bugün
- sigara içmenin insana verdiği zevk8
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
GEÇENLERDE Tınaz Titiz, hükümette bulunduğu yıllarda Başbakan Turgut Özal'la, Japonya'ya yaptıkları bir geziden söz ediyordu.
Aynı zamanda bir "hidrolog", yani gerek fiziksel, gerek kimyasal açıdan deniz sularını inceleme konusunda bir uzman olan Japon Prensi'yle konuşuyorlarmış.
Hem elektrik mühendisi olan, hem de matematiksel tutarlılıklara her şeyden; örneğin hukuk ve edebiyattan çok daha fazla önem veren Özal; bir yandan Türkiye'deki gelişmeleri anlatıyor, bir yandan da Japonya'daki kalkınma mucizesiyle ilgili bazı bilgiler alıyormuş.
***
Bir ara Japon Prensi:
- Siz de, dört yanı denizlerle çevrili bir deniz ülkesisiniz; denizleri değerlendirmede durumunuz nasıl, türünden bir soru sormuş.
"Elimizden geleni yapıyoruz"un ötesinde, pek de doyurucu bir yanıt çıkmamış Özal'dan.
Japon Prensi demiş ki:
- Sizin o iç deniziniz Marmara var ya; o Marmara, iyi değerlendirildiğinde 50 milyon insanı besler...
***
Bilmiyorum, bizim o zamanki hidrologlar; Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, Japon meslektaşlarıyla bilimsel bir ilişki kurup, Marmara'nın daha iyi değerlendirilmesi konusunda herhangi bir çaba gösterdiler mi?
***
Gerçi ucuz uçak, "charter" turizminde, örneğin Fethiye gibi tatil yörelerindeki acentelere ayrılmış 10 - 15 biletlik kontenjanlara karşın; aynı uçağın bir koltuğunu 2, hatta 3 kişiye birden satma sorumsuzluğunda büyük aşamalar oldu. Ucuz uçak yolcularının bir bölümü Dalaman Havalimanı'nda, kendilerine acenteler tarafından hiçbir uyarı yapılmamış olduğu halde, "yedek yolcu" olarak hâlâ daha bekletilip duruyorlar; kıyametler kopuyor, bir perişanlıktır yaşanıp gidiyor Dalaman'da...
***
Ne var ki Marmara, 50 milyon kişiyi besleme yerine, içinde yaşayan balıkları da besleyemez oldu ve balık türü azala azala 44'ten, 7'ye indi.
insin...
Yargı yılının açılış konuşmalarında, Onuncu Yıl Marşı'nın güftesinden de, nostaljik bir ses tonuyla şu mısra dalgalandırıldı ya:
On yılda on beş milyon genç yetişti her yaştan.
O bize yeter...
Faruk Nafiz, vaktiyle "Çamdeviren" mahlasıyla, hamaset alkışçılarıyla da dalga geçerdi:
Yaşasın... Kim yaşasın? Ömrü olan... Şak şak şak...
***
Beylik birkaç plağı döndürüp durmaya yumulmamış, karikatüristlerimizdeki "non - konformist" zekâya sahip bir muhalefetimiz olsaydı; hep birlikte ne kadar eğlenirdik kimbilir...
Örneğin şöyle bir kara mizah belgeseli yapılsaydı:
Önce Başbakan Tayyip Bey'in "at binme" deneyiminden görüntüler; arkasından hızlı tren seferleri denemesinde sağa sola savrulan vagonlar; arkasından üst düzey kadrolardaki gizli ilişkilere ait yapılan açıklamalar; arkasından 4 yıldır iskenderun Körfezi'nde bekleyen, zehirli atık yüklü geminin batışı...
***
Bizdeki ünlü masal başlangıcına benzer bir hayatın içinde, kıçın kıçın yüzmeye çalışmak, hoşunuza gitmiyor mu?
"Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pire berber iken, deve tellal iken; ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken; az gittik uz gittik; bir de arkamıza baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz..."
Tam bir sürrealizm şah yapıtı...
Bir de bunlara dağa taşa yazılmış "Önce vatan"ı ekleyin...
***
Japon Prensi, açıklayadursun Marmara'nın iyi değerlendirildiğinde 50 milyonu besleyecek bir iç deniz olduğunu...
Diyarbakır'ın Tuzla köyünde yaşayanlar, dertleşedursunlar, AB'nin Türkiye gözlemcisi Verheugen'le...
Başbakan Tayyip Bey de, dilerse sürdüredursun at binme deneyimlerini...
***
Bir de, şikâyet üstüne de olsa, zina; polislerle savcıları harekete geçirecek bir kamu hukuku suçu sayılırsa...
Turist olarak Türkiye'ye gelmiş evli bir çift ingiliz, yahut Alman, yahut Rus, yahut Belçikalı, yahut isveçli, yahut italyan, yahut Kanadalı, yahut Danimarkalı, yahut Yunanlı; eşini Türkiye'de zina yapmakla suçlar da, Türk polisine şikayet ederse...
Türkiye'de işlenmiş kamu suçları TCK içine girdiğinden; siz o zaman seyredin gümbürtüyü...
***
Doğrusu harika bir yerdir şu bizim Türkiye...
