bugün

bodler’in

“birçokları ise hiç tatmamıştır zevkini
aile ocağının, hiç yaşamamıştır yani!”

diyerek bir yönüyle tarif ve ifâde ettiği hislerden birisi.
Sadece Yalnızlık hissinin yoğun yaşandığı anlarda depreşen duygu. Halbuki insan yalnız doğar ve yalnız ölür. Kulların, kişinin kendisine göstereceği aidiyet, menfaatleriyle sınırlıdır. Taa ki aciz düşüp çaresiz kalıp gerçek sahibini anlayıp idrak edene kadar. Geçici herşey. Ana baba çoluk çocuk Eş Dost kardeş arkadaş ahbab yaren hepsi geçici. Tıpkı dünya gibi. Birilerine Ait olmadığına üzülürsün de lakin Bir gün gelir Hepsinin de vefasızlığını görür yaşarsın. Hemde Dibine, iliklerine kadar yaşarsın vurgunu. Sonra Hissedersin, aslında bu dünyada hiç kimseye kimseye ait olmadığını.
insan nesli geliştikçe kurtulacağı ihtiyaç. Ama daha sürü psikolojisinden kurtulmamıza yüzyıllar var aq. benim gibi erken kurtulunca da d*t gibi ortada kalıyorsun.
Bazı nefesler boşluğa çekilir. Göz yaşları boşluğa düşer. Yatağa büzülmüş bir beden boşluktadır. Kim var ki benimle olan dersin, kim elini zorla tutunduğum soğuk demirlerden güç almam için elimin üzerine koyuyor ki dersin. Kim benim göz yaşımı sildi ki şu ana kadar dersin. Herkes kendisi için ne kadar ağlayabileceğimizle ilgileniyor. Aidiyet bazı geceler ruhu dışına atar. Kalbin boşluğa pompalar kanını. içindeki boşluğa boşluk dolar.
mevcut contex de insanların büyük çoğunluğu aidiyetlerinin çatışması nedeni ile dengesiz bir haleti ruhiyeye sahip durumdadır. bu husus özümüz islamın bize yüklediği aidiyetler ile yenilgi psikolojisi ile kafirden ithal ettiğimiz yapay aidiyetlerin çatışması hususudur.

emperyalizm günümüzde şekil değiştirmiş ve küreselizme bürünmüştür. küreselizm ise insanların herhangi bir aidiyete sahip olmasını istememektedir. bu nedenle bütün aidiyetlerin zayıflatılması yönünde silahlanmaktadır. bunu da ülkemizi ve bütün dünyayı medya aracılığı ile aidiyet bombardımanına tutup sonuçta kendisini hiçbir yere, zamana, devlete ve kuruma ait hissetmeyen bireyler oluşturup; boşluk içindeki bu bireyleri tek dünya-küreselizm aidiyeti altında toplamak istemektedir.
güzel bir şey.
bir doğan çataloğlu romanı. tanrı, varoluş ve psikoloji hakkında sürükleyici bir roman geliyor. şubat 2017'de raflarda diyor tanıtım fragmanında. Yalnız garibime giden olay bir kitabın ilk defa fragmanının yapılması;
http://www.youtube.com/watch?v=wPh0ZVw1bnM
eksikliği insanı anlamsız kılan, manevi çıkmazlara sürükleyen duygu. tamamlayıcı bir his.
gerçek manada hayatı yaşayabilmemizin önündeki en büyük engellerden.

insanlığın en salak icatlarındandır; bir şey olmak, bir şeye bağlılık hissetmek birçok mutsuzluğun ve problemin başlıca sebebidir.
milliyetçi olmak, muhafazakar olmak, sosyalist olmak, rocker olmak, müslüman hıristiyan olmak, beşiktaşlı fenerli olmak, istanbullu olmak, hatta ve hatta nihilist olmak; hepsi insanı yoran ve özgürlüğünü kısıtlayan şeylerdir.

olm bi durun lan, bir sakin olun, şundan bi iki nefes alın; bir bakın bugüne kadar yaptıklarınıza, ne olduğunuza, ne olmak istediğinize. bu mudur hayata gelmemizin amacı? nefes alın ve kıymetini bilin. doğaya çıkın, kamp yapın ormanda, bisiklete binin. çay için lan. ara ara uyuşturucu kullanın bokunu çıkarmadan. sevişin, hiçbir tabunuz olmadan ... manyak mısın sik kadar ömrünüzde kastırıyosunuz çılgın çılgın şeylerin peşinde. sosyalizim ne lan, çok mu güzel olacak o zaman yaşam. ağlamayacak mı o zaman çocuklar. milliyetçilik ne olm, çılgın mısın? hangi ideoloji dünyanın tamamına mutluluk getirmiş? niye bir şeye ait hissetmenin peşindesin nefes almanın tadına varmak vaken?
aidiyet, insanın en temel ihtiyaçlarından olan güven hissini doyurmak için ortaya çıkan bir duygudur.

