bugün

entry'ler (45)

tek derdi seks olan tantunici

cinsel açlık çekmekte olan hayatı genel olarak düzgün, tantuni yapıp satarak geçimini sağlayan kişidir.

götünü yıkamayan pasif gay

taharetlenme alışkanlığını kazandırmamış ebeveyinleri yüzünden kaşınan götün çözümünü yaratıcı ve yenilikçi bir yolla halleden arkadaşımızdır.

severek ayrılmak

çekilin kenara, bakın sabah 7.30 da kalkıp işe gidicem ve henüz ramazan dolayısıyla hiç uyumadım da buna rağmen yazmaktan da alıkoyamadım.

evliik düşüncesine kadar sıkıntı çıkmaz sonrasında gelişim aşamaları şu şekilde olur,

iş ciddiye biniyor, evlilik konusu açılıyor aileler devrede>> Tehlike sinyalleri
henüz iki taraf da yeterli ekonomik gücü kazanamamış>> Durum kritik seviyelerde
aileler arasında kültürel, dini vb ciddi farklar var>> Kırmızı Alarm
Ailerden bir taraf ya da her ikisi öfke kontrolüne sahip değil>> ilişki elden gitme aşamasında
Kültürel dini farkların ya da aile ile ilgili endişeler rasyonel olan tarafta iyice kabarıyor>>Sıçma aşaması
Kız/erkek aileden kopabilir mi? kopamaz hatta aile kızı/erkeği etkiler düşünceleri>> Sistem tam sıçışta

Sonuç: ACI. Çok acı. hüzün. yaşanamayan ve hayali kurulan birliktelik.

Çok acıtıyor biliyor musun dostum, ve hayat senin o ergen pencerenden baktığın gibi değil.

2014 lys sonuçları

açıklanmıştır. istanbul şehir üniversitesi ile ilgili sorulara açığız, özellikle işletme bölümünü düşünenler için doyurucu bilgiye ulaşabilecekleri link de verelim de yararlansın aday öğrenci arkadaşlar buyrunuz (bkz: http://www.mgt.sehir.edu.tr)

uzak mesafe ilişkisi

bakın bu ilişkiyi ayakta tutmanın tek bir yolu vardır, öncelikle karşıdaki şahsın sizin hayatınızı geçirmek istediğiniz insan olup olmadığını masaya yatırın eğer cevap pozitifse ardından yapılması gereken şey o ciddi evreye gelene kadar ilişkiyi dondurmaktır, birbirine acı ızdırap vermenin anlamı yok, o süre boyunca konuşmayacaksınız şartlar olgunlaşınca da aynen kalınan yerden ciddi şekilde birlikteliğe devam. aksi halde inanılmaz mantıksız bir ilişki türüdür.

barbara palvin vs kate upton

olaya nerden baksarsam bakayım elimde patlayacak olan karşılaşma.

uludağ sözlük ayaklanması

eski bir troll olarak gönülden katıldığım ayaklanma.

2013 ösys sonuçları

açıklanmıştır cidden lan.

bilgisayarın kendi kendine konuşması

(bkz: voice over)
(bkz: macbook)

yazarların 2012 de kazandığı üniversiteler

zerre sikimde olmayandır. bize ne lan gidin facebook'a falan yazın. tanımam etmem hiçbirinizi.

tayt giyen kadının zeka seviyesi

insanların giyim kuşamından zeka tahmini yapanlardan daha zeki olduğunu bilmek bana yeterli.

rüya gibi bir aşk hikayesi

youtbe semalarında dolaşan tarzı ve sesi çok hoşuma giden bir şarkının ismi. dinleyin kesinlikle pişman olmazssınız.
http://www.youtube.com/watch?v=q9gHarT6SSk

herkül

kodu mu oturtan cinsten bir adamdır.

