bugün

bugünkü türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde 1.1 milyon rum, 1.2 milyon ermeni'nin yaşadığını ortaya koyan sonuçlardır. geri kalanlar, müslümanlar şeklinde işaretlenmiştir. bugünkü sınırlar içerisindeki toplam nüfus; 9,5 milyon civarındadır. yani bundan 100 sene önce, nüfusun %20 sini ermeni ve rumlar oluşturmaktaydı. eğer bu iki toplum, "bir şekilde" yok olmasaydı bugün türkiye'de 15 milyon rum ve ermeni'nin yaşaması beklenmeliydi.

http://upload.wikimedia.o...ique_officielle_d1914.png

edit : 200 bin civarında da yahudi yaşamaktaydı (hayır israil topraklarında değil, anadolu vilayetlerinde). bugün 1 milyon civarı bir nüfusa sahip olmaları beklenirdi.
nufus mubadelesi, savaş ve afetlerle ( türklerin olduğu gibi.) azalan azınlık nufusunuda içinde barındıran nufustur.

üstünkörü tarih bilgisiyle sıçılabilen başlıklardandır. ermeni nufus mubadelesi( başlık sahibi için mübadele: değişim, değiş tokuş.) sayesinde topraklarımız bir nebze arınmıştır. yine bilindiği üzere balkanlardan ve çeşitli bölgelerden türk nufusu ile azınlıklar yer değiştirilmiştir.

azınlık nufusu bu yüzden azalmıştır. zira ermeni eşkiyaları türk köylerinde taşkınlık çıkarıp, samanlıklara insan istifleyip yakmasalardı türk nufusu şu anda 100 milyon olacaktı belki de.
nüfus mübadelesi sonucu oldukça fazla azalan azınlık nüfusunu barındırır. zira cumhuriyetin ilk yıllarında türkiye cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan en büyük azınlık kürtlerdir ve verilere göre o yıllarda kürt nüfusu dahi %5 oranına denk gelmektedirler.
Batı trakya'da, Yunanistan'da, suriye'de, Irak'ta ve diğer topraklarda osmanlı zamanındaki Türk nüfusunun neden azaldığından bahsedilmeden tek taraflı ve art niyetli olarak değerlendirelecek olan nüfustur. bununla beraber anadolu'da yüzde 20'nin üzerinde ermeni ve rum yaşamaktaydı vakti zamanında. Ayrıca bu art niyetli kişilere sormak lazım Diyarbakır'daki Türk nüfusu neden azalmış da diyarbakır "sözde" kürt şehri olmuş?
osmanlı'nın işgal ettiği balkan ve kafkas ülkelerindeki milletlerin tekrar bağımsızlıklarını kazanmaları sonucu türkiye'ye sığınmak zorunda kalan türklerle ne alakası olduğu anlaşılmayan sonuçlardır. ayrıca kürtlerin toplam nüfusun %5 ini oluşturduklarına dair tek bir gerçek veri yoktur. araştırmacıların tahminlerine göre aynı tarihlerdeki kürt nüfusu 2,5 milyon civarındadır.
kaynağın gerçekliğini sorgulayan gerizekalılar, istedikleri kaynaktan osmanlı 1914 nüfus sayımını araştırabilir, nüfus sayımı istatistiklerine ilişkin orjinal belgelerin türk silahlı kuvvetleri genelkurmay başkanlığı arşivinde bulunduğu bilgisine ulaşabilir, hatta bir süre önce genelkurmay'ın bu dökümanları kısmen internet sitesinde yayımladığını öğrenebilirler. sonra inkar edecek başka birşeyler için kafalarını yormaları gerekecektir.

edit: veya entry lerini silip kaçabilirler, bu da bir ihtimal tabi...

"o yıllarda renkli baskı? yapılıyormuş, bunu öğrendik" şeklinde kıt bilgisi ile ironi yapmaya çalışanlara ithaf edilmiştir. aynı kişi izliyorsa ve yukarıdaki açıklama tatmin edici gelmediyse, google a "colored printing in early 20th century" de yazabilir.
Osmanlı'nın yönettiği kafkas ve balkan ülkelerindeki sonuçlarla doğrudan doğruya ilişkili olan nüfustur. Öncelikli olarak Batı trakya esasında anadolu'dan daha fazla osmanlı'nındır. Temur Anadolu'yu feth ettiğinde Osmanlı balkanlarda ve batı trakya'da o zayıf haline rağmen tutunabilmiştir ki bu zayıflığa rağmen o bölgede tutunabilmek tek kelime ile oranın vatan! olmasıyla doğrudan doğruya alakalıdır. Ayrıca kürt denen varlıkların anadolu'ya yerleşmesi daha dünkü olaydır. eğer ki yaşanan toprak'ın vatan kabul edilebilmesi için enaz Türklerin anadolu'da bulunduğu kadar bulunulması şartsa yani Türkler için vatan kafkaslar, balkanlar bu yüzden olamıyorsa Kürtler için hiç mi hiç olamaz. Kürtlerin anadolu'ya ne zaman geldiği ve yerleştikleri bellidir. Haliyle birisi anadolu'dan kürtleri siktir ettiğinde "yeavv zaten vatanları değildi, daha dün gelmişlerdi atalarının topraklarına geri dönmüşlerdi" deyince ne olacak peki? boşa cahilce teraneler anlatmaya gerek yok.

Ayrıca Batı trakya'nın, kafkasların türk'ün vatanı değil de işgal ettiği yerler olarak görüp Türklerin oralardan katledilerek çıkarılmış olmalarını savunmak, yarın "yeaavv siz zaten iran vs üzerinden orta asyadan geldiniz hadi oralara dönün yoksa katlederiz!" demekle eş değerdir. Orta asya sonrasında bugünkü moğolistan bölgesine geriler.

Velhasıl, geçmişte savaşlar, nüfus değişimleri ve niceleri yaşanmıştır. zamanın şartları gereği toplumlar, liderler, milletler birbirlerini kendilerine göre haklı nedenlerce sürmüş, öldürmüştür. Ben türk olarak anadolu'nun bugünkü halinden memnun olmakla beraber ülküm batı trakya'dır. sen ermeni, rum vs gibi garip varlıklar olarak anadolu'da hak iddia edebilirsin, kürt olarak kürdistan'ı samsun'a kadar bile genişletebilirsin hayalinde. Lakin geçmişte olduğu gibi ermenilere talat paşa, rumlara Mustafa Kemal paşa gibi birisi çıkıp dayağı attığında ağlamamak lazım. bir şey ortaya atıyorsan delikanlı gibi arkasında duracaksın.

ek: bir de kürtler yüzde 5 değil o zamanlar yüzde 100dü. zaten 10 bin yıllık tarihte 30ar çocuk doğura doğura bu kadar kalabalıklaşmış olmalarına saşmamalı. Karadeniz de önceden Kürt gölüymüş.
doğu anadolu'da yaşayan yüzbinlerce ermeni'den geriye karışıp ermeniliği unutan yaşlı nineler hariç hiç kimse kalmamıştır. bulgaristan'da hala yüzbinlerce türk yaşıyor. türk partisi, bulgaristan hükümetinde koalisyon ortağı...

anadolu'nun özellikle kuzey ve batısında yaşayan yüzbinlerce rum'dan neredeyse hiç kimse kalmamıştır. batı trakya'da 150 bin civarı türk yaşıyor.

200 bin yahudi'den (istanbul dışında) neredeyse kimse kalmamıştır. kosova'da, makedonya'da vs. onbinlerce türk yaşıyor. oradaki türklerin özellikle 90lı yıllara kadar problemleri vardı elbette. ama varlıklarını korudular, soykırıma uğramadılar.

zaten bir yandan "ermeni ve rumlara attığımız dayağı kürtlere de atacağız" deyip sonra da objektif tarih analizi yapıyormuşcasına "geçmişte karşılıklı ölümler, sürgünler olmuş" diyenlerin analizlerine dünyada bir tek kendileri inanıyor.

ağlamak mı? komik... anadolu'da bir türk ulus devletinin, orada yaşayan yerli halkların yok edilerek kurulduğunu gösteriyoruz ve kısa zaman sonra kurulacak olan halklar federasyonu'nun tarihi dayanaklarını kendimizce ortaya çıkarıyoruz.
1914 bilindiği gibi dünya savaşının başladığı yıldır, ancak 1914'ten önce balkan savaşları yaşanmış bu savaşlardan sonra belli bir sisteme ve anlaşmaya bağlı olmasa da nüfus değişimi yaşanmıştır, bunu rumlar için doğru olacaktır. öte yandan avrupa'nın fransa aracılığıyla ortadoğu'ya giriş yaptığı lübnan'da ve bu bölgeye yakın olan suriye'ye tacir olan ermenilerle fransızlar baştan iyi ilişkiler kurmuş ve ticarette daha da etkin olmalarından mütevellit bu bölgeye göçleri dikkat çekici şekilde artmıştır. aynı şekilde osmanlı'nın zayıfladığı rusya'nın güçlendiği dönemlerden itibaren kafkaslar ve doğuda daha etkin bir siyaset izlemek adına ermeniler'den sıkça yararlanılmış bunun bir tezahürü olarak da rusya'ya göçler artmıştır nitekim rus çarı nikola'nın 1914(?)'de yayınladığı bildirinin sonunda yer alan, "ermeniler, türkler'e karşı silahlanın!" (kaynak için bkz: bülent bakar, ermeni tehciri) cümlesi rusya'nın ermeniler üstünde ne derecede etkili olduğunu açıkça göstermektedir. bunlar tarihsel gerçeklikler. şimdi bir başka durum var ki o da şudur, savaş esnasında -ki sözünü ettiğimiz savaş bilinen dünyanın topyekûn giriştiği bir savaşıdır- nüfus artış grafiği keskin bir şekilde düşer. tanzimat ve islahat fermanlarından sonra gayri müslimlerin de askerlik yapması zorunlu hale geldiğinden savaşın neden olduğu düşüş gayri muslimleri de etkileyecektir. gözden kaçırılmaması ve dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da gayri müslim nüfusun anadolu'nun türkler tarafından yurt yapılmaya başlandığı malazgirt savaşından önce ve sonra hiçbir zaman düzenli olarak artmadığı, aksine düştüğü gerçeğidir. bizans-sasani savaşları, bizans-emevi, bizans-abbasi savaşları her zaman anadolu'da gerçekleşmiştir. anadolu adeta bir savaş haline gelmiştir ve savaşın neden olduğu nüfus kaybı ve düşüşü yukarda tek cümleyle dile getirdim ki herkesin bu konuda hemfikir olduğunu düşünüyorum.
tarihi bir olayı ya da belgeyi yorumlarken öncelik belgenin gerçekliğini tespit etmek elzemdir. sözü edilen belge gerçekse bunun yorumlanması tek taraflı ve bir olaydan hareketle yapılmamalıdır. tarihin tanımında var olan sebep-sonuç ve bunun getirdiği süreklilik dikkate alınarak tüm boyutlarıyla yorumlanmalıdır.
nüfustur.

e ne bu şimdi. türkiye yi size mi verelim ya da boşaltalım mı burayı.
Kadir mısıroğlunun 100 yılda 60 milyon nüfus arttı bunda allahın bi hikmeti var dermeden önce 70den çıkardığı nüfustur.
(bkz: ermenistan daki türk nüfusun giderek azalması)
güncel Önemli Başlıklar