en tepeden bakarsak kişi kendini hangi gruba ait hissediyorsa o grubun bir ferdidir. tabi o grubun bu kişiyi aralarına kabul etmesi şartıyla. mesela anası babası farklı ırklara ait bir kişi, kendini türk ırkına ait hissediyorsa o artık bir türk tür. aynı şekilde sarışın mavi gözlü biri kürtler arasında yaşıyorsa kendini kürt olarak addedebilir. Ancak bu kişinin kürt kimliğinin kabul edilebilmesi için kürt grubu tarafından kabul edilmesi gerekmektedir.

bu bilgiler ışığında kürt gruplardan kendini türk olarak gören, sorulduğu zaman türk olduğunu söyleyen kişiler mevcuttur. bu kişiler kürt gruplar tarafından asimile olmakla suçlanabilmektedir. Oysa asimile olmakta bir gerçektir ve tamamen kişinin tercihine bağlıdır. Yaşadığı, büyüdüğü, gördüğü ortamdan etkilenmiş, ailesinden o kültürü almış olabilir.

türk kimliğini kabul etmeyen ve kürt kimliğini öne çıkaran kişiler ise kendilerinin türk olmaya zorlanmasını kabul etmezler. onlar için kürt grubu tamamen ayrıdır ve oraya aittir. tarih boyu bu kişilerin türk gruba ait olmaya zorlanmaları hiçbir sonuç vermemiştir. bu bir seçimdir, sadece kan meselesi değildir. seçimlere saygı duyulmalı, sınırları olan bir dünyada aynı sınırlar içerisinde yaşanıyorsa, iyi geçinebilmenin yolları bulunmalıdır. ilgili sınırları yönetenler şu zamana kadar bu iyi geçinme konusunu yönetmede pek başarılı olamadılar.

yeni dünya aidiyet kavramına karşı çıkmakta, grubun kültürü ve yaşam şekli bir kısıtlama olarak görülmekte, bireysel özgürlük kavramı ortaya çıkmaktadır. Kavramın pozitif yönleri olmakla birlikte bu yazıda negatif yönlerinden kısaca bahsetmek istiyorum.

mesela grup kültüründe aynı grup içerisinde bireyler, zor durumda olana yardım etme, grup mensubuna sahip çıkma, onun haklarını koruma gibi hayatta kalma ve daha iyi bir maneviyata sahip olma konusunda birbirlerine destek olmaktadır. oysa bireysel bir yaşamda bu yoktur. Kendi gücün tükendiği zaman bir destekçin olmayacak, sadece senden çıkar sağlayacak kişileri yanında görebileceksin. belki de bu sebepten bireysel yaşayanların intihar oranları oldukça fazladır.

Yazar notu: ilgili yazı için hiçbir kaynaktan faydalanılmamış olup, tamamen yazarın kendi yorumu ile yazılmış, doğru bir başlık seçimine çokta dikkat edilmemiştir. türk ve kürt örnekleri yaşadığımız toplumun en göze batan gerçeği olduğundan örnek verilmiş olup, herhangi bir mesaj kaygısı taşınmamaktadır.
kişilerin başına en büyük dert açan kavramlardan. bir yere, bir şeye, bir kişiye ait olma çabası yüzünden kendinden uzaklaşıyor pekçoğu. olmak istediğiyle olduğu arasında sıkışıyor.

gereksiz
yoksunluğunda çocuklarda birçok olumsuz davranışa sebep olmaktadır. ayrıca aidiyet; çocuğun ailesine tutunma çabasıdır.
kimseye veya bir yere karşı hissedemediğinizde biraz özgürleştirir sizi, biraz da üzer...
"nerede değilsem, orada mutlu olacakmışım gibi gelir..."
bir yere ait hissetme duygusu. açık konuşmam gerekirse güçsüz insanlar bu duyguya sıklıkla kapılırlar. arkalarına aldıkları rüzgarla; rahat olabileceklerini sanırlar. ancak bu büyük bir yanılgıdır. o rüzgar, insanı kontrol eder. kişi, "ben" olmaktan çıkar. "biz"in kararı salt kendine ait değildir.

bu durumun farkına varamayan insanlar. "taraf olmayan bertaraf olur" der. oysa ki aynı insan çoktan bertaraf olmuştur.

