bugün

türk mitolojisinin diğer avrupai mitler ile bağıntısını yansıtan, kültürümüze bu yönde arketiplik yapmakta olan farazi umacı silüet. zira, diğer mitlerde de yer edinmiş lilith miti, doğrudan doğruya albastıdır. bu kültürün sentezlendiği bir çok yörede; alkarası, alkarısı, albız gibi birbirine yakın değişik isimler ile anılmaktadır. esasen, lohusa annelerin başlarına musallat olduğunda, farklı varyanttaki yöntemler ile korunması sağlanmaya çalışılan kavramın, tıbben açıklamasına da gidilmektedir. yüksek oranda kırsal alanda hayatlarını idame ettiren insanların yaşadığını dile getirdiği bu durumlar, doğumun hijyenik olmayan koşullarda, ekipman ve personel eksikliğinden dolayı güçlükler altında sona erdirilmesi, buna bağlı olarak bebeğin sağlık durumunun kötüye gitmesi belki de, bebeğin hayatını yitirmesi, ebeveynlerin bu konudaki inançlarının tarifi yapılan metapşişik karakterlerin müdahalesiymiş gibi algılanmasına neden olmaktadır.
postpartum depresyon ile açıklanabilecek durum. anne doğumdan sonra depresyona girer ve akabinde gerçekleşen kötü olaylara halk arasında psişik güçlerin neden olduğu düşünülür.
Anadolu inançlarından olup bir çeşit korku halidir. Gebe kadın kan kaybetmeye başladığında değişik varlıklar görmeye başlar. En çok korktuğu şey gözünün önüne gelir. Bunun sonucunda bazen bayılır. Alkarısı o esnada göğsüne dizleriyle çökerek soluğunu keser. Hatta ölüme bile neden olabilir.
adem'in ilk karısı denilen lilith ile bağlantısı anlaşılamayan efsane.
Türk mitolojisinde yer edinen albastı; loğusa dönemindeki kadınlara musallat olduğuna, yeni doğmuş bebeği kaçırıp, annesini öldürdüğüne veya bazen çocuğu öldürdüğüne inanılan varlıktır.

Yine anadolunun çesitli albastı inanışına göre bazen ahırlarda olurlar ve atlara binip atların yelelerini örerler.

loğusa dönemindeki bazı kadınların halisünasyon görmesi ve cinnet geçirip çocuguna zarar vermesi olayının halk arasında mitleşmiş şeklidir albastı