bugün

Sevgili kızıl sonyam, an itibari ile seni uzaktan izlemekte ve dakika dakika attığınız resimlere bakmaktayım.

Elbette her üçünüzünde kalbimde yeri ayrıdır. Diğer azizelerin affına sığınırım. Bugün kalbimde açtığınız yara tarif edilemeyecek kadar derindir. Sızıdır.

Sızımın adı sizsiniz azizem. Şu pazar günü kendimi dışarı attıysam sizi kıskandığımdandır. Belki senden uzakta olduğum için özlemlerim büyümesin diyedir.

O narin parmaklarında yanan sigara bohem post modern şairlerinin bile yazamayacağı türden bi eser. Gözyaşlarının vuslatı olacaksınızdır eminin sizi bir başka şair görse. Oysa korkarım azizem ben sende gördüklerimi bir başkası görecek diye.

Kıskanıyorum;
Güneşin pırıl pırıl yükseldiği gökyüzünde aynı kubbe altında olmayıp, birlikte undergrand mekanlarda karşılıklı lafllayamadığım ve şu şirazesi kaymış adana da olduğunuz için.
Saçınızın telinden avurdlarınıza düşen o nameler içimi ısıtıyor, Şavkılarımı dolduruyor.

Ve steinbeckin dediği gibi; bakmadan görmek, görmeden sevmek gibidir uzaklarda olanı.

Sizi seviyorum. Bi karşılık beklediğim için yazmadım bunu. Bu böyle güzel kızıl sonyam.
Kısaca;

görsel
(bkz: bana mı yürüyorsun canım)
ah minel aşk.