bugün

12-18 Eylül 2011 tarihleri arasında isatanbul Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilmekte olup, bu gün itibariyle 3. gün müsabakaları yapılmakta olan şampiyonadır. 104 ülkeden 1695 sporcunun katıldığı şampiyonada sporcular bayanlar, greko-romen ve serbest olmak üzere üç farklı müsabakada yarışacaklardır.

Kıçı kırık bir topçu alınca dahi sayfalar dolusu entry girerken, Londra 2012 Olimpiyat Oyunlarının seçmesi niteliğinde olduğundan çok daha ayrı bir öneme haiz bu şampiyona hakkında tek bir başlık dahi açılmamış olması; ata sporumuz dediğimiz güreşe verdiğimiz önemin göstergesidir.

ayrıntılar için:
http://www.2011buyuklerdunyaguressampiyonasi.com/
Ata sporumuza ne kadar büyük bir ilgimiz olduğunu entry sayısından anlayabiliriz!

Medyada yazılanlardan öğrendiğime göre bu turnuvada 66 kilodaki güreşçimiz Şeref Tüfenk sürpriz bir şekilde Koreli güneşçiye yeniliyor. Yenildiği Koreli güreşçi de yarıfinalde iranlı güreşçiye kaybediyor. Koreli güreşçi bu maçı kaybedince de Şeref Tüfenk'in madalya umudu kalmıyor, yense repeseja kalıp oradan bronza yürüme ihtimali olacaktı. Şimdi işin ilginç tarafı şu: Koreli ve iranlı güreşçinin maçını yöneten minder hakemi rakibin elini tutan iranlıya ihtar ve Koreli'ye puan istiyor. Ama minder amiri bu karara katılmıyor. itiraz edilince jüri hakemlere yeniden soruyor ve minder amirinin kararı yine değişmeyince maçı iranlı güreşçi kazanıyor. işte bu minder amiri ibrahim Cicioğlu ve türk. Yani bu adam ya çok dürüst ya çok saf. Dürüst çünkü, kendi ülkesine madalya kazandırma şansı varken ve üstelik bu karar minder hakeminden çıkmış olmasına rağmen doğru bildiğini yapıyor ve puanı vermiyor. Aynı zamanda saf, çünkü Türkiye Güreş Federasyonu başkanı Bekir Çeker "Yarı fnalde Hakem hatası olmasaydı Şeref Tüfenk'in önü açılacaktı. Buradan gelecek puanlarla Türkiye grekoromende takım halinde şampiyon olacaktı." açıklamasını yapıp okları onun üzerine yöneltince ibrahim Cicioğlu "Şeref Tüfenk'in durumunu bilmiyordum. Kimse beni uyarmadı." diyor sonra kıvırarak "Fakat bilsem de bir hakem olarak doğru olanı verdim. Elenmesi beni üzdü ama bana göre ihtar puan değildi" diyor...

Buyrun buradan yakın... ilk olarak bu işi yapıyorsan nasıl olurda minderdeki sporcuların oraya hangi sporcuları yenerek geldiğini bilmezsin ki... Bana hiç inandırıcı gelmedi. Belki federasyon başkanından korktuğu için o cümleleri söyledi. Ama basına neden bu şekilde bir açıklama yaparsın ki... "Doğru gördüğümü verdim" demek yetmiyor mu? Bu işin bir tarafı. Öte yandan bir federasyon başkanı şike olaylarının spor camiamıza bomba gibi düştüğü şu günlerde nasıl olur da hakeminin oyuncusunu kayırmadığı için ona sitem eder. Belki de üstünü çizdi... Akıl sır ermek mümkün değil.

Avrupa basketbol şampiyonası tanıtım broşüründe takımımız için şu deniyordu: Dünya ve Avrupa ikincilikleri olmasına rağmen ülke dışında bir başarısı yok. Biz böyle mi başarılı oluyoruz hep peki? Ülkemizde yapılan turnuvalarda sporcularımıza avantaj sağlayacak kararları alarak ya aldırtarak mı? Hani derler ya, "Çok talihsiz açıklamalar" diye... Bu duruma "Cuk" oturmuş işte....