Zenginin efendi, fakirin köle olduğu bir dönemi (daha ilk sahnelerde gösteriyor bunu) farklı bir karakterin, farklı bir hikayesi ile bize anlatan film. Süresinin kısa olmasından ötürü Albert'ın ve Hubert Page gibi önemli bir karakterin yaşam öyküsü bir iki cümleden ibaret bırakılmış ve bu da filmin kalitesini düşürmüş. Yine de orjinal hikayesi, oyuncu performansları ve finali ile güzel bir film.
çok görkemli filmlere veya büyük sürprizlere alışmış olan seyirci için çarpıcı bulunmayabilir ama ben etkilendim. gerçek hayattan esinlenerek kaleme alınmış bir hikaye olması da ilginç. bir kadın ne tür sosyal ve ekonomik şartlar altında ve hangi ruh haliyle tüm kadınlığından vazgeçerek erkeklerin dünyasında ömrünü bir erkek gibi yaşayarak sürdürebilr ? yıllar önce romanya'nın transilvanya bölgesinde kendi iradesiyle herhangi bir eşcinsel eğilim olmadığı halde ailesi için bir feda kabilinden bu tür erkekleşmiş kadınları anlatan bir belgesel izlemiştim. filmin şüphesiz en büyük artısı oyunculukları. zayıf kalmış denilebilecek bir oyuncu yok. tabi övgülerin büyüğünü glenn close almış olsa da benim dikkatimi hubert rolündeki janet mcteer çekti. neredeyse bir erkek kadar gösterişli fiziği ve rolüne tam adapte olmuşluğuyla beni etkiledi.filmin vurucu sahnesi olmadığı söylenmiş ama albert ile hubert'ın, on yıllar sonra ilk defa kadın elbiseleri giyerek sokağa çıktıkları ve kumsalda yürüdükleri sahne bence bir klasik.
film iyi fakat vurucu sahnesi yok.
glenn close'a 2011 tokyo en iyi kadın oyuncu ödülünü getiren filmdir. 31.istanbul film festivali'nde gösterilecektir.
yönetmen Rodrigo Garcia imzalı 2011 yılı yapımı bir drama.

19. yüzyılın irlandası'na kadınlar henüz bağımsızlıklarını ilan edememişken, bir kadın olan Albert Nobbs erkek kılığına girer ve lüks bir otelde çalışmaya başlar.