zeus günlerden birgün yine (affınıza sığınarak söylüyorum efenim) am peşinde koşuyormuş. ve havada kartal biçiminde uçarken aşşağıda çok güzel bir kız görmüş ben bunu nasıl düşürürüm diye düşünürken aklına eros gelmiş ee pezevenk abisi posedion gib medusa’ya tecavüz etmezmiş tabi nasıl olsa o hem baştanrı hem de çok kibar ve nazik bir tanrıymış.
-eros eros
-(ses yok)
-erossssssssss
-(yine ses yok)
- ulan ağzımı bozdurmadan gel buraya amık
-ulan bi rhat bırakmadınız ki güzelce ahaaa abi sen miydin yaa kusura bakma benim hatunla biz yeni evlendik ya hani şimdi anladın işte sen onu
-ohaa eros oha 3 sene oldu lan abazan herif neyse neyse sen şu aşşağıdaki hatunu görüyon mu?
-gördüm usta ne göt var hatunda maşallah!
-höst bee deyyuz o benim, yani olacak
-sen şimdi ona bi ok at ben de tam o anda karşısına çıkıyım hadi bakem görem seni.
-laaan hayvan oğlu havyan ne diye götüne atıyosun lan oku senin o ananı var ya zikmeyen namert(afroditten bahsediyo(zikmeye yer ayırıyo deyyus)(yalnız gençler bu parantezle birlkte olayı parantez içinde parantezle inception’a da bağladık))).
oku götünden yemesiyle zeus’a aşık olan dane hemen domalmamış tabi yine de zeus bayağı uğraşmış kırlarda koşmuşlar kelebek avlamışlar, kuzuları meletmişler ve en sonunda da zeus daneyi meletmiş. ve bu birliktelikten bir yiğido doğmuş, hayvan gibi güçlüymüş bu herif adını herkül koymuşlar. zeus’un karısı(aynı zamanda ablası) hera bu çoçuğa çok büyük bir öfke duyuyormuş ve onu zeus görmeden öldürmenin planalrını yapıyormuş aklına dahiyane bir fikir gelmiş, herkül bebesinin beşiğine 2 zehirli yılan göndermiş. baba yüzü görmeyen, sefalet içinde büyümüş bu garibimi ölüme terketmiş acıamyın hemen bu bebeye seni beni siker bu. yılanları görmüş bizim herkül ve ikisininin kafasına birer yumruk yapıştırp gebertmiş.

devam edecek….

http://demonposesyonu.tumblr.com/

medusa

eskiden çok güzel olan yunanlı.

eskiden çook eskiden medusa isimli çok güzel bir kız yaşarmış. bu kız o kadar güzelmiş ki google görsellere “güzel kadın” yazıp aratan abazanların karşısına ilk 10 sayfada medusa çıkarmış. neyse ne kadar güzel olduğunu sanırım anladınız. ama gelgelim bir o kadar da ürkek ve çekingenmiş ve hiçbir erkekle birlikte olmak istemiyormuş ve bu yüzden kendisini tanrıça athena’ya adamış ve onun hizmetine girmiş. mazlum mazlum hizmetini ederken athena’nın sevgilisi posedion yani denizlerin, depremin tanrısı. geliş amacı athena’ya rutin olan haftalık postasını atıp gitmekmiş. zira o gün öyle de olmuş ama medusayı gören posedion’un kamyoncu yanı benim bu garıyı ne edip edip zikmem lazım demiş, entel yanı ise aaaaa posiş sevgilinin hizmetçisiyle kötü şeyler yapmayı nasıl düşünebilirsin? demiş. elbette kamyoncu yanı ağır gelmiş ve athena’nın olmadığı birgün athena’nın tapınağına gitmiş ve medusa’ya tecavüz etmiş kız bağırdıkça, çırpındıkça daha da hoşuna gitmiş yani tabiri caizsse medusayu evire çevire zikmiş. ama ne zikiş eee koskoca posedion bu boru mu amk? neyse efenim tecavüze uğrayan zavallı medusacık athenaya söylememiş durumu ama athena duymuş tabi inanılmaz kıskanmış ve sinirlenmiş gücü posedion’a yetmediği için de zavallı kızcağızı cezalandırmış. hepininizin bildiği gibi onu kafasından yılanlar fışkıran ve bakanın anında taşa dönüştüğü bir yaratığa çevirmiş ve insanların onu göremeyecekleri bir yere hapsetmiş. ve zamanı gelince de başka bir hikayede anlatılacak olan kahraman perseus tarafından da ufak bir oyun yapılarak medusanın kellesini kendi kalkanına figür olarak koydurtmuş athena.
aslında hikayede çok fazla sosyal mesaj var ama herşeyi ben mi anlatıcam biraz da siz okuyup düşünüp kendi değer yargılarınızla örtüşen sosyal mesajları bulun. hadi kalın sağlıcakla. ben mi evet şu an verdiğim sosyal mesajlar’dan ötürü götüm tavana değdi, tamam lan sustum mesajlarımı alıp bir yerime monte etmeye gidiyorum ben.

http://demonposesyonu.tumblr.com/

eros

oku götüne kaçan yunan aşk tanrısı.

yeryüzünde psykhe adında görenlerin etkisinden uzun süre çıkamadıkları, bütün erkeklerin kendisine anında yavşadığı lütfen çantalarınızı ben taşıyayım, gideceğiniz yere kadar sırtımda götüreyim(araba ne gezer tabi o zaman), itinizi oluyum tekmeleyin beni gibi ağır yavşakça sözler sarfettikleri ama güzel kızlar bize bakmaz psikolojisiyle de asla teklif edemedikleri saf bir güzellikmiş psykhe. afrodit kevaşesi durur mu kıskanmış tabi böyle bir güzelliği ve hemen oğlu eros’u çağırmış ve git çabuk buna bir ok ve çirkin bir erkeğe aşık olmasını sağla demiş. eros karşısında güzelliğiyle övünen kibirli bir kız bulacağını düşünerek hışımla ayrılmış annesinin yanından. dosdoğru kızın yanına uçmuş ama o da ne kız dünyanın en tatlı en sevimli yaratığıymış hemen oracıkta aşık olmuş eros tabiri caizsse oku kendi götüne saplanmış. kızı evine kadar takip etmiş ve içerden kızın anneciği babacığım ben ne zaman evleneceğim neden beni kimse istemiyor sanırım ben çok çirkinim sözlerini duyunca yüreği parçalanmış ve içeriye doğru seslenmiş kızınızı şu yukarda görünen tepeye bırakın orda onu çok seven bir eş bulacak demiş, çok şaşırmışlar bu sese acaba acaba demişler ve o anda eros’un sesi tekrar duyulmuş yoksa siz kızınızın evde kalmasını mı istiyorsunuz haydi haydi demiş. kızı tepeye bırakmışlar, kız tepede altından bir saray bulmuş hemen korkmadan içeri girmiş oooooo o da ne içerde yemekler türlü türlü içecekler ne isterse varmış gönlünce yemiş içmiş ve evi araştırmaya başlamış, mükemmel bir yatak odası bulmuş ve yine korkmadan uzanmış yatağa kendi evi kendi yatağı gibi. o karanlığın içinde tam uykuya dalacakken selam sana güzel kadın diye bir ses duymuş ve ses yattığı yataktan geliyormuş. psykhe heyecanla yanına dönmüş ve aynı sesi yeniden duymuş ” korkmuyorsun değil mi?” hayır hayır demiş psykhe ve konuşmaya dalmışlar. her gün aynısı oluyormuş kız gün boyu sarayda her isteği karşılanarak geçiriyormuş akşam da kocasıyla beraber yatıyolarmış henüz kocasının yüzünü dahi görmemiş çok da merak ediyormuş ne olursa olsun onu çok sevecekmiş ama yine de içindeki kadınlık merakına yenilmiş tıpkı pandora gibi ve kocası uyuyunca kalkmış bir mum alıp kocasının suratına bakmış o da ne? kocası tahmin edemeyeceği kadar yakışıklıymış, insan olamaz bu demiş tam o anda eroscuk uyanmış napıyon lan sen meraklı melehat demiş bbbeebbeeeen saaaddeeeceeee derken eros birden ortadan kaybolmuş ve 2 3 hafta geçmesine rağmen dönmemiş.

