bugün

mevlana'nın dizelerini okuyup anlamadığında, sonra birinden anlamını öğrendiğinde, "vay anasını" diyebiliyorsun da, koskoca yaratıcının 600 sayfalık bir kitapta her şeyi dümdüz basit anlatmasını nasıl bekleyebiliyorsun şeklinde açıklanacak olaydır. 3 ayetlik kevser suresinin 2 sayfa tefsiri var dostum, bu işler senin bildiğin gibi değil, bence kurcalama, ya da biraz öğren öyle başlık aç, eminim şu başlığı açtığından o zaman pişman olacaksın, benden tavsiye.
kondomdan kaçmış ataistin hezeyan durumunun bileşkesi.uzun oldu ama olmadı`
kur'an denilen kitap bir tarih kitabıdır. ve insanlar tarafından yazılmıştır. geleceği değil geçmişi görürsün ona baktığında. geleceği gördüğünü iddia edenler ve bunu destekleyen ayetler arayıp duranlar şunun cevabını vermelidirler: "kur'an, indirildiği topraklardaki insanları indirildiği yüz yıldan bu yana neden aydınlatamamıştır?!" bunca müslümanın yıllarca kur'an denen kitabı yanlış yorumladıklarını söyleyenler de şuna cevap vermelidir: "yanlış yorum ve uygulamalar sonucu canı yanmış bunca insanın acılarını nerenize sokacaksınız?!"

edit: canı yananlar canınızı yakmadığı için bu güne kadar rahatça adam yakıp, kesip, asıp, zulmettiniz din adına. ama durum değişti beyler! karşınızda en az sizin kadar acımasız olmaya hazır, üstelik korkacakları allahları olmayan bir ordu var!
''anlama güçlüğü çekiyor olmayasın'' cümlesi ile karşılık verilecek önerme.

tıpta adı '' (bkz: idrak yolları enfeksiyonu)dur ki allah başa vermesin.

--spoiler--
18/83. Sana Zulkarneyn'i sorarlar, "Onu size anlatacagim" de. 18/84. Dogrusu biz onu yeryuzune yerlestirmis ve her seyin yolunu ona ogretmistik. 18/85. O da bir yol tuttu. Kehf/18/86. Sonunda gunesin battigi yere ulasinca onu, kara balcikli bir suda batiyor gordu. Orada bir millete rastladi. "Zulkarneyn! Onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin" dedik. 18/87-8. "Haksizlik yapana azap edecegiz, sonra Rabbine dondurulur, onu gorulmemis bir azaba ugratir; ama inanip yararli is isleyene, mukafat olarak guzel seyler vardir, ona buyrugumuzdan kolay olani soyleriz" dedi. 18/89. Sonra yine bir yol tuttu. Kehf/18/90. Sonunda gunesin dogdugu yere ulasinca, gunesi, kendilerini elbise, bina gibi seylerle ortmedigimiz bir millet uzerine doguyor buldu
--spoiler--

--spoiler--
Dünyanın yuvarlak olduğunu haber veren diğer ayetler:

1 — “Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin kuturlarından geçmeye gücünüz yetiyorsa haydi çıkın. Çıkamazsınız, ancak bir imkan ile çıkabilirsiniz.”(Rahman: 33)

Ayetteki ‘kuturlar’ tabiri bilindiği gibi çaplar demektir. Çap, yuvarlak bir şekil olduğuna göre, hem göklerin, hem dünyanın yuvarlak olduğu anlaşılır.

Einstein’e göre, kainatta her şey, kainata tabi olarak küreseldir. Ondan yediyüz sene önce yaşamış olan Muhyiddin ibn Arabî ise, Fütuhatın birinci cildinde aynen şöyle der: “Allah, kemal sahibidir. Kainatta kendi kemal sıfatını göstermiş, gökleri mükemmel yaratmıştır.” Mükemmel şekil küredir. Onun için Allah kainatı küreler şeklinde yaratmıştır.

2 — “Bundan sonra arzı yapıp düzenledi, ondan suyunu ve otlağını çıkardı.” (Nâziât: 31-31) “Allah geceyi gündüze dolar, gündüzü de geceye dolar” (Zümer: 5).

Ayetlerindeki ‘daha’ fiili yapıp düzenlemek’ anlamına geldiği gibi ‘deve kuşunun yumurtlama yeri, udhiyye, uhuvve, yuvarlak taş ve ceviz atmak’ anlamına gelen dahu’ mastarıyla da alakalıdır. Arapça’da bir fiilin iki değişik anlama gelebilmesi özelliğinden faydalanılarak, Dünya’nın yuvarlak olduğu anlatılmaktadır. Ayrıca ikinci ayette “dolamak” diye tercüme edilen Arapça ‘tekvir’ kelimesi, yuvarlak şekilde sarmak manasına gelir. Bu ayette de, gece ve gündüzün oluşmasına, Dünya’nın yuvarlak olması ve dönmesinin sebep olduğu kastedilmektedir.

3 — “Gece de bir alamettir onlara. Ondan gündüzü soyar çıkarırız”(Yâsîn: 37.) “Soyup çıkarmak” fiilinin Arapça’sı olan ’sehl’ kelimesinin “yuvarlak bir şeyi soymak”tır. Türkçe’de de hayvanların derilerinin soyulduğu yere ’salhane’ (selhhane) denir.

4 — Kur’an-ı Kerim, kıyametin ansızın, bir anda kopacağını, “Onlar hiç bilmedikleri bir zamanda aniden kıyametin gelmesini mi gözlüyorlar?” (Zuhruf: 66.) ayetiyle ifade ederken, A’raf Suresinin 97. ve 98. ayetleri şöyle demektedir: “Kasabaların halkı, geceleri uyurken onlara gelecek baskınımızdan güvende midirler? Yahut kasabaların halkı, kuşluk vakti eğlenirken,
baskınımızın kendilerine gelmesinden güvende midirler
--spoiler--
kıyamet gününden bahseden bir kitabın hala gelecekten bahsetmediğini söyleyenlerin taşıdığı düşünce. daha kıyamet koptu mu.
sana o cücük kadar beyni kim verdi diye sorarlar adama kamil.
allah'ın dili olduğunu sanan malın sarf ettiği cümle.
600lü yıllarda kullanılan dil ile 21. yüzyılda kullandığın dil, insanların zekaları aynı mı diye sorarlar adama. kaç yüzyıl önce yazılmış kitabı çeviriyorsun, izin verde zorluklar olsun.
Allah'ın dilini sorgulanacağına Türkçeyi sorgulama denense ztn problem kalmayacak. Ancak o kadar bilgisiz, ama bir o kadarda bok atmaya endeksliyiz ki bazı gerçekleri unutup gidiyoruz. Kur'an arapça indirilmiştir. Arapçayı Türkçeye tam olarak çevirmek mümkün olmadığı için zaten kur'an'ın türkçesine "meali" denir. Son olarak; bilgisiz başlık açmak yerine googleda bir araştırıp başlıklar açmak hem genel kültürümüze katkı sağlar, hemde boş yere sözlük kirletmemiş oluruz.

(bkz: yazarın başlık bulma güçlüğü çekmesi)

(bkz: iyi bir yazar olacağına inanıyoruz)
kuran apaçık bir delildir. mucizeleriyle, edebiyatıyla... ama dünya da imtihan yeridir. onun için o "apaçık" kelimesini bi tarafınızdan algılamaya çalışmayın. zaten imtihan da burda başlıyor. yoksa kafirler nasıl yanacaktı?
o doğmamıştır, doğurulmamıştır.

tekliği, gücü, kudreti, zenginlği, bilgeliği, ihtiyaç sahibi olmamayı, sahip olmayı, öncesi ve sonrasının olamayacağını anlatabilecek bu kadar özet bir cümle ne insana ait olabilir ne de bu baş döndürücü cümlenin vardığı nokta insandan uzak olabilir.
kulların anlama güçlüğünden değil yoksa sorun.
Kur'an'ı yalnızca mealinden okumuş kişilerin veya şerefsizlerin söyleyebileceği bir söz.
(bkz: insanoğlunun anlama kıtlığı çekmesi)