bugün

Tony MacAlpine, Billy Sheehan ve Virgil Donati'den oluşan Devil's Slingshot grubu Slingshot 2007 Tour adı altında Avrupa Turnesine çıkıyor.
turnenin istanbul konseri 4 kasım 2007'de gerçekleşecek. turnenin asıl amacı, bu bomba üçlünün çıkaracakları clinophobia adlı ilk stüdyo albümlerinin tanıtımı içindir. Balans Music Hall'da gerçekleşecek bir konserdir. biletler satışa çıkmıştır.
(bkz: bu konser kaçmaz)
Tony Macalpine, Billy Sheehan ve Virgil Donati gibi her biri dalında virtüöz olan üç mükemmel adamın ülkemizdeki buluşmasıdır. gerçek müzik tadılacaktır, coşulacaktır. tahminimce unutulmayacaktır. şimdiden bir heyecan sarmıştır.

http://www.biletix.com/we...sEvent.do?eventCode=HRTN1
en önden izlemek için işi garantiye alıp 8-10 saat önceden kapısında beklemeye koyulacağım konser.
öğrenci biletleri bittikten sonra, yoğun istek üzerine sınırlı sayıda öğrenci bileti tekrar satışta olan, kaçırılmaması gereken konser. daha almamışlar için son şans!
rüyadan uyandıktan sonra, yaşadıklarımı anlatmayı daha uygun gördüğüm konser.

(bkz: aman allahım)
(#2557044)

(#2557014)
daha önceden de belirttiğim gibi yaklaşık 8 saat öncesinden konser yerinde olsam da, benim dışımda hiçbir kimse yoktu maalesef. saat 6 gibi yavaş yavaş sıra oluşmaya başladı ve belirtildiği üzere 8'de kapılar açıldı. hemen sahnenin, billy sheehan'ın çalacağı yerin hemen önüne kurulup 9 buçuğa kadar güzel müzikler eşliğinde o heyecanla, sabırsızla bekledik. ve... işte o yaşayacaklarımızı kapsayan rüya için bir uykuya daldık sanırım*. zahmetsiz bir şekilde kolumu uzattığımda dokunabilecek mesafedeydi(ler). o yaşına rağmen, gittikçe azgınlaşan billy sheehan'dan gözlerimi alamadım. nasıl bir şeydi hala açıklamakta güçlük çekiyorum. bir matkaptan* farksız olan parmakları eşsiz notalarla bütün gece bizleri sürükledi, gitti. bir ara parça sonunda gitarını show için tek eliyle yukarı kaldırmışken, bacaklarına falan vuruyordum, hatta düşürüyordum az daha adamı. her göz teması özeldi sanki. o kadar yıllarca şarkılarını ezberlediğin, videolarını yalayıp yuttuğun adam sana bakıyor. virgil donati ve tony macalpine'nın sololarında, balkona çıktığı vakit bile ona bakmaya çalışıyordum galiba. yine bir an göz göze geldiğimizde yumruğumla kalbime vurup onu işaret ettiğimde, ondan aynı şekilde karşılık alabilmem de unutulmaz anlardan bir diğeriydi kesinlikle. çalarken bas gitarına çat çut vurmamız da öyleydi keza. konser sonunda sahneden ayrılırlarken de kolundan *bilekliğini çekip aldım. konserden sonra da imza standında gittim yanına. o kalabalıkta nispeten uzun sayılabilecek bir sohbet ettik. sadece bana bakıyordun gibi bir cümle söyledi bana. anlattım işte ben de kısaca niye olduğunu, dinlediğimi, sevdiğimi. sonra, fotoğraf çektirmekten nefret eden bir insan olarak, hayatımda ilk defa hevesli bir şekilde fotoğraf çektirdim onunla. cd, t-shirt, bilet gibi bilumum şeyleri de imzalattım bu arada. ayrıldık işte sonra da. her yanına gelenle bir tebessümle konuşuyordu. son derece mütevazıydı. diğer rock starları gibi götü kalkık değildi.
konserin diğer adamlarına gelecek olursam; tony macalpine, o da aynı şekilde hem gitar hem de piyanodaki virtüözlüğünü bir kez daha canlı canlı sergiledi. coşturdu. konser sonrası da, o da billy gibi gayet mütevazı ve samimiydi. iyi herifti. virgil donati, o hayvana da gelirsek, tek kelimeyle inanılmazdı. müthiş solosu sırasında herkesten öyle böyle küfürler yemedi ama olsun. bir ara "n'oluyoruz artık" dememe de sebep oldu. eşsizdi o da. ama müzik dışında da diğerleri gibi değildi. psikopattı biraz. kendi halindeydi. 7 sene kapanıp, davul çalışıp sıyırdığı her halinden belliydi. kısacası, tek kelimeyle, tahminim gibi unutulmayacak bir gündü. böyle virtüözleri bir arada görmek, benim için özel olarak billy sheehan'ı görmek, sohbet etmek apayrıydı.
en başta dediğim gibi, bir rüyaydı belki de. bütün bunlar da işte, bir rüyayı anlatmışım gibi olsun.