bugün

kötü giden bir ilişkinin ve rayına oturmamış bir hayatın sıkıntısıyla evde tek başına bunalmışken çay koyup balkona çıktıktan sonra birkaç dakikalığına rahatlamak için sigara yakıp ilk nefesi içine çekince kafanı kaldırıp karşı kaldırımda el ele yürüyen bir çift gördüğün andır.

(bkz: hayat beni neden yoruyosun)

3 yıl sonra gelen edit: ulan sigaramı yaktım yine açtım sözlüğü biri entryimi beğenmiş girdim okudum, kelime kelimesi aynı durumdayım yine. 3 yıl geçmiş lan!
hala diyaliz makinesine bağlanmak.
Pahalılık ve parasızlıktan sigara alamamak.
Benzin ve mazota sık sık zam gelmesi ve devletin bu duruma müdahele etmemesi,aşırı vergiyi indirmeye yanaşmaması.
Aaz önce şirketin önüne çıktım çıkmaz olaydım. Bir çift ama böyle bi çift olamaz ya olmamalı o nasıl bir tip ulan, ah be kızım hiç mi göz yok sende? E tabi bunu gördükten sonra koymucan da napıcan bre.
her gün saat 4-5 gibi uyanmak. böyle hayat mı olur lan.
sevgiliyle parkta oturulurken alt yoldan 20-25sn aralıklarla sırayla lamborghini, porsche, audi geçmesi. Kpss'yi kazanalım hayalleri kuruyorduk.
Makina'nın arasına sıkışmış olan işçinin Alanya, Dubai, Hawaii gibi turistik yerleri düşünerek hayatı yaşayamadığını anladığı andır..
istenilmeyen bir işte çalışınıyorsa o anın yaşanması an meselesidir.
hayattan soğutan anlardır.
yazılan 5-6 sayfalık mesajı yollamak üzereyken telefonun kitlenmesi veya sıcak bir yaz gününde dondurucudan çıkan dondurma kutusunun içinde fasulye olması gibi..
Genellikle orta sınıf gelire sahip insanların bebek civarlarında parkta simit yerken gördükleri karşısında verdigi tepki.
ajdarın şahdamar ve çikita muz şarkılarıyla parayı götürüp kendimizin ise hiç bir halt yapamaması.
bir yere yetişmek isterken evde telefonu unutmak. geri dönmek ve kapının önünde anahtarını da unuttuğunu farkedip mna koyayım böyle hayatın deyip saçma sapan bir diyara yol almak.
serçe parmağını sehpanın ayağına çarptığın o an. söyleyeceklerim bu kadar.
soğuk bir kış günü, karlı ve buzlu zorlu yokuşu tırmanıp otobüsü beklemeye başlamak. 35 dk bekledikten sonra gelmeyeceğini görünce, "otobüs ayağına donucaz burda, bari eve geçeyim yarın giderim" diye yokuşu tekrar akrobatik hareketlerle inmek. o sırada çantayı düşürmek, çantayı almak için arkanı dönüp eğildiğinde otobüsün geldiğini görmek. tam o esnada "belki yetişirim" diye yokuşu tekrar tırmanmaya çalışmak, otobüsün gazlaması ve o sırada da yanınızdan hızla bir arabanın geçip sizi boydan boya çamurlu- buzlu suyla ıslatması.

evet tam olarak bu sanırım.
sevilen kişinin başkasını sevdiğini duyduğunuz an.
hayatınızda hiç bir şeyin yolunda gitmediği zamanlarda söylenir.
gece uyurken şiddetli diş veya kulak ağrısı yüzünden uyanmak.
yarım saatten fazla atm de kuyrukta bekledikten sonra lanet olası makinenin bakıma alınması

yenı aldığınız cep telefonunu battaniyenin üzerinde bırakmak, battaniyeyi balkonda çırpmak, göz bebeğiniz, biricik telefonunuzun param parça olduğunu seyretmeniz ve tamir edilemeyeceğiniz öğrenmeniz.
güzel bir istanbul sabahı şemsiye alınmadan çıkılan günün akşamında eve dönerken deli gibi yağan yağmurun altında ıslanırken söylenebilir, en uygun yeridir. her yerin ıslanmıştır, üşürsün, arada piç taksiciler üstüne başına yerde birikmiş iğrenç çamurlu sudan sıçratırlar. iğrenç anlardır onlar.
suratına bile bakılmayacak bir elemanın taş gibi hatunu koluna taktığını gördüğün andır o an. küfürlere doyulmaz böyle durumlarda.
hoşlanılan tiplerin hep anormal çıkması. ulan bir kere normal birisin bulayım.
Gencecik bir hekimin bir hasta yakını tarafından hunharca katledildiğini öğrendiğimiz dün gece bunlardan biridir mesela.
Sayisal lotoda 6 yı tek rakamla kaçırmak ve bunu iki hafta üst üste tekrarlamak.
Yemeyı alıp yedıkten sonra paramızın yetmemesı.