kızcağız bu duruma çok üzülmüş ve dosdoğru aşk ve güzellik tanrıçası afrodit’in tapınağına gidip durumu izah etmiş. afrodit kızın anlattıklarını duyunca eros’a çok sinirlenmiş ve vayy piç kurusu demek onca zaman anne biz athenayla playstation oynuyoruz diye kaçıp bu kızın yanına gidiyodun ben şimdi sorarım size demiş. “eğer eros’u yeniden görmek istiyorsan sana verdiğim görevleri tek tek yapacaksın” çaresiz hemencecik kabul etmiş psykhe. ilk görevi pirinç ayıklamakmış afrodit’in akşamki pirinç pilavı için. ama öylesine çokmuş ki kız akşama kadar bitiremeyeceğini anlamış. yoldan geçen karıncalar kızın durumuna acımışlar ve lan bi el atalım şu işe demişler ve el birliğiyle işi halletmişler. afrodit böylesine bir hızı beklemiyormuş şaşırmış ve daha zor bir görev vermiş kızcağıza ve eklemiş götün yiyosa yap hadi demiş ve kıza yer altına inip persephone’den güzellik iksirini almasını istemiş. kızcağız ama ben oraya nasıl inerim ölmeden demiş. valla orası benim bileceğim bi şey değil geber banane demiş kevaşe afrodit. kızcağız aşkı için çıkmış yüksek bir kuleye tam kendini atacak kule kıza acımış ve dile gelmiş(hassiktir diyonuz demi?) ve ölmeden de girebilirsin yeraltına dünyasına demiş 2 gümüş para ve ballı ekmek al yanına tamam demiş kız ve doğruca yer altına inmiş yer altı geçişlerini sağlayan bir kayıkçı baba varmış ve kız gümüş parayı uzatınca rüşvetçi piç dayanamamış ve kızı geçirmiş. ama kızı daha büyük bir tehlike bekliyormuş kerbelos denilen üç başlı kıçından yılan çıkan(kim soktuysa?) korkunç bir yaratık kapıda duruyormuş ballı ekmeği de onların önüne atıp hızlıca geçmiş ve persephonenin yanına varıp durumu anlatmış, persephone kızın deli cesaretine hayran olmuş ve istemeye istemeye olsa da vermiş iksiri. aynı yoldan geri dönmüş kız. ve afrodit’in yanına varmadan eros sanırım beni çirkin olduğum için terk etti dur azcık güzelleşiyim demiş ve kutuyu açmasıyla gözlerinin kapanması bir olmuş. başka bir kevaşe olan persephone kızı ebedi uyku iksirini vermiş güzellik iksiri yerine. bir tane adamakıllı dürüst tanrıyok mu diyeceksiniz hepsi mi kevaşe hepsi mi pezevenk evet aynen öle çok az var dürüst adam nasılsa babadan oğula nesil bunlar. yıkardan kızı izleyen eros dayanamamış ve kızı kucaklamış ebedi uykuyu da kaldırmış kzıın üstünden ve zeus babanın yanına götürmüş. “hacı baba bak ben bu kızı seviyom ama kevaşe annem evlenmemize izin vermiyo” tamam ben kıza ölümsüzlük annene de biraz akıl fikir veriyim sorun çıkarmasın demiş.

olimposto büyük bir düğünle dünya evine girmişler. onlar erdi muradına… biz mi hala abazanız hala yalnızız çıkmıyoruz kerevetine merevetine sinirlendik efenim. hoşçakalın

http://demonposesyonu.tumblr.com/

odtü vs istanbul şehir üniversitesi

sosyal bilimlerde şehir'in, mühendisliklerde odtünün alacağı kapışma.
edit: başlık başa

istanbul şehir üniversitesi

şu sıra zira tam da tercih dönemlerine yaklaşıyoruz ve şehir'i tercihlerine yazmayı düşünen ve sağdan soldan duyduklarıyla kafasında soru işareti olan üniversite adayı öğrencilere bir rehber olsun diye bu yazıyı kaleme alıyorum. ilk olarak üniversite hakkında bitmek bilmeyen saçma bir hurafe var ona açıklık getirerek başlamak istiyorum; şehir üniversitesi bir cemaat üniversitesi değil. islami bir üniversite amaa diyen hödükler çıkar eminim. o da değil anam üniversitenin islamisi, gavuru olur mu la? üniveriteler birer eğitim yuvaları ve nasıl sabancı'da koç'ta her türlü öğretim görevlisi, öğrenci varsa aynen şehirde de durum böyle. her kesimden öğrencileri/öğretim görevlilerini görebileceğiniz bir yer ki zaten bu tür ideolojik şeylerin üniversiteye girmesi bile çok saçma ama türkiyede yerleşen bu kötü algıdan dolayı bunları açıklama ihtiyacı hissettim.

ilk senenizde karşınızda hazırlık okulunu bulacaksınız. üniversitenin ilk yılları olması itibariyle ielts sınavını * geçmek için istenen not 5.5 yani minumum puanı istiyorlardı ama bu seneden itibaren kaliteyi bir üste çıkarmak ve hazırlık eğitimi kalitesiz diyenlere (5.5 isterse elbet öğrenci ona göre çalışıyor yani iş hazırlık eğitiminde değil öğrenci de bitiyor, yoksa hazırlık öğretmenlerinin hepsi bilkent koç sabancı da çalışmış kaliteli insanlar) de cevap niteliğinde olacak şekilde puanı bu sene 6'ya çektiler ve önümüzdeki senelerde de muhtemelen 6.5 olacak.

akademik kadro hakkında zaten söylenecek birşey yok, herşey ortada.

üniversitenin henüz ilk yılları olmasına rağmen bisav vakfının yıllardan beri gelegelen tecrübe hamuruyla yoğrulduğu ortada, oturmuş bir kadrosu ve işleyişi var. elbette ufak tefek sıkıntılar var ilk yıllarının getirdiği ama problem edilmeyecek şeyler.

şehir üniversitesi öğrenciye inanılmaz değer veren bir üniversite istekler talepler kesinlikle değerlendiriliyor ve mümkünse hemen hallediliyor. mesela yeni rektörümüzün öğrencilerle ilk buluşmasında yurtlardaki internet hızının düşük olmasından bahsedildi ve 2 gün içerisinde problem çözüldü.

tam burslu gelmek isteyen arkadaşlarımıza söyleyeceğim şey ise siteye girip imkanlara bir göz atmaları. başka birşey söylemiyorum onlar için.

kartal dragos'da inşa edilen yeni yerleşkeye önümüzdeki yıl içerisinde geçileceği söyleniyor, ama bana sorarsanız şu an üniversitenin yerleşkesi olan altunizade doğu ve batı kampüsleri her açıdan istanbulun en merkezi yerinde bulunuyor ve bunun öğrencilerine sağladığı rahatlık paha biçilemez, ama dragos kampüsü eğer söylenildiği gibi içinden çıkmak istemeyeceğimiz bir kampüs olursa hay hay gidelim kartal'a zaten metro da geldi oraya.

özellikle sosyal bilimler düşünen arkadaşlara ufak bir tavsiye iyi bir sosyal bilimci kafasına sahip olmak istiyorsanız çekinmeden tercih listenize dahil edin şehir'i.

sormak istediği birşeyi olan varsa mesaj kutumu yakabilir.

schindler s list

herkesin izleyip de çok farklı yorumlara ulaştığı bir başyapıt. kimisi ki dayım mesela zaten onun yüzünden yazıyorum bu yazıyı. dayım filmi tamamen bir yahudi propagandası olarak görüyor, hatta bu iddasını büyüterek spielberg'ün bu filminin sırf yahudi propagandası içerdiği için imdb'de üst sıralarda olduğunu ve oscar verildiğini söylüyor. kimisi savaş ortasında ticaret yapan bir adamın zekasını görüyor. benimse bu filmde gördüğüm tek şey insanlık dışı bir zulüm. filmi izlerken öldürenler benim için alman değil insanlıktan çıkmış ve beyinleri uyuşmuş amaçsızca ve gaddarca öldüren zombilerdi. öldürülen insanlara da yahudi diye bakmadım zalimce ve insan hayatının hiçbir değeri yokmuşçasına kolayca öldürülen insanlık gözüyle baktım. filmi izlerken bilincimde yalnızca yahudilerin katledilmesi değil, filistindeki insanların katledilmesi, sırbistandaki insanların zalimce katledilmesi, amerikalıların kızılderilileri katletmesi ve daha niceleri geldi aklıma. çünkü filmde yahudi katliamı altbaşlıklı bir propaganda yapılmıyor, yapılsa hiç o kritik konuşmada bir insan daha der miydi?

daha fazla (insanı) kurtarabilirdim.
bu araba. satsam, goeth bu arabayı alırdı. arabayı neden satmadım ki ?
on kişi ederdi. on kişi. on kişi daha. bu iğne, iki kişi. bu altın. iki kişi.
buna karşılık bana iki kişi verirdi. en azından bir. bana bir kişi verirdi, bir kişi daha. bir (insan) daha.
bir (insan), stern. bunun için… daha fazlasını kurtarabilirdim. kurtarmadım ! kurtarmadım!!!

işte filmdeki bu diyalogda da bir insan daha! bir insan daha diyor bir yahudi daha demiyor, bir filistinli, bir sıp daha demiyor bir insan daha diyor. o bir insan daha dedikçe biz insan hayatının din, dil, ırk farkı gözetmeksizin değerli olduğunu anlamamız gerektiği yerde gidiyoruz yok yahudi propagandası yok şu yok bu diyerek insanlığımızı ayaklar altına alıyoruz sanki orda ölenler insan değilmişçesine! o insanların içinde yaşadığı toplumu yönetenlerin yaptıkları yüzünden cezalandırılmasını katledilmesini ve iki üç delinin düşüncelerinin kokskocaman bir millete atfedilerek yargılanmasını ve o insanların katledilmesini normal bulanların düşüncelerini tekrar gözden geçirmelerini istiyorum.

israil'in başındaki insanlar veya bir kısım yahudi çok kötü şeyler yapıyor diye bu tüm israile ve tüm yahudilere yıkılamaz! nasıl bizim içimide iyiler varsa onların içinde de çok iyiler var. ve son olarak vermek istediğim mesajı bir film diyaloğuyla sağlamlaştıralım.

new york'ta beş minareye'de geçen bir diyalog. hacı gümüş adlı karakter abd'li eşini annesiyle tanıştırmaya getirir.

gızııımm hoşgeldin nasılsın_
türkçe bilmez anaa gavurdur
olsun oğlummm o da insan!!

alıntı değildir! başka sözlükte rastlarsanız dayı aynı dayı.

pandoranın kukusu

erkeklerin hayarını sikertmek için yaratılmış ilk dişinin naçizane organı. hikayesi için;

http://demonposesyonu.tum...5523603/pandoran-n-kukusu

allah ın kötülüğü yaratmasındaki hikmet

Zeus'un pandorayı yaratıp kukusuyla beraber dünyaya göndermesiyle aynı sebeptendir. sebep için ;

http://demonposesyonu.tum...5523603/pandoran-n-kukusu