bugün

14 ekim günü ingiltere'de villa park'ta rövanşına çıkılacak olan maçtır.

21 sene sonra yine aynı kadrolarla iki ekibi karşı karşıya göreceğiz.

http://acetobalsamico.blo...2007/09/tanrnn-eli-2.html
sünnet oldugum gün oynanan, cibinlikli sünnet yatagimda seyrettigim karsilasma.

edit:kirvem de maradonaydi, valla bak..*
maçın hakemi için

(bkz: ali bin nasır)
(bkz: falkland savaşı)
(bkz: tanrının eli)
(bkz: kör randevu)
(bkz: #1748413)
dünya kupalarında oynanmış en unutulmaz maçlardan biri.

bu maçı heyecanlı kılan en önemli etmen ise arjantin ve ingiltere arasında cereyan eden falkland savaşı ve bu savaş bitmesine rağmen herhangi bir sulh yapılmadığından dolayı her iki ülkenin de halen resmen savaş halinde olmasıdır.

maç öncesi tüm gözleri üzerine çeken bir futbolcu vardır, maçı bekleyen milyonlarca kişi içinde de en rahatı odur zaten.
bu adam arjantinli futbol ilahı diego armando maradona'dan başkası değildir...
maça iki gün kala kendisiyle roportaj yapan italyan gazeteciye;
"bu maça halkımız için, ülkemiz için çıkacağız ve ingiltere'ye gerekli dersi sahada vereceğiz" demişti.

maradona'nın bu açıklaması aslında takımına zarar vermekten başka bir işe yaramıyordu. zira ingiltere cephesi maradona'nın bu açıklamalarıyla epey bir gaza gelmişti.
üstelik ingiltere 86 dünya kupasının en formda takımıydı o maça kadar...

iş bu şartlar altında iki takım azteka stadı'nın çimlerine çıkmıştı artık. tüm sorular bu 90 dakika sonunda cevabını bulacaktı.
ingiltere milli takımı kadrosu son derece formda olan gary lineker, john barnes, peter beardsley, peter shilton, chris waddle ve glenn hoddle gibi isimlerden müteşekkildi. ingilizler kendisinden öyle emindi ki...

nihayet maçın tunuslu hakemi ali ben nasser düdüğünü çalarak maçı başlatıyordu.
ilk dakikalar ingilzlerin organize gelişen kanat akınlarından sonra maradona inisiyatifi eline alıyor ve ingilizlerin şaşkınlıkları içinde takımını adeta bir maestro gibi yönetiyordu.

ingilizler şaşkınlıklarını gizleyemiyorlardı, yaptıkları hata üstüne hatalar arjantin forvetlerini defalarca gol pozisyonuna sokmasına rağmen ingiltere kalesini koruyan ve sonradan "şovalye" olacak olan peter shilton arjantin'in gol atmasına bir türlü müsade etmiyordu.

ikinci yarının başlamasıyla birlikte arjantin yine maradona yönetiminde shilton'un koruduğu ingiltere kalesini abluka altına almaya başladı. azteka stadındaki herkes artık arjantin golünü bekliyordu.
nihayet maçın 50. dakikasında maradona orta alandan aldığı topu jorge valdano'ya aktararak ceza alanına doğru kaçıyor, valdano'nun ortasına sıçrayarak shilton'un elleri arasından topu kafayla(!) ingiliz ağlarına gönderiyordu.
tabii goün ardından tüm ingiliz futbolcular hakem ben nasser'i ablukaya alıp maradona'nın elle gol attığı yönünde itirazlar yapıyor, lakin tüm dünyanın gördüğü bu pozisyonu hakem gol olarak kararlandırıyordu.

ingilizler henüz bu golün şaşkınlığını üzerinden atamamışken efsane bir kez daha sahneye çıkıyor ve yüzlerce ingilizi çalımlarla geçerek dünya kupaları tarihinin en güzel golünü ingiltere ağlarına bırakıyordu.

ingilizler iyiden iyiye şaşkındı artık. 2-0 dan hem de arjantin'e karşı maç çevirmek zor işti. ingilizler gene de yılmadan usanmadan gitti arjantin'in üzerine maçın 80. dakikasında gary lineker'in kaydettiği gol farkı 1 e indirmesine rağmen kalan 10 dakikada cılız ataklar dışında bir tehlike yaratamamış ve sahayı 2-1 mağlup terkederek ülkelerinin yolunu tutmuşlardı.

hakem ben nasser'in çaldığı maçın bitiş düdüğüyle birlikte tüm gözler maradona'ya dönmüştü.
herkes ondan ilk gol için açıklama bekliyordu. bir gazeteci şöyle soruyordu maradona'ya;

-diego attığın ilk golde elle oynama vardı ama hakem görmedi, golü elle attın kabul ediyor musun?

maradona bu soruya şu tarihi cevabı veriyordu;

+o benim elim değil tanrının eliydi bayım...

bu cevap ile maradona falkland savaşının intikamını almış oluyor ve ingiltere'nin arjantin'in burnunun dibindeki falkland'da ne işi olduğunu, bunun tanrı katında uygun olmadığını yorumluyordu kendi çapında...
dünya kupasının skandal maçlarından birisi. ayrıca en güzel gol de bu maçta atıldı zannımca.

hakem de bir arap. pozisyonu görmezden gelmiş olsa bile görürdü ama görmedi. görmek istemedi. belki ingilizlerden tarihi olarak öcünü aldı kim bilir. *