bugün

içtiği çayın rengi ve dem ayarına göre kalitesiz olduğu iddia edilen insandır. kendi tercihidir. demli çay içenler vip mi oluyor dedirtler insana.
çaya su karıştırmak eylemini benimsemiş insanlardır. hakkaten damak tadları sıfırdır. demlemek için katılan sudan bahsedilmemektedir. yanlış anlasılmasın. demlemek için katılan su, çayın içinde boyut değiştirip su olmaktan çıkar. boyut değiştirir. burada eleştirilen demlenmiş çaya su katmaktır.
(bkz: bak sinirlendim gene)

notaryus: ne oluyo* sözlük bi* yerlerin oynuyor. bu başlığı ben açmadım.

notarimus: ne oluyor. entryim başlığın 4. entrysi oldu aniden.
zift gibi çaydan hoşlanmayan, damak tadını tartışmaya açmayan insandır.
nedir yani açık çay içen manevi kimliğinden uzaklaşıyorsa, kola içen ne bok yiyor o zaman, onu direkt asalım bence.. ya da.. biraz kola alır mıydınız??
türklerin çay alışkanlığı 1600'lü yıllarda başlamaktadır, ilk üretim denemeleri 1888 yılında bursa'da gerçekleşmiştir fakat istenilen başarı elde edilememiştir. yine de çay 1800'lü yıllar boyunca ilgilenen çeşitli kişilerin bahçesinde yetiştirilmekteydi, kimsenin çayı rusyadan kaçırıp getirmesine gerek yoktu. bu insanların hepsinin de çayı koyu yada açık içtiğini gösteren bir belge yoktur. siyah çayın çok koyu içilmesi zaten hem sağlıksız hem de zevksizce bir davranıştır. hem çay tarihinden bahsederken içilen bütün çayları bizim şimdi içtiğimiz kıvamdaki koyu çaylar olarak düşünmemeliyiz. batıda siyah çay tüketimi daha fazla olsa bile, işleme teknolojisi şimdiki gibi olmadığından dolayı şimdiki elde edebileceğimiz dem ekstraktını, aynı miktardaki çaydan elde etmek eskiden mümkün değildi.
maksat ortama uyup çay içmek olsun diye çay içen insan.
ishaldir.
çay zevkinden mahrum kalmak istemeyen lakin demli içtiğinde de çarpıntı yapan kişidir.
reflü, gastrit, ülser sahibi insandır.
öğretmendir.

her gün demli çay insanda çarpıntı, stress, sinir gibi bir sürü şey yapabiliyor. "e açık içilir mi, içmesin o zaman!" diyenlere rağmen, boğazını ısıtmak için başka şansı olmayabiliyor insanın bazen. evet.
içtiği çayın kalitesiz olması ihtimali de olan insandır. kimi çay açık içildiğinde bile adamın böğrünü deler.
yaşlılardır.
kendileri "açık" kelimesini daha bir abartıp, çayı abdest suyu kıvamında isterler. ne kadar açılsa da o çay, kafi değildir. her defasında yinelerler "açık olsun evladım."
bir de yanında limon oldu mu, gel keyfim geldir onlar için.

o değil de; şahsen ben çayı sadece kahvaltılarda tercih eden biri olarak (yazar burda çaya hasta olmadığını ima ediyor) ya demli içmeliyim o çayı, ya da içemiyorum.

zannımca çayı sevmek/sevmemekle pek alakası yok. tamamen damak zevki.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar