bugün

stad tıklım tıklımdır.taraftarlar ateşli bir şekilde santrayı bekler.hakemin düdüğü ile taraftarlar 3lü,omuz omuza gibi maç başındaki coşkuyu tercüme eden tezahuratlarla desteğe başlar.bu arada ev sahibi takım rakip yarı sahaya gelince gaza gelen bir futbolcu uzak yakın farketmeksizin rakip kaleyi yoklar. top 10 metre farkla auta da gitse,kaleci topu tutsa da taraftar bu güzel başlangıç için futbolcuyu alkışlar. işte futbolcu bunu bilir. "lan daha ilk saniyeden laf etmezler şut çekmeme" diye düşünür. bu şekilde gaza gelmiş taraftarını da bir nebze daha coşturur. zeki adamdır vesselam.

bunun aklımda kalmış en belirgin örneği,22 Mayıs 2005'te Fenerbahçe'nin Galatasaray'ı 1-0 yendiği maçın başında açık tribünün tepesine doğru şut çekmesine rağmen alkış alan selçuk şahindir.
sabri sarıoğlu.
Fakat alkışlanmaz o ayrı..
(bkz: sabri sarıoğlu)
(bkz: ayağım ısınsın diye şut çeken samimiyetsiz)
dikkatli izlerseniz cristian oliveira baroni bu tanıma cuk oturmaktadır.
Bizde bir leonel jorge nunez vardı. Haldır haldır şut çekerdi kaleye, zaman mekan farketmez. gerçi iyi de vururdu şerefsiz ama bursa'ya pek ısınamadı sanırsam.