bugün

akıllı telefonlarda whatsappda hareketli resimlerin sonu var mı?

bilenler bilir whatsappda mesaj yazarken mesaj yazma kutucuğunun solundaki gülen kelleye tıkladık mı emojiler çıkıyor. onlar bile kategorilere ayrılmış semboller yemek sembolleri kelleler spor sembolleri bayraklar vesaire hepside yukarıdan aşağıya indiğinizde bitiyorlar. bir de hareketli resimler var çoğu dizilerden ya da filmlerden bir erkeğin ya da kadının ilginç hareketlerinden oluşuyor bende bir merakla tek tek bakayım dedim ama dakikalar boyunca aşağı inmeme rağmen hareketli resimlerin sonu gelmedi. merak ettim bu resimlere benim gibi merak edip sonuna kadar sıkılmadan inip son gören oldu yani hareketli resimlerin sonu var mı yoksa hareketli resimlerin sonu yok mu?
varsa, kategorilere ayrılmamışsa sonunu görmek zor olacaktır fakat illa ki sonu vardır. bunu merak etmek çok ilginç geldi ama affınıza sığınarak.

vardır ya.

ed: muhakkak vardır.
Web Den çekiyor olması muhtemeldir.
hahaha uzay muhtari idiot dingil ibiş "gece gece bilgisayar başında yanlız bırakmaları çok yanlış" yazmış ulan gerzek kro leş yanlız yazarken altında kırmızı çizgi çıktı oradan da mı uyanamadım leş yalnız yazılır daha imlası yok ibişin

yalnız
sıfat
1. sıfat Yanında başkaları bulunmayan
"Sokaktaki yalnız çocuk."
2. zarf (ya'lnız) Yanında başkaları olmayarak
"iki refik, sevgili arkadaşlarını yalnız bırakmak istemediler." - A. H. Müftüoğlu
3. zarf (ya'lnız) Yalnızca
"Kendisini yalnız Bombay'a kadar götürecek tren parası vardı." - F. R. Atay
4. bağlaç Ama
"Giderim yalnız arkadaşlarımı isterim. Güzel yalnız biraz renksiz."
5. isim, ruh bilimi Toplumsal ilişkilerden yoksun veya yoksun bırakılan kişi.
lan uzay muharı ayar manyağı oldun al bir ayarda zülfü livaneli verdi sana dingil seni imlası bozuk leş

"Yanlız" Faciası – Zülfü Livaneli



Öğretmenler yürüyor; ellerinde bir bez afiş.

Ne yazık ki afişte kırmızı harflerle yazılmış koskoca "yanlız" kelimesi göze çarpıyor.

Öğretmenler haftası nedeniyle ortaya çıkan üzücü tabloya bir de bu ekleniyor.

Yalnız sözcüğünü yanlız diye yazanlar öğretmenler olunca, iç burukluğumuz bir kat daha artıyor.

* * *

Bir başka kuruluş ortalığı bez afişlerle donatmış. Atatürk'ün resminin yanında şunlar yazılı:

"Yanlız 10 Kasım'larda değil her zaman kalbimizdesin!"

Onlar da "yalnız" kelimesini "yanlız" diye yazıyorlar.

Metni kaleme alan, dizen, şablonunu yapan, serigrafta basan onlarca kişi "Yahu bu nedir?" demiyor.

* * *

Yürüdüğünüz caddeye asılmış bir afiş daha.

Bu kez bir tiyatro oyununun duyurusunu yapıyorlar: "Karımla evlenebilirmiyim?" yazıyor üstünde koskocaman harflerle.

Tiyatro afişinde bile "evlenebilir miyim?" yazmayı akıl edemiyorlar.



* * *

Bu yanlışları öğretmenlerin ve tiyatrocuların yapması, Türk dilinin hançerlenmekte olduğunu gösteriyor.

Çünkü çocuklarımız ana dillerini nasıl yazıp okumaları gerektiğini öğretmenlerden öğrenecekler.

Bir "okul" olan tiyatro, dilimizi koruyacak, geliştirecek.

Onlar bu kadar özensiz ve bilgisiz olursa varın gerisini siz hesabedin.

Bu sözümle bütün öğretmenleri ve tiyatro sanatçılarını kastetmediğim çok açık. Türkçeyi çok iyi yazıp konuşan ve korumak için çaba harcayan öğretmenler, tiyatrocular alınmasınlar diyeceğim ama eminim bu örnekler onları da benim kadar üzer.


* * *

Anadilinde iki satır yazmayı ve cümle kurmayı beceremeyen insanlar bu ülkeyi yönetir ve ekranlarda boy gösterir oldu.

"Yalnız" kelimesinin "yanlız" olarak yazılması ve söylenmesi benim için bir ölçü yerine geçiyor.

Yanlız diyen insanların bilgisine, görgüsüne güvenemiyorum. Çünkü biraz çevreye dikkat eden, bir parça dil özeni gösteren ve üç beş kitap okumuş bir kişinin "yanlız" demesine imkan yok.

Eskiden "yanlız" kullanımı sadece beşinci sınıf gazino tayfasına ve beyni mercimek kadar küçülmüş afyonlu arabesk fanatiklerine aitti.

Şimdi görüyoruz ki bu iş öğretmenlere ve tiyatroculara kadar gelmiş.

"Oldukça" kelimesinin yanlış kullanımından yakınırdık, bu gidişle doğru kullanılan kelimeleri sayar hale düşeceğiz.

Ortega Gasset "Hiç bir şey kitle kültüründeki yozlaşma kadar çabuk bulaşmaz" diyordu.

Haklıymış.

Müzikteki, dildeki, kültürdeki yozlaşma, çürüme artık dayanılmayacak boyutlara geldi. Televole programlarının temsil ettiği düzeysizlik, bu halkın beynini lapalaştırıyor.

* * *

Jean-Jacques Rousseau hizmetçisiyle evlenmişti. Büyük yazar öldükten sonra bu hanım tutup bir kitap yazdı. Zamanın Paris entelektüelleri de "Üstadın karısına yazmayı öğrettiği ama ne yazık ki okumayı öğretmediği"ni konuştuk bıyık altından güldüler.

Biz de bugün yazdığını ve konuştuğunu zanneden ama okumayı bilmeyen insanlarla karşı karşıyayız.

Kötü iyiyi kovuyor.



Zülfü Livaneli, Sabah, 26 Kasım 2000)