bugün

a.madrid in resmen sattığı maçtır efenim.

http://i45.tinypic.com/4gm986.jpg

gir yarıl arkadaş öyle bir site işte. strese birebir. incisözlük 1 antu 2.
galatasaray'ın biraz daha dikkatli ve tekniği iyi olan oyuncularının ağırlığını koyduğu rövanş maçında bu skorla turu geçmememiz için hiç bir sebep yoktur. hamburg maçı gibi olmasın, tek dileğim bu sadece.
kampüste tek bir yerde d-smart olmasından dolayı yaklasık 300 kisiyle, evet yanlıs duymadınız 300 kisiyle izlediğim maç. inanılmaz bir atmosfer vardı mekanda. uzun zamandır maç izlerim dısarlarda amma velakin bir maç içinde böyle bir birlik olan bir kalabalık görmedim. hele attığımız gol sonrası sevinç görülmeye değerdi. tanıyan tanımayan herkes birbirine kolunu atmıs tezahurat yapıyordu. çok eğlenceliydi yahu.

maça gelince, bana göre rijkaard oynatabileceği en doğru sekilde oynattı takımı. maçtan önce yaptığım tahminde keita'nın forvet, dos santos'un sağ çizgide, arda'nın da sol çizgide baslayacağını düsünüyordum. ancak rijkaard sol açıkta caner'le basladı. forvette arda'yla. kimse arda forvet oynuyor diye elestirmesin, benim gibi düsünen mallar gibi keita'yı forvete koyarsanız, hiçbir verim olmayacağını maç içinde zaman zaman görürünüz. arda takım içindeki en iyi tercihti.

gel gelelim caner'e. caner'in oyun tarzını açıkçası çok sevmiyorum. genel olarak iyi gözükebilir ama takıma verdiği katkı zarardan az bana göre. nitekim rijkaard daha fazla kötüye gitmeden aldı onu oyundan. ha dos santos çok iyi bir tercih miydi derseniz, emre çolak varken iki kere düsünürdüm onu oyuna almaya. ancak dos santos'unda azıcık da olsa bir tecrübesi var unutmamak lazım. ama çok bir sey yapamadı. maç basında iyi ki baslatmamıs rijkaard dedim kendi içimden. amma velakin ben dos santos'un fiziği güçlendikçe daha iyi olacağı kanısındayım.

defans hattımız gerçekten defans yapmaya basladı artık. atletico madrid hücum dörtlüsünü çok iyi kitlediler. bundalucas neill'in payı çok büyük. defans hattına inanılmaz bir güven ve sağlamlık getirdi. takım en azından arkaya adam kaçırmıyor. ya da ben maç içinde top defansa geldiğinde daha az korkuyorum artık. kademe anlayısında da çok büyük bir ilerleme var.

orta sahadaki oyuncularımız bu maçta çok mücadele ettiler. özellikle ve özellikle mehmet topal'ı uzun zaman sonra bu kadar iyi oynarken gördüm. inanılmaz hamleler yaptı maç içerisinde. ancak topu aldığına bir de heyecanlaması olmasa, her sey daha güzel olacak. mustafa sarp'ın da hakkını yememek lazım. daha önce de söyledim, kendisini çok sevmiyorum. orta sahada basması dısında çok artı bir özelliği yok. top aldığında çoğu zaman ne yapacağını bilemiyor. ancak rijkaard tarafından ileride gol araması emri verilmis. biraz daha dikkatli olsa bugun gol atabilirdi.

takım içinde en çok hosuma giden adam,elano. bana göre mükemmel bir maç çıkardı. top onun ayağına geldiğinde takım inanılmaz rahatlıyor. hele sağ çizgiye arda'ya gönderdiği bir mükemmel bir pas vardı. rijkaard sanırım çok yorulduğu için çıkarttı oyundan onu. yoksa elano bu takımın en kilit oyuncusudur.

ve keita. bugün ikinci yarıda tek basına hücum etti resmen. konsantre olduğu zaman mükemmel oynuyor. ilk yarıdaki konsantrasyonu kötüydü. ancak ikinci yarıda atletico madridli oyuncular durduramadı onu. domingez'e sarıyı göstertti. sanırım domingez cezalı duruma düstü haftaya.

kaptan arda turan, saha içindeki durusu yeter. takımlar ona ekstra önlem alıyor. ben onun sol çizgide oynamasını çok istiyorum artık. insallah forