bugün

genellikle hatun kişilikler tarafından telafuz edilen cümledir.

+ay sen bana alıştın ya
- evet tatlım alıştım
+ seviyor musun beni?
- evet alıştım sana balım.
+ alışmak sevmek değildir.
-??

sigara içinde aynı mevzu söz konusudur.
bende sigaraya alıştım ama sevmiyorum der çoğu insan. alın size kocaman bir nah. insan sevmediği olayları devamlı devamlı devamlı yapmaz.
ikisini ayırt etmek zordur.
alışkanlık genelde kötüdür, kötü olarak kabul edilir. Örneğin, sigaraya başlarsın, alışırsın. Kötüdür. Hededir. Alışkanlık dendiği zaman başında "çok" veya "az" kelimelerinin geçmesi yadırganmaz. Misalen;
-Çok uyumaya alıştım.
-Az yemeye alıştım.
Nitekim herşeyin azı ve çoğu zarardır. Kötüdür. Kararında yapabilmektir önemli olan. Ki aşırı maddelere alışmak ta hastalıktır ki bunun için çeşitli sivil toplum kuruluşları vardır.
Gelelim sevmeye. Sevmek göreceli bir kavram değildir. Seversin ve biter. Neyi ne kadar sevdiğin değildir tartışma konusu. Sadece sevmektir. Sevdin mi? Sevdin. Bir daha yarpar mısın? Sevdiysem yaparım. Problem yok. Sevmek iyidir.
Ee? Gelelim önermemize. "alışmak sevmek değildir" önermesi doğrudur.
(bkz: alışmak sevmekten daha zor geliyor)
hayattaki ikircikli durumlardan biridir. zira insan sevdiği şeye alışır, alıştığı şeyi de -bazen gayri ihtiyari de olsa- sever. işte sevginin alışkanlığa dönüştüğü bu belirsiz noktada başlar karmaşa. kimi zaman farkına varırsınız, hissettiğinizin sevgi değil alışkanlık olduğunu. kimi zaman da anlayamadan geçirirsiniz bir ömrü. kolaydır çünkü, insanın alıştığını sevmesi, alıştığıyla yaşamak istemesi...
önce seversin sonra alışırsın bu doğal ve engellenemez bir süreçtir. burdaki ince nüans alıştın diye sevgin devam edicek değildir. zamanla bir takım nedenler sevgiyi azaltabilir dönüştürebilir vs yani her iki tarafın kendi iradeleri dahilinde değişir bu. sonrasında devam edegelen şey; birşeyler doğru düzgün gitmiyordur mutsuzluk almış başını gitmiştir o evrede neden bitmiyorki dersiniz... tabiki bunlar karşılıklı olduğunda anlamlıdır ve makuldür diğer taraf hiç eksiksiz, bi haber sevgisini büyütme yolunda ilerliyorsa üçüncü tekil şahıs devrededir zannımca. bu olayların bütününde sizi, onu vs tutan tek şey alışkanlıktır sevgi değildir. lakin alıştım sana sözünden de elbette ozaman sevilmiyorum anlamı doğurulması anlamsızdır. velhasıl "alıştıysan eğer seviyorsundur". önermesi yanlıştır bu sonradan değişebilen bir durumdur...
en doğru önermelerden olup,alışmak sevmekten daha üstün gelendir çoğu zaman.

misal; ikili ilişkilerde,yeri gelir sevginiz yorulur, yıpranır vs. sonucunda sevmekten vazgecersiniz veya sevginiz tükenip, bitebilir. oysa alışkanlığa dönüşen sevgiler hasar bırakmıştır çoğu zaman vazgeçmesi de zor olan olmuştur.hatta unutulamayan belki sevgilinin kendisi değil, beraber yapılan edilen yada edinilen alışkanlıklarınızdır.
okuduğum anda içtenlikle katığdığım cümle. zamanla sevmediklerinin varlığına bile alışır, alışkanlıklarını ise sevmeye çalışırsın. aslında yoktur böyle birşey istersen yırt birtaraflarını , olmuyorsa olmaz boşuna zorlamamak gerek. sevdiğine alışmak daha bir güzeldir , daha da bir kolay. en iyisi için (bkz: alışarak sevmek)
doğru bir önermedir.
çoğunlukla insanlar sevmez, alışır fakat çoğu insan bu ikisini ayırt edemez.
Sevmediği işi yapmak zordur bence.
hatta ilk okul çocuklarına öğretmenlerinden tavsiye edilir: "yapabileceğiniz, seveceğiniz bölümleri; meslek gruplarını seçiniz çocuklar" diye..