Folklor edebiyatında aşk ilanı bile, çok değişik bir espride; öyle değil mi?
iki çeşme yan yana
Su içtim kana kana
Seni doğuran ana
Olsun bana kaynana
çetin altan
Aynı zamanda bir "hidrolog", yani gerek fiziksel, gerek kimyasal açıdan deniz sularını inceleme konusunda bir uzman olan Japon Prensi'yle konuşuyorlarmış.
Hem elektrik mühendisi olan, hem de matematiksel tutarlılıklara her şeyden; örneğin hukuk ve edebiyattan çok daha fazla önem veren Özal; bir yandan Türkiye'deki gelişmeleri anlatıyor, bir yandan da Japonya'daki kalkınma mucizesiyle ilgili bazı bilgiler alıyormuş.
***
Bir ara Japon Prensi:
- Siz de, dört yanı denizlerle çevrili bir deniz ülkesisiniz; denizleri değerlendirmede durumunuz nasıl, türünden bir soru sormuş.
"Elimizden geleni yapıyoruz"un ötesinde, pek de doyurucu bir yanıt çıkmamış Özal'dan.
Japon Prensi demiş ki:
- Sizin o iç deniziniz Marmara var ya; o Marmara, iyi değerlendirildiğinde 50 milyon insanı besler...
***
Bilmiyorum, bizim o zamanki hidrologlar; Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, Japon meslektaşlarıyla bilimsel bir ilişki kurup, Marmara'nın daha iyi değerlendirilmesi konusunda herhangi bir çaba gösterdiler mi?
***
Gerçi ucuz uçak, "charter" turizminde, örneğin Fethiye gibi tatil yörelerindeki acentelere ayrılmış 10 - 15 biletlik kontenjanlara karşın; aynı uçağın bir koltuğunu 2, hatta 3 kişiye birden satma sorumsuzluğunda büyük aşamalar oldu. Ucuz uçak yolcularının bir bölümü Dalaman Havalimanı'nda, kendilerine acenteler tarafından hiçbir uyarı yapılmamış olduğu halde, "yedek yolcu" olarak hâlâ daha bekletilip duruyorlar; kıyametler kopuyor, bir perişanlıktır yaşanıp gidiyor Dalaman'da...
***
Ne var ki Marmara, 50 milyon kişiyi besleme yerine, içinde yaşayan balıkları da besleyemez oldu ve balık türü azala azala 44'ten, 7'ye indi.
insin...
Yargı yılının açılış konuşmalarında, Onuncu Yıl Marşı'nın güftesinden de, nostaljik bir ses tonuyla şu mısra dalgalandırıldı ya:
On yılda on beş milyon genç yetişti her yaştan.
O bize yeter...
Faruk Nafiz, vaktiyle "Çamdeviren" mahlasıyla, hamaset alkışçılarıyla da dalga geçerdi:
Yaşasın... Kim yaşasın? Ömrü olan... Şak şak şak...
***
Beylik birkaç plağı döndürüp durmaya yumulmamış, karikatüristlerimizdeki "non - konformist" zekâya sahip bir muhalefetimiz olsaydı; hep birlikte ne kadar eğlenirdik kimbilir...
Örneğin şöyle bir kara mizah belgeseli yapılsaydı:
Önce Başbakan Tayyip Bey'in "at binme" deneyiminden görüntüler; arkasından hızlı tren seferleri denemesinde sağa sola savrulan vagonlar; arkasından üst düzey kadrolardaki gizli ilişkilere ait yapılan açıklamalar; arkasından 4 yıldır iskenderun Körfezi'nde bekleyen, zehirli atık yüklü geminin batışı...
***
Bizdeki ünlü masal başlangıcına benzer bir hayatın içinde, kıçın kıçın yüzmeye çalışmak, hoşunuza gitmiyor mu?
"Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pire berber iken, deve tellal iken; ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken; az gittik uz gittik; bir de arkamıza baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz..."
Tam bir sürrealizm şah yapıtı...
Bir de bunlara dağa taşa yazılmış "Önce vatan"ı ekleyin...
***
Japon Prensi, açıklayadursun Marmara'nın iyi değerlendirildiğinde 50 milyonu besleyecek bir iç deniz olduğunu...
Diyarbakır'ın Tuzla köyünde yaşayanlar, dertleşedursunlar, AB'nin Türkiye gözlemcisi Verheugen'le...
Başbakan Tayyip Bey de, dilerse sürdüredursun at binme deneyimlerini...
***
Bir de, şikâyet üstüne de olsa, zina; polislerle savcıları harekete geçirecek bir kamu hukuku suçu sayılırsa...
Turist olarak Türkiye'ye gelmiş evli bir çift ingiliz, yahut Alman, yahut Rus, yahut Belçikalı, yahut isveçli, yahut italyan, yahut Kanadalı, yahut Danimarkalı, yahut Yunanlı; eşini Türkiye'de zina yapmakla suçlar da, Türk polisine şikayet ederse...
Türkiye'de işlenmiş kamu suçları TCK içine girdiğinden; siz o zaman seyredin gümbürtüyü...
***
Doğrusu harika bir yerdir şu bizim Türkiye...
Folklor edebiyatında aşk ilanı bile, çok değişik bir espride; öyle değil mi?
iki çeşme yan yana
Su içtim kana kana
Seni doğuran ana
Olsun bana kaynana
çetin altan
güncel Önemli Başlıklar