Tecrit kelimesi, sınırın dışına atmak, zorla sürmek, sınırdışı etmek, anlamına gelmektedir. Uzun yıllar tc'nin ermeni sorununu ele alışında var olan bu kelime, ingilizceye "deportation" (yerini değiştirtmek) olarak çevirilmiş ve resmen kendi kazdığın kuyuya düşmek olarak geri dönmüştür. zira, tecrit olarak adlandırılan aslı "sevk ve iskan kanunu" olan olay, Ermenilerin, hala osmanlı toprağı olan ırak ve suriye bölgelerine naklini içermektedir. Bu nakil esnasında ermenilere yiyecek,giyecek, kamplarına çadır, ve yollarda oluşabilecek tehlikelere karşı da asker verilmiştir. 1nci dünya Harbi ile meşgul olan Osmanlı bu kanunun uygulanmasına tam 15 milyon akçe harcamıştır. Dolayısı ile bu olaya "tecrit" demek- kendi ile çelişen beceriksiz türk dış politikasının bir ürünü olup hala yüksek mercilerde farkedilmemiş bir sorundur.

öteyandan, TC devleti uzun yıllar, 1915 olaylarını, sözde soykırım olarak nitelemiş, ancak 2007 yılında alınan bir kanun ile, bunu "1915 olayları" olarak niteleme kararını resmileştirmiştir. kamu alanlarında "sözde soykırım" kelimesinin kullanılmasını yasaklamıştır. buraya kadar güzel ancak nedense "Dışişleri bakanlığı"nın resmi sitesinde, ermeni sorunu başlığı altında bu hala sözde soykırım olarak yer almakta, hatta kimi belgelerin detaylarında, tecrit kelimesi yerini korumaktadır. bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur.