bugün

o değil de takım olarak savunma yapabilme hadisesini biraz biraz becerebildiğimiz maç oldu bu sanıyorum. neydi arkadaş malaga ve napoli maçlarındaki dağınık tablo?

ama bu maçta da atak organizasyonlarında çok cılız kaldı sanki takım. yani rakip ceza sahası çevresinde çoğalamadık pek fazla önceki maçlara nazaran. ama olsun, bu zaten yapmakta çok zorlanmadığımız bir şey. mühim olan takım savunması mantığını oturtabilmek şu iki maçı da kendimize güzelce fırsata çevirerek bu anlamda.

serbest vuruş konusunda hala bir saçmalık peyda oluyor ama buna da ayrıca parantez açılmalı bana kalırsa. selçuk, bu konuda hem kaleye doğrudan oynayabilmesi ve hem de nokta pası konusundaki kabiliyeti ile bana kalırsa sahada olduğu süre zarfında bütün serbest vuruşları, şartlar ne olursa olsun kullanacak adam olmalıdır. bu konuda istatistik bilgiler de yanıltmayacaktır bu savımda beni. fatih hoca acilen bu konuda bir kural getirmelidir. duran top organizasyonları ile şampiyonluklar, turnuvalar kazanan pek çok takım var zira futbol tarihine bakacak olursak, bu gerçekten önemli bir hadise.
Dany'nin harika bir istatistiğe imza attığı, imparatorun o klas hareketiyle kendine tekrar tekrar hayran bıraktığı maçtır. Amrabat biraz bencil davransa da iyiydi, sneijder biraz geri planda kalsa da sneijderdi işte. Drogba'nın o faulden sonra ayağa kalkması, oyuncuları bir bir oyundan düşürmesi.. Bazen hala inanamıyorum durup durup '' Drogba Galatasaray'da lan! '' diyorum. Muslera'ya gelince, Mondragondan sonra, penaltılarda bile beni rahat hissettiren ilk kalecimizdir, bugün de öyle 2 penaltı atlattık. Şimdi onlar düşünsün. (bkz: 11 ağustos)
galatasarayımızın ilk yarı oynadığı kötü futbolu ikinci yarıda oynadığı güzel futbolla telafi ettiği maç. devre arasında nasıl bir konuşma yaptıysa artık, ikinci yarı bambaşka bir galatasaray seyrettik ve bu durum kesinlikle rakip taraın yaptığı oyuncu ve taktik değişikliklerden kaynaklanmadı. elbette bunların da etkisi olabilir fakat ikinci yarıda takımın özgüven seviyesi resmen bir kaç kademe artmıştı. bu da 2013-14 sezonu için de en önemli silahımızın fatih terim olduğunu gösterir.

gelelim futbolculara:

muslera, sırf kurtardığı penaltı için bile övülmeyi hak ediyor. fakat oyunun genelinde de gayet iyiydi ve yavaş yavaş sezona hazır bir görüntü sergilemeye başladı.

hakan balta, başlarda beni çok korkutsa da defansif anlamda fena da değildi. en azından bir kaç hafta öncesine göre çok daha iyi bir görüntü sergiledi. yine de hücum organizasyonlarında rierayı aradı gözlerimiz. ama 6 yabancı kuralı yüzünden kendisini görmek zorunda olacaksak eğer, en kötü maçı bugünkü gibi olsun diyelim.

chedjou-dany; chedjou biraz daha oturdu sanki. penaltı pozisyonunda şanssızdı. o topa başka türlü müdahale edemezdi. rakip oyuncu da pozisyonu görünce kendisini fazla zorlamadı ve penaltıyı aldı. bu bakımdan dany'nin pozisyonu ile kıyaslarsak eğer, chedjou penaltıı yaptı demektense rakip penaltıyı aldı demek daha doğru bence. tabi yine de istenilen performanstan çok uzakta chedjou. dany konusunda pek çok kişi onun kendisine aşırı güvendiğini savunuyor. bence sorun aşırı güven değil. geçen sezon da çok kritik yerlerde bu tarz müdahalelerde bulunuyordu bu adam. açıkçası pek çok maçta bu adamın cesaretine hayran kalıyordum. şimdi ise o müdahalelerinde topu sık sık kaçırıyor. bu tarz sert ve aktif savunma yapan adamların konsantrasyonunun çok üst düzeylerde olması gerekir. dany'nin konsantrasyonu şu anda çok düşük görünüyor. zamanla toparlar muhtemelen ama o zamana kadar pimi çekilmiş bomba gibi dolaşacak etrafta.

eboue: fazla söze gerek yok. ilk sezonki performansını anımsattı. savunmada, özellikle ilk yarıda, hataları oldu. ama zaman zaman çok iyi bindirmelerde bulundu ve penaltıyı kazandıran isim oldu.

melo-selçuk: tıpkı geçen sezonun başlarındaki görüntüyü sergilediler. melo hazır olmadığı vakit selçuk iki kişilik oynamak zorunda kalıyor. bu da orta sahanın verimini düşürüyor. melo da öyle bir adam ki, hazır olmadığı zaman hücuma çıkarken kaptırdığı toplar neticesinde çok tehlikeli pozisyonlar vermemize sebep oluyor ve maçın en kötülerinden oluyor. ama günündeyse de takımı hücuma sürükleyip rakibi orta sahada durdurarak takımın en iyilerinde oluveriyor bir anda. bugün de hem ilk yarıdaki kötü futbolun hem de ikinci yarıdaki iyi futbolun mimarlarındandı. selçuk ise her zamanki gibi istikrarlı bir oyun sergiledi. onun yeteneklerindeki bir futbolcunun kötü oynaması gerçekten zor.

amrabat: çok iyi top sürüyor, adam geçiyor ama... birisi bu adama futbolun bir takım oyunu olduğunu öğretsin! yanındaki adama pas veremezsen. ver kaç yapmak, boştaki adamı görmek, gerektiğinde atağın olgunlaşmasını beklemek varken olur olmaz yerlerden kaleye şut atıyor. bugün de aynısını yaptı. drogbayı da zaman zaman çıldırttı. fatih terimden bir iki uyarı yerse biraz olsun kendisine gelir herhalde. ama şu haliyle bile lazım bir oyuncu. takımı hızlı çıkarabilen az sayıdaki oyunculardan birisi.

hamit: artık iyice umudumu kestim kendisinden. ya sağ beke monte etmek lazım veya yedeğe çekmek lazım. topu her aldığında taç çizgisine inip rakibe kaptırmasından biz yorulduk, kendisi yorulmadı. kendisini toparlarsa her zaman takımda kendisine yer var. ama toparlamayacaksa yedek kulübesi onu bekler.

sneijder: top rakipteyken pek etkili değil. ama yine de geçen sezonki haline göre daha iyi bir durumda. bugünkü maçta da çok harika değildiyse bile kötü de sayılmazdı. bu sezon kendisinden beklentiler yüksek.

drogba: yönetime naçizane tavsiyem, bu adam ile sözleşme uzatılsın. 38inden sonra stoper olarak kullanalım. ilk yarıda ceza alanından çıkmakta güçlük çeken savunmaya zaman zaman destek verdi. ikinci yarı takım toparlanınca da hücumda klasını konuşturdu. bu sezonun da en önemli isimlerinden birisi olacak gibi görünüyor. topu yumuşatıp şut çektiği pozisyon, ilk kontrolü yaparak adam geçtiği pozisyon falan gösterdi ki bu adama yaşı sorulmaz. burağın da titreyip kendisine gelmesiyle beraber çok daha iyi bir duruma gelir diye düşünüyorum.

