bugün

beşiktaşımız erken boşalma problemi yaşamadığını bir kez daha ispatlamıştır.
bobo'nun doksanda boboladığı maç olmuştur. canı acıyanlara malum yerlerinde yanma hissedenlere bephantene önerilmektedir.

alayına isyan
inadına beşiktaş
bu maçtaki en çok tartışılan mevzu bahis pozisyona itiraz bobo'nun düşürülmesine değil, gençlerbirliği oyuncusunun elle oynamasına yapılmıştır.

ayrıca "orta hakem yan hakeme uymak zorundadır" diye bir yorumu ne internette ne de gazetelerde gördüm. sorun hakemin işine geldiği gibi davranmasıdır.

yorum yapmadan önce araştırmak lazım biraz değil mi?

edit: yan hakemin orta hakemi uyarma nedeni önemli değil. önemli olan orada yan hakemin penaltıyı göstermesi.
kör topal şampiyonluğa koşan beşiktaş'ın yine bir son dakka golüyle liderliği elinde tuutuğu karşılaşma. oyun taktiğinin sadece holosko'nun hızı ve bobo'nun bitiriciliğinin üzerine kurulu olduğu bir takım bakalım sezon sonu ligde kaçıncı sırada yer alacak? bekleyelim görelim...
beşiktaşlı arkadaşlarımızın,yardımcı hakemin verdiği,orta hakemin vermediği pozisyonla ilgili yüklendiği maç.öncelikle kuralımızı hatırlayalım,yardımcı hakem,hakemin göremediği pozisyonlarda,orta hakeme yardımcı olmak için vardır,yardımcı hakemin verdiği hükümleri,orta hakem kendi insiyatifinde olmakla beraber,uygulayamayabilir(fifa'nın rule of the game'ni açsanız buna çok çok benzer ifadelerle karşılaşcaksınız).o pozisyonda orta hakem,pozisyonu gayet net görebiliyordu ve yardımcıya uymak zorunda değildi,yani gördüğünü çalmıyor ibneler diye bir şey yok,siz hiç müdür yardımcısı,personele zam istiyor diye,zam yapan müdür gördünüz mü?gelelim pozisyona,bu pozisyona,o anda düdük,gayri nizami şarj'dan çalınabilir,ama bence oradaki şarj ''gayri'' ekini haketmiyor,zaten direk olarak adamı düşürmek için,ayağa yönelik bir darbe yok,ki dikkat ederseniz,beşiktaşlı oyuncu sarsılmıyor bile..

-yalnız sorun bu da değil,verse de çok umrumda olmazdı,her maçta bi hakem hatası yapılıyor,bu iş bütün dünyada böyle der geçerim,beni kızdıran kendi takımının maçından maçına tv karşısına geçen(lig tv alacak durumları olmayan insanları tenzih ederim)futbol bilgisi ''vay be ne koydu ama'' düzeyinde olan,futbol kurallarını yutup yalamadan,utanmadan!,sözlüğe pozisyonlarla ilgili yorum yapanlar....-
ertuğrul sağlam ın maçı kazanmak için tüm forvet oyuncularını sahaya sürdüğü karşılaşma olmuştur .hatta bazı kaynaklara göre maçın 86. dakikasında ertuğrul hocanın başkanı arayıp higuen i geri çağırmayı bile önermiştir .

öyle yada böyle kartalım o köstebek yuvalarıyla dolmuş zeminde 3 puanı almıştır . 2 hafta önce o sahada ve o zeminde 2 puan bırakan ve bu sahada top mu oynanır yahu diye çemkiren dostlara selam olsun ! loy loyyyy loyyy teyy teyyyy teyyyy .
defansta gökhan zan'ın rakibe verdiği toplar, alamadığı pozisyonlar ve nobre holosko ikilisinin sahada gezinmesine rağmen kazanılmış karşılaşma ki, bir kez daha soyunma odasında tahtaya adının ilk yazılması gereken futbolcunun bobo olduğunu hatta bobo'nun bu ligin en iyi forvet oyuncusu olduğunu gösterdiği maçtır.
tam bir hakem skandalı daha yaşayacakken bobo'muzun 3 puanı getirdiği maç olmuştur.

işlerine gelince yan hakemin verdiği karara (ankaraspor maçı) uyan, işlerine gelmeyince yan hakemin değil eliyle bayrağıyla, mikrofondan ağzıyla bile uyarmasına rağmen uymayan emek hırsızlarına rağmen s.ke s.ke şampiyonluğa koştuğumuz maç. ha şampiyon oluruz ya da hakemler tarafından engelleniriz bilemem ama bu kadar art niyete, bu kadar emek hırsızlığına rağmen 4 puan farkla lideriz ya şu anda;

şampiyon beşiktaşım ne istersen iste benden
istersen donatalım dört bir yanı bayraklarla
istersen inletelim dört bir yanı şarkılarla
istersen eğleneeeeeeeeeeeeh

(bkz: siyah ulan)
beşiktaş'ın yine bir penaltısının verilmediği fakat buna rağmen kazanmayı başardığı karşılaşmadır.

bu sezon galatasaray'ın da bilmem kaç tane 90+ golü hatta penaltısı ile kazandığı maç varken, beşiktaş'ın hakkı ile kazandığı maç olmuştur ayrıca. Allah görüyor kim oynadı kim yattı. Ona göre de veriyor gördüğünüz gibi...

hakemle maç kazanmaktansa şans ile kazanmak daha makbuldür...
en anlamlı olarak;

(bkz: işte beşiktaş sike sike şampiyon)
8jk'ın bu sezon artı 4. dakikada gol atarak aldığı kaçıncı maçı olduğunu kestirimesem de bunlara bir yenisini eklediği maçtır.Bobo'nun son dakikalardaki penaltıyla yakından uzaktan ilgii olmayan penaltı zırlaması sonucu tüm 8jklı oyuncuların hakeme itiraz etmesi sonrası sinirlerimi yerinden oynatan bir maçtır.Ben bir takım oyuncularının bu kadar mı aciz duruma düştüklerini hiç görmemiştim doğrusu.Sonra korner atışı sırasında içinden kesin gol geliyor klasik tablo dememe kalmadı bir 'karamboL' golü daha atıalrak 8jk maçı almış oldu.

Eğer 8jk bu sene bu maçları böyle alıyorsa bunun kendi düşüncemde tek bir nedeni vardır.Türkiyede gerçekten hangi takımdan olursa olsun herkesin sempatisini ve takdirini almış ertuğrul sağlam'ın başarısı için herkes tarafından edilen dualardır.
tüm fenerli kardeşlerimizi s.kimize dahi takmadan şampiyonluğa bir maç daha yaklaştığımız ve akabinde pınarbaşı çekmeye devam ettiğimiz maç...

oooooooooooooooooo
pınar başı burma burma
yar yar yar yar yar yar amman...
beşiktaşımızın yardımcı hakemin bayrağına yunus yıldırım'ın penaltıyı vermemesi üzerine 90+4'te birilerine kapak ettiği maçtır.

şimdi bal muhabbetine küçük bir paragrafla cevap vermek gerekirse, 2003-2004 sezonunda 8 puan geriden kimin geriden getirilip şampiyon yapıldığı, masada işi bitirip "balla" şampiyon olanların konuşmasının abes olduğu bir durumdur bugün. 2003-2004 sezonunda daum'un oynattığı futbol ile fenerbahçe şampiyonluğu hak etti mi? 5 kırmızı kartın 4'ünün arkasında olan bir beşiktaşlı olarak samsun maçı hikaye, bırakınız verilmeyen penaltıyı, kartı vs. beşiktaş'ın o sezon attığı nizami goller bile iptal edildi! ayrıca 2005-2006 sezonunda elle kolla atılan gollere rağmen şampiyon olamayanlar bu elle gol atılan maçlardan sonra "hakemler de insan, onlara sahip çıkmalıyız" gibisinden akıllarınca sağ duyu çağrısı yapmışlardır. ha bu sezonki, fenerbahçe maçında deivid'i atamayan ismet arzuman, faul olmayan pozisyonda faul yaratan ismet arzuman da fenerbahçeliler tarafından nedense hiç eleştirilmedi.

gelelim maça. ilk yarı tipik bir beşiktaş izledik. durgun, oyunu ileri taşıyamayan, oyunu domine edemeyen ve dan-dun top oynayan bir beşiktaş. tıpkı geçen haftaki galatasaray maçı gibiydi. ilk yarıda çok bir şey yok. baki'nin hareketi bana göre penaltı ancak aynı şekilde toraman'a atasporu güreş teknikleriyle sarılınan pozisyonda da penaltı var.

ikinci yarıda yine tipik beşiktaş izledik. ikinici yarı başlar başlamaz kademeli olarak vites yükselten ve 50. dakikadan itibaren saldıran bir beşiktaş. hatırlayın geçen hafta galatasaray maçında da aynı şey oldu. 53'te delgado'nun topunun direkten döndüğü pozisyon çok organize ve iyi bir ataktı, nobre'nin pası çok iyiydi, sonrasında sağlı sollu serbest atışlar ve toraman'ın attığı gol. sonrasında şuursuz bir gençlerbirliği atağında, tipik baki hatası ile yenilen bir gol. kendisi müthiş bir asist yapmıştır. be adam, profesyonel topçu kafasına gelen 10 topun 7'sini ancak ve ancak 3 metre mi uzaklaştırabilir? adamda ense namına bir şey yok, boynunu döndüremiyor. ilk yarıdaki promise'ye yaptığı penaltıyı hakem görmedi. her hareketi bodoslama. her hareket önce rakibe. bu gordon neden alındı? bu adam kadrodaysa oynat arkadaş. baki her maç aynı, geçen hafta hakan'a asist yaptı allah'tan rüştü erken çıktı aldı, bu hafta kerem affetmedi. beşiktaş'ın en büyük rakipleri baki ve ibrahim kaş, rakip için bazen gereğinden fazla çalışıyorlar. 87'de verilmeyen bir penaltı var. bobo'nun bileğine sert olmayan fakat dengesini bozan bir tekme var. yardımcı hakem çekti bayrağı ancak yunus yıldırım vermedi. sonrasında ise bildiğini "bal" denilen gol. tıpkı birkaç hafta önceki fb-ibb maçında 80'den sonra beraberliği sağlayan fenerbahçe gibi bal.

haftaya trabzonspor maçı var, ertuğrul hoca baki mercimek için özel önlem almalı. gökhan ekstra çalışmalı ve baki'ye de sıkı markaj uygulamalı.

özetle, maçı beşiktaş daha çok istedi, gençlerbirliği'nin 1, beşiktaş'ın 2 penaltısı verilmedi. beşiktaş'ın 1 topu direkten döndü. ilk yarı kör döğüşü, ikinci yarıda 30 dakika iyi oynayan bir beşiktaş vardı. beşiktaş her maçta ikinci yarının ilk 15 dakikasında çok müthiş bir baskı kuruyor -kayserispor maçı hariç- ve baskısının sonucunda golü de buluyor. bu baskı 15 dakika değil de maç boyunca 40-50 dakika civarında olsa takım maç boyu genel olarak iyi oynar ve rahat rahat maç izleyebiliriz.
beşiktaşın şanslar zincirinin şimdilik son halkasıdır. işbu durum üzerine...
beşiktaş futbol kulübünün yıllardır değişmeyen futbol mantalitesiyle kazandığı karşılaşmadır.

şöyle ki metin-ali-feyyaz üçlüsünden sonra kolay kolay hatırlamam ki beşiktaş bir 90 dakikayı kendini strese sokmadan* bitirebilsin. hatırlıyorum şampiyon olduğu yıl bir göztepe maçı vardı 7-3 biten. o maçta bile son 10 dakika takım çanakkale geçilmez mücadelesi vermişti.

bu değişmeyen bi durum. kimisinde galip gelmekte, kimisinde galibiyeti korumaya çalışmakta, kimisinde de mağlubiyetten kurtulmaya çalışmaktadır. sırf bu sezonla alakalı bir durum değildir bu, aksini iddia eden beri gelsin.

bakın beşiktaşın son 15 yıllık performansı'na rahatlıkla göreceksiniz ki son 10-15 dakikası hep eziyetli geçmiştir. hulasa gençlerbirliği maçı da aynı şekilde tamamlanmıştır. kadro olarak ertuğrul sağlam'a fazla söylenecek söz yoktur çünkü elinde olan malzeme bu. yapabileceği en iyi harman'ı yapıp sahaya sürüyor, lakin balta'lık futbolcudaysa çıkıp ertuğrul mu oynasın sahada.

evet beşiktaş uzun zaman uzerine yakaladığı liderliği bırakmamıştır. esasında bu rakipleri olan galatasaray ve fenerbahçe'nin sorunudur. çünkü beşiktaş'ın tek hedefi vardır ve bala göte de olsa hedefine ağır aksak ilerlemektedir.
fenerbahce taraftarinin zoruna giden mactir. madem liderlik gecici, ne ötüyorsun kanarya gibi bik bik derler adama. sen türkiye ligini astin artik avrupali oldun, besiktas falan girme simdi bu muhabbetlere. besiktasin balli oldugunu bilmeyen yok ki! hala bal da bal diye bagiriyorsun. sirf balli oldugumuzu göstermek icin her mac sacma sapan goller yiyoruz, ne bileyim kaleye futbolcu koyuyoruz, yapiyoruz delice bisiler iste. yakinda gol attiktan sonra sortunu indirip halay basina giren bir futbolcu görürseniz sasirmayin, mesaj yolluyordur.
(bkz: salla salla salla)
beşiktaş'ın liderlik stresi ile çıkıp bozuk bir futbolla başladıgı, ikinci yarıda ise oyuna iyi başlayıp bir gol buldugu, maçı rolantiye alacagı dakikalarda saçma sapan bir hata yüzünden yedigi gol ile işi her zamanki gibi yokuşa sürdüğü, lakin cefakar beşiktaş taraftarımızın bunun bir şaka oldugunu adı gibi bildigi ve 90+4'üncü dakikada bobo'nun önünde buldugu topu adeta yeni geline bilezik gecirir gibi gecirdigi musabakadır.

sıradan bir lig maçıdır. beşiktaşımız da bilindigi bir deplasman canavarıdır. bu sezon son dakika golleriyle de kazandıgımız * sekizinci musabakadır. bunun 15 olmayacagının garantisini kimse veremez. lakin tüm bu goller oyunun içinde olan gollerdir. ha yoksa beşiktaş rakip soyunma odasındayken mı atmıstır bu golleri ?

egri oturup dogru konusmak lazım futbolda en zor oynan dakikalar, futbolcuların topu adeta itelemekten aciz oldugu ve gucun tükendigi son dakikalardır. şimdi gelelim fasulyenin faydalarına;

neymiş arkadaşım, beşiktaş'ım bu dakikalarda gol atıyorsa kondisyonu saglam bir takımmış. hatta son dakikalarda verilmeyen golü ile 3 puanı çalınmış bir takımmış !
*
vay be ne maçmış aq ki insanları bu kadar rahatsız etmiş. mücadele etmeyen bir takım maçı kazanamaz! beşiktaş bugun maçı daha çok isteyen taraftı ve aldı. o kadar basit !

şimdi stres sırası sizde! biz de keyifle oturup izleyecegiz 3,5 attıgınız dakikaları...

saygı
febe ve geseli arkadaşlarının neden yorumda bulunduklarını anlamadımız maç. birader biz yendik mi? yendik. gese geçen hafta febeyi yenerken son dakikalarda atmadı mı golü? ya da febe sevilla'yı yenerken son dakikalarda atmadı mı? e şimdi neden febelilere laf atıyosunuz diyorlar. konuşma * ki biz de bir şey demeyelim. yok arkadaş ya ne kuyruk acısı var anlamadım. herkeş kendi maçına baksın.
ankaragücü'nü 90 dakikada yenemeyip, sevilla'yı 120 dakikada yenmeyi bırakın berabere bile kalamayan takımın taraftarlarının bal bal deyip komik duruma düştüğü maçtır. hayır ben demiyorum penaltılar bık bık. galibeyet galibiyettir, eğer dediğiniz 94 de atılan bir golle kazanılan maç bala kazanılmıştır, çeyrek finaliniz bal oğlu baldır.
Tuhaf ve at gözlüklü tartışmalarına zorla Fenerbahçe taraftarını katmaya çalışanların -ne üzücü ki- bir hafta daha konuşacağını ispatlayan karşılaşmadır. Türkiye kupasını sus payı olarak Selçuk Dereli ile birlikte aldıklarını unutanların da yorum yaptığı başlıktır ayrıca.

Olayın özeti şudur; Fenerbahçe taraftarı, sizin silik, ağlak ve de zırlak takımınızla hiç ilgilenmemekle birlikte eğer futbolun bir adaleti var ise takımınızın şampiyon olmaması gerektiğini düşünmektedir. Bilginize..
gereksiz şahsiyetlerin gereksiz yorumlarını beraberinde getirmiş karşılaşmadır.
(bkz: ben)
(bkz: liderlik geçici şampiyonluk baki)
Beşiktaş'ın liderliğini bir hafta daha uzattığı maç. Ama tekrarlıyorum. Bu liderlik beşiktaş için geçici.
65464654 senedir türkiye kupasını alamamış. 654654654 senedir avrupa da az biraz yüzü gülmüş fenerlilerin bal muhabbeti yapmasının abes kaçtığı maç.

-abi be beşiktaşa bak ne ballı.
+la sizene yar...m
-niye be abi.
+ulan siz yenince tecrübe, yenilince hakem yüzünden.
-ama öyle be abi.
+sonra şampiyonlar liginde çeyrek final yaptınız olm. ne işiniz olur tr ligiyle.
-hahah doğru ya çeyrek final.
uzar gider. bu yüzden febeliler ile muhatab olmaya gelmez.

lan başlık ne? yaralı fenerlilerin takıldığı mevzular ne? lider miyiz? lideriz. haydi şimdi dağılın.
balı götü bilemediğimiz. lakin fenerlilerin içine dert olan müsabaka.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar