bugün

fenerbahçe'nin maç ritmi yakalamak adına iyi bir antrenman yaptığı maç. bu kadar eksiklerden sonra da gayet iyi oldu. 1-0 da olsa 7-0 da olsa bu maçı konuşmam ben. yorumunu dahi yapmam, çünkü adamlar bizim 2. lig seviyesinde. rahat yeneriz demiştim yendik. nokta.
fenerbahçe nin fairplay ödülü kazandığı maçtır. 10 kişi oynayan rakibe karşı aykut kocaman ın takımları dengelemek için selçuk u oyuna alması avrupa basınında büyük yankı yapmıştır.
tahmin ettiğim gibi fener'in az golle kazandığı maç. limassol'un yerinde aynı futbolu oynayan doğru düzgün bir takım olsaydı fener kaybederdi. gazeteler de maçı tek kale oynandığı iddiası var lakin aynı gazetelerde maçın başında limassol'un yakaladığı iki pozisyon yok. insan şu salih çocuğu sırf moral için maçın son 20 dakikasında oyuna almaz mı? ondan sonra koca ülkenin milli takımı almanya'dan gelen çocuklara (bir de küfür yiyorlar) ve aynı 3-4 futbolcunun keyiflerine kalıyor.
fenerbahçe'nin grup liderliğini garantileyen maçtır.
fenerbahçe için; inadına fenerbahçe, inadına aykut kocaman...

tanım ül dabbe: fenerbahçe'nin 2012-2013 sezonu uefa ligi 4. maçı.
hala çıkıp aykut kocaman'ı savunan adamalar var ya daha ne diyim ben. lan kaç kişi bu adam yüzünden bu maçı izlemek istemedi biliyo musun sen? hala çıkmış 3 galibiyet 1 beraberlik cart curt. sonra selçuk reyizi(!) oyuna soktu diye kızmayacak mışız? niye kardeş? kenarda salih uçan var. en son maçta adamı kurtarıcı diye oyuna almayı , bütün suçu ona atmayı biliyosun ama. şu kadroya bu kadar aciz futbolu oynatmak , bilmiyorum valla. he şunu da söyleyim aykut kocaman'a zamanı geldi çok destek olduk , olur dedik , yapar dedik yabancı gelene kadar o yapsın dedik ama kardeş 3 yıl oldu la. olmuyo işte güzelim kadroyu sikiyo adam , taraftarı maç izlemekten soğutuyo.
Baroni'nin gecesinde 2-0 lık galibiyet..

zevk vermese de, iteleye kakalaya oluyor..
ilk yarı tam rahat bir maç geçireceğimizi düşünürken, ikinci yarı ile gene kabuğuna çekilen bir fenerbahçe izledik. limassol gibi bir takım karşısında 2-0 öndeyken, rakip 10 kişiyken, kendi evinizdeyken, takımınızın adı fenerbahçe iken, nasıl oluyorda defansif oyuncular alıp skoru korumayı düşünürsünüz.

ülke puanındaki takipçimize hiç puan vermemiş olmak güzel; ancak düşünülmesi gereken şeyler var.

vesselam...
meireles'in öneminin bir kez daha ortaya çıktığı maç olmuştur.
fenerbahçe için abartılacak bir maç değildir.
ugruna fanatik galatasarayli babamla tartistigim fenerbahcemin hakkiyla kazandigi mactir.
fenerbahçe'nin elini kolunu sallayarak aldığı maçtır.

iki takım arasındaki kadro kalitesi zaten sonucu bağırıyordu önceden. ilk maçtaki sıkıntının sebebi fenerbahçe'nin eksikleriydi. neredeyse tam kadro çıkınca sıkıntılar ortadan kalktı ve fenerbahçe rahat bir oyun oynadı.

önceki maçla ilgli yazımda takım adına sıkıntının ne olduğundan bahsetmiştim zaten. bugün tek bir adamın dönüşü bütün sıkıntıyı çözdü. raul meireles cidden bu takım için inanılmaz önemli bir oyuncu. sahadaki varlığı birçok şeyi kolaylaştırdı. önceki maçtaki sorunlar vs için detaylı analiz: (#17297747)

ilk yarı boyunca oynanan baskın oyun ve yarı bitmeden gelen iki gol işleri sağlama aldı. takım ikinci yarı kısmen frene basıp hafta sonu için diri kalmayı hedefledi. makul de bir seçenek, zira rakip orduspor içeride-dışarıda 90 dakika dişe diş oynayan bir takım. erken dağıtmadığınız takdirde size cezayı kesebilecek cinsten ve gerek hoca, gerek takım enerjiyi saklamayı daha uygun buldu belli ki ikinci yarıda tempo düştü.

ha direkten dönen toplardan biri kaleye girseydi bu maç 4-5 olurdu rahatlıkla ama girmeyince girmiyor bazen. moussa sow'un pozisyonunda kızamamdım, zira ben bile olduğum yerde güldüm pozisyona. zira musa çok iyi bir maç oynadı bence. sakat diyenlere ayrıca bir kapak olsun. attığı gol ve girdiği pozisyonların yanı sıra, limassol'lü oyuncunun atılmasında da direk pay sahibiydi, koca bir helal olsun kendisine.

bunun dışında dirk kuyt'ün kendisini biraz daha toplayıp maç ritmi kazandığını görmek sevindirici. formsuzluğu göz önünde bulundurulunca miroslav stoch'un ilk onbirde olmasına surat asmıştım başta ama maç ritmi kazanması açısından 90 dakika sahada kalması iyi oldu ve doğrusunu söylemek gerekirse fena da oynamadı. anlaşılmayan bir şey var ki o da hücuma dönük orta saha oynayan oyuncuların skora katkı yapmadıkları takdirde kötü oynadıklarının düşünülmesi. miro bugün iyi alan kapattı, hızlı hücuma çıktı, pozisyon hazırladı, kendi de pozisyona girdi ama şansı yardım etmedi, yoksa girdiği gol pozisyonunda vuruşu kötü değildi.

takım oyununu eleştirmeyeceğim zira eleştirilecek bir tarafı yok. ancak hoca'nın oyuncu değişikliklerine biraz burun kıvırdığımı söylememde fayda var. tamam selçuk şahin önceki haftalardaki performansından dolayı ödüllendiriliyor olabilir ve hoca ilk planda oyundan erken düşmüş olan cristian baroni'yi değiştirerek orta sahayı güçlendirmeyi düşünmüş olabilir. peki rakip 10 kişiyken ve skor 2-0'ken ofansif orta sahayı çıkarıp bir defansif almanın ve dahasında sakatlıktan yeni çıkmış meireles'i hücum görevine sürmenin mantığı nedir? ayrıyeten hasan ali kaldırım kötü oynamıyordu ama caner erkin illa oyuna sokulacaksa cristian-caner değişikliğiyle de bu iş olurdu pekâla. recep niyaz'ı daha erken bekledi gözler ama oyuna girmiş olması bile güzel neticede.

neyse, ülke puanında atılım oldu bu hafta. en yakın rakiple de ara açıldı. üstüne üstük ilk limassol maçından sonra "biz yenelim, diğerleri de berabere kalsın" gibi bir temennim vardı, aynen gerçekleşti. 10-5-5-1 gibi bir sıralama oldu böylece. olympique marseille deplasmanından bir beraberlik şahane olacaktır bu durumda. tam kadro çıkıp, normal oyunumuzu sahaya yansıtırsak galip bile gelebiliriz ki bu grup liderliği demek olur.

ha grup liderliği veya ikinciliği önemli değil, zira bir sonraki turda şampiyonlar liginden elenen takımlar da kuraya dahil olacak ve onların puanının fenerbahçe'den yüksek olması bir hayli normal, dolayısıyla seri başı olamama durumu var. bu yüzden zico döneminde alınan ve bir sonraki sene sayılmayacak olan 7 galibiyet 2 beraberliğe eşit puanın çıkarılabilmesi için galip gelmek baldan tatlı. bu sene totalde takımın 4 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldığını düşünürsek, hatırı sayılır puan topladığını söylemek yanlış olmaz. en azından şampiyonlar ligi söz konusuyken 3. torba ve avrupa ligi için 2, belki kıyısından 1. torbada olabilmek için bu sene fenerbahçe'nin iyi puan toplaması lazım ve takım bu yolda ilerliyor.

neticede takımı, taraftarı ve en önemlisi hocayı rahatlatan bir galibiyet oldu. aynı oyunun biraz daha sıkı ve ısrarcısı orduspor karşısında oynanırsa galibiyet gelecektir. zira takımın özgüven depolamak için oyun kalitesi farketmeksizin galibiyete ihtiyacı var. iyi sayılabilecek bir oyunla galibiyet geldi, darısı devamına.

tribünlerde de normal seyirciyi görmek sevindiriciydi. sadece kadın ve çocukların tribünde bulunduğu uygulamayı seksist buluyorum şahsen. ha desteği kesmiyorlar evet ama hiçbir şey alışılagelmiş tribünün yerini tutamaz. umarım pfdk ve benzerlerinin ceza vermek için kapıda beklediğinin farkında olan seyirci daha dikkatli olur ve biz de daha fazla tribünün sahaya etki ettiği maçları seyredebiliriz.

teşekkürler fenerbahçe.
maalesef aykut kocaman'ın daha da çok özgüven kazandığı bir maç oldu. bir fenerbahçeli olarak bu adamın bu takımın başında olmasından utanç duyuyorum.
rakip 10 kişi kalınca Selçuk Şahin'in oyuna girdiği ve Fenerbahçe'ni de 10 kişi kaldığı maç.
ayrıca sow özendi lan resmen, Selçuk direğe isabet ettirir de ben nasıl ettiremem diye.
şaka maka cristian baroni çıkınca takımın hücum gücü acayip düştü, rakip saldırmaya başladı. adam önemli bizim için. kim ne derse desin.
Kazandığımız ama iyi oyun oynamadığımız karşılaşma. 1 gol kuyt'un güzel çabası, 2.gol musa sow un akıl dolu vuruşu. Kazanmak çok önemli tabi ayrıca gruptan çıkmayı da garantiledik gibi. Marsilya deplasmanından 1 puan alırız diye düşünüyorum en kötü ihtimalle. Bu akşam berabere kalsalardı süper olacaktı grup birinciliği garanti altında olurdu o zaman.

neyse yinede iyi bir şey 3 puan. ancak şu var limassol da boş bir takım değil. sert basan ve ileride pres yapan bir takım.

ekek: şimdi dennishan isimli yazar arkadaşımız bilgilendirdi 9+3 de gol gelmiş ve marsilya maçı berabere bitmiş. süper haber oldu.
bütün sözlük tuğçe özbudak ile kaynarken buraya entry girmek boğazımı yakıyor,içimi dağlıyor.ama girmek zorundayım.

helal olsun çocuklar! helal! dimi tuğçe,helal!
aykut kocaman beni yanıltmamış hatta ötesini yapmıştır. maç 2-0 adamlar 10 kişi senin kazanman gereken adamlar krasiç semih sezer sen hala selçuk caner yapıyorsun ayıptır be bırak şu takımın gemlerini hücum oynasın yeter be. oyuncu değişiklikleri güzel futbolu perdelemiştir aykut kocaman'la ilgili tüm umutlarımı kaybettim hükümsüzdür.

(bkz: #17448106)
limassol'deki bebe'nin boyuna taktığım maçtır.o nasıl adam lan korner direğinden kısa.maça gelelim,selçuk hakkında güldük ettik falan ama adam ciddi ciddi oyuna girişinden sonra etki etti lan hele "o" pozisyon,ardından meireles'i kesen sow... fenerbahçe balı olduğu iddia edilen şey bugün yoktu,o bir gerçek.neyse,10 puan 10 puandır,afiyet olsun renktaşlarım.

bu arada söylemeden edemeyeceğim : recep niyaz çok sevimli değil mi lan *
2-0'ın üstüne nasıl yatarım nasıl gol yemem taktiği ile 2. turda işi çok zor olacak bir fenerbahçe'yi izlediğimiz maç.

rum takımına koymak farzdır.

adettendir ; beşiktaş'lıyım.

tebrikler fenerbahçe.
tebrik ediyoruz fenerbahçe'yi

özellikle ülke puanı açısından önemliydi direkt rakip bir ülkenin takımından iki maçta 6 puanı almak..
spikerin "selçuk oyunda" dediği anda içime bir huzursuzluk çöktü. he neyse ki 2-0 da kaçırdı o golü ama insan huzursuz oluyor arkadaş bu adam oyuna girdiği her an. neyse. bütün renkdaşlarımı, fenerbahçeyi destekleyen diğer takım taraftarlarını da tebrik ediyorum. umarım bu başarı daim olur.
kadıköyden koyduk fransızlara kadar ulaştı.
hakettiği üç puanı aldı fenerbahçe
not:beşiktaşlıyım.
Aykut Kocaman çok centilmen ya, Ael 10 kişi kaldı biz fazla kişi oynamayalım diye hemen Selçuk Şahin'i aldı oyuna.
taraftarların selçuk şahin in gönlünü almaya çalıştığı mücadeledir.