ama yine de bu takımın hazır olduğunu söylemek zor. aslında özellikle sağ kanata ve de sol beke takviye de iyi olurdu. fakat şu anki yabancı sınırlaması sebebiyle çok zor görünüyor böyle bir şey. en azından bir iki tane genç yerli alıp takımı gençleştirmek gerek.
3 ağustos 2013 arsenal napoli maçını (#20779903) da izleyince kupanın en yavaş takımı olduğumuzu bir kere daha gördüğümüz maç. ilk yarı kötü, 2.yarı iyiydik ama balta, hamit, dany gibi adamlardan kurtulmamız gerektiğini bir kere daha gördük. ne olursa olsun kazanmak güzel şey.
cik cik öten kuşların götünde patlayan maçtır.
musleranın 18.dkdakı penaltı kurtarısını sasırarak ızledıgım mactır.Galatasaraylı olmaktan gurur duyuyorum.
Porto'nun Kaçan 2 Penaltısından Sonra Arsenal Taraftarının Tepkisi ; "13 Sene Oldu Hala Penaltıdan Gol Yemiyorlar"
Porto yedekleri aldı, gs ise gaza gelip as kadroyla oynadı. Bi de adamlar 2 penaltı kaçırdı. Bizim galatasaray taraftarı hala mest etti ne oynadı mastürbasyonu yapıyor. Ulan gs nin geçen sene tek başarısı dünyanın olabilecek en kolay şampiyonlar ligi grubundan çıkıp, ekonomik darboğazdaki orta sıra alman takımını geçmek. Kendimizi kandirmayalim. Bu takımda hamit varken, solbek ve 1 stoper eksiği varken, burak yılmaz da dönmeden avrupada bi bok olmaz.
Drogba'nın resital sunduğu galatasarayımızın hazırlık maçı.
11 agustostaki mac icin kuşlara göz dagı verdigimiz mactır.
hatırımda kalanlar şunlardır..

1. eboue'nin emiratese özel harika performansı.
2. drogba'nın buram buram kalite kokması..
3. eboue'nin arsenal taraftarına kendini alkıslatma adına taç kullanmak için 30 sanıye oyalanması.
4. amrabat'ın içine figo kaçması. (son vuruslar hariç)
5. porto'nun penaltı kullanma özürlü olduğu.
6. porto'nun gerçekten iyi bir takım olduğu.
7. galatasaray'ın 2. yarı komple iyi oyunu
8. dany'nın klasikleşmiş penaltısı.. dany kaliteli bir back ama biraz daha gelişmesi lazım mutlak.
9. muslera'nın her daim soğuk kanlı oluşu ve mükemmelliği.
10. fatih terim'in maçı bitiren topuk hareketi.
ilk yarıdaki galatasaray' ın yüreği ağza getirdiği, yüz ekşittiği, ikinci yarıdaki galatasaray' ın coşku ve memnuniyetle izlendiği maç. adam ve alan savunmasını geliştirebilecek bir galatasaray' ın sıkıntıları azalacaktır.
ilk yarı porto'nun bariz üstünlüğünün olduğu, ikinci yarı ise başabaş geçen maç.

ayrıca porto iki panaltı atışından yararlanamadı. ilk penaltıyı muslera çıkardı, ikinci penaltıyı portolu futbolcu auta attı.
sabri'nin oyuna girmesiyle tehlikeyi erken sezen hakem maçı bitirdi.
1-0'lık skorla galatasarayın kazandığı maçtır. ilk yarı için sıradan hazırlık maçı demiştim. 2. beni duymuş aslanlar biraz daha maça benzer bişiler ortaya koydular. porto kaptanı 2. penaltıyı da kaçırınca aslnalarım galip geldi. ayrıca bu sezon izlediğim ilk maçtı. özlemişim cimbomu izlemeyi.
ikinci yarıda galatasaray oyunu rakip sahaya yıkınca drogba nasıl bir oyuncu olduğunu gösterdi.

Amrabat eğer birazcık drogba' yı dinlerse özellikle açık alan bulabileceği avrupa maçlarında çok iş yapar. Adamı hiçbir bek durduramıyor ama amrabat kendi kendini durduruyor.
Galatasarayımızın kazandığı ve attığı golle beraber 4 puana eriştiği maçtır.
3 puan galibiyetten, 1 puanda attığı gol sayısı
fatih terimin topuk hareketinden sonra maç sonunda hakem de kendisiyle şakalaşmıştır. güzel anlar bunlar .*
terim çakıverdi karizmaya bir çivi daha.
2. yarıdaki oyunuyla galatasaray'ın hakederek kazandığı maç.
eboue'nin yardırdığı maç..
her maç böyle oynasın bu sefer yarı finali görürüz.
alex sandro'nun cikmasiyla basireti baglanan porto'da bir de lucho'nun penalti kacirdigi mac.
porto'nun penaltı atma özürlü olduğunu öğrendiğimiz maç.
3. kez penaltı kararı verilmiş maç.

veriliyor durduramıyoruz.

edit : porto 2 penaltı kaçırdı gs'de melo tek penaltıyı attı.
Hakan balta'nın iyi oynadığı maç. bence bu yıl ilk 11'in değişilmez adamı olucak mecburiyetten.