacağı, en ufak bir sarsıntıda belkide son bulacağın kendinle olan bir kavga belkide ,
hergün yaşadığından..
Hani Bir şeyler söylemek istersin söyleyemezsin,çok zorlarsan belki az da olsa söylersin ama asla ifade etmek istediğin gibi olamaz ya işte öyle bir şey ..
"ben bu kulaklara göre ağız değilim" diye buyurdu zerdüşt.
dünyanın en beter duygularındandır.
(bkz: bir insanın şiir yazma sebepleri)
http://gercegincolunehosg...r/2015/12/anlatamadm.html
anlatamıyorum,

gözlerin ne renk ve ben neden seni unutamıyorum..

sözlerini akla getiren eylem.
kur'an'da ''allah kalplerde olanı bilir'' yazıyor. çoğu kimse, bu ayeti şöyle anlıyor:
'' allah, sizin gizlediklerinizi biliyor.'' bence ayetin asıl anlamı şu:''kalbinizde olup da hiç kimseye anlatmayı başaramadığınız, dile getirilmesi imkansız şey var ya, işte allah onu biliyor, üzülmeyin.''
korkma ben varım - murat menteş
yalnız hissettiren bir durumdur nedense, fazlasıyla. gerer , yorar.

bir kaybedenler kulübü programında mete, kaan' a sormuştur : ''hiç anlatamadığın oldu mu ?'' diye ; o da : '' sucuk yanmasın diye tavaya su konmamasını gerektiğini anlatamıyorum ..'' demiştir mesela.
bazen basiretim kapanıyor, içine düşüyorum bu halin. özellikle de sipariş verirken:

-merhaba ben az önce de aramıştım. 2 tane sandviç söylemiştim ya 1 tane daha ekleyin ona.
+2 tane yapmıştım ben zaten. 2 yanlış mıydı?
-hayır, doğru tamam. 1 tane daha ekler misiniz.
+..
-yani 3 tane yapın diyorum.
+hea tamam.
-evet...

not: 2 tane demiştim ya 1 daha ekleyin kaç oldu? der gibi. hey allam.
Necip fazıl bunu 'lügat çok fakir' diyerek anlatır.
bazen karşındaki kim olursa anlatmak istediklerin yerine başka kelimeler çıkması ağzından ,saçmalamak ama gene de söylemek istediklerini söyleyememek...
dilimizin ucuna kadar gelip tıkanmamızdır. her harfine değin haklı olduğumuz bir konuda çaresiz kalmamamızdır. haklıyken haksız duruma düşmektir. acıdır.
okumamaktır. cahil götverenler okuyun lan biraz..
ifade edememek. Herkes anlatamıyorum demiş ama bayağı anlatmışlar.
kelimelerin ilmek ilmek dizilmesi boğaza.
söyleyememek, konuşamamak, lal olmak.

içinde kopan fırtınaları aksettirememek kimseye.
anlamıyor lan işte nasıl söyleyeyim?
nasıl deyim ben?
o öldü diye!
kime nasıl söyleyim?
nasıl yaşayayım o anı tekrar?

anlatamazsın işte!
söyleyemezsin;
ölümü,
aşkı,
tekrar aynı acıyı yaşamayım diye...
Bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın. Önce içine atarsın, sonra susarsın.
ne gitmenden korkuyorum
ne de beni unutmandan
sadece, sana olan aşkımın
azalmasından korkuyorum
anlatsam da anlamazsın
sen ilk aşklarda bense aşk-ı finalde*