kısacası insanlar; özellikle güç yoksunları, kendilerini bir yere ait hissederler. buna ihtiyaçları vardır.
Karşı cinse fazlasıyla gösteriliyorsa eğer sonuçlarının vahim olabileceği malumdur. Sınırsız aidiyet eşittir ihanet. (bkz: i belong to you)
bulsam parayla satın alacağım duygu. yok hissdemiyorum kendimi herhangi bir yere ait. ara ara pörtleyip sonra geri kayboluyor, yoruyor beni artık.
yalnızlık duygusunu hafifletmek için kişinin; başka birisi, bir yer veya bir eşya seçip onunla ya da orada olma isteğidir.
aidiyet; ait olma durumu, ilişkilendirilme, mensubiyet, merbutiyet, taalluk.
büyük sarsıntıların, savaşların nihayetinde, derin krizlerde insanların kendilerini boşlukta hissetmeleri neticesi doğan ruhsal bitkinliğe cevap veren hal. tutunma, sarılma, yalnızlıktan kaçış, nefretin doruklarında sığınılan liman halleri. insana felsefi bağlam gelse de, ziyadesiyle psiko-sosyal travmanın dışa vurumu, tepkime diyebileceğimiz refleks.
aynı şekilde varoluşçuluk, benzer durumların reddiyesi manasında belki benzer saiklere dayanan, sığınmayı cemaat kavramından ziyade bireyselleşme de ifadesini bulan refleks.
yaşadığımız anın veciz tasviri. insanlar inanılmaz savruluşlarda. şu anda var olan derin iki milliyetçiliğin etrafında, ışığa koşan kelebekler gibi insanlar.
türk ve kürt ulusçu eksende temel iki paradigma, toplumu yarmıştır. bu iki ana akımın asli yürütücülerinin dışında kalan insanlar, anaforun etkisiyle, şekil bulan kimi limanlara kulaçla meşgul. elbette bu yarılmayı derinleştiriyor. birey olarak varoluş silikleşiyor, insanlar adeta takımlaşıyor. eski yeni solcular, malum milliyetçiler ve kendini cumhuriyetçi hissedenler, öbekleşiyor. öte yanda ise kendi çokluğuyla diğerlerine galebe çalan iktidar ekseni. istisnasız hepsinde aidiyet telaşı egemendir.
tarihin bize yaşattığı ironi, aman bölünmeyelim diye diye gelinen bölünmüşlük halidir. kürt nüfusunu ise anlatmaya gerek yok. onlarda kendilerince bu mensubiyetlerde saf seçme telaşında. ne diyeyim, allah sonumuzu hayretsin.
türk kızlarına ait olmayan duygudur.
aşkın getırısıdır. aşk insana bir yurt verir yaşayacak o yüzdendir ki kimi şairler, yazarlar savaşlara kıyımlara karşın aşktan, sevgiden bahsetmişlerdir.
bu duyguyu bilmeyen tatmayan anlayamaz sanırsam bir kimseye fikre duyguya ait olmak onun parçası olmak. ilginçtir..
bir şeyin daha kompleks birşeye olan bağlılığıdır ve ayrıca daha komplek halde bulunulan yapının parçalarından birini oluşturur.

bu durum insanda:

kişinin mekana, zamana,insana ,duyguya, düşünceye,felsefi bir görüşe,dini bir inanışa,aile veya benzeri bir topluluğa olan bağlılığı vb. bağlılıklar şeklinde olurken.

hayvanda sürüye, ekosisteme,doğaya olan bağlılıklar örnek verilebilir.(bitkide aynı şekilde ekosistemin yapı taşlarından birisi olmakla birlikte eko sistemin bir parçasıdır)

eşyada ise kapı kolunun kapıya,kapının odaya,odanın binaya,binanın sokağa... olan bağlılıkları söz konusudurki bu açıdan incelendiğindeyse aidiyetinde aitliğinden söz etmek gerekir.
bana bir türlü hissettirilmeyen duygu. özlemi çekilen his.
"bir şey olmak, acımasızca öteki şeylerden hiçbiri olmamayı gerektirir" (bkz: borges)
tam sözlük anlamı ile: ait olma durumu, değginlik, ilişkinlik.
bildiğimiz kişilerdeki ait olmak duygusu...
bir yere, bir insana.. kendini ait hissetme durumu...
çoğu insan karakterinde de çelişkilere sebep olan ve zorlayıcı da olabilen.. insana gelgitler yaşatabilen durum.. bir tarafın ait olmayı isterken, diğer tarafının özgürlük gibisi varmı!? ne işim var benim yahu durduk yere kendimi zora/sıkıntıya sokakarak ait olma girdabına gireyim.. denilebilecek kadar kimi insanın hayatında çelişkiler yumağı oluşturabilen..

yüksek ölçüde, bağlanma sorunu olan insanların asla hayatlarına sokmadıkları duygudur..
a i d i y e t...
(bkz: ıssız adam)
bu kelimeyi enine boyun sorgulamak için amin maalouf'un ölümcül kimlikler'i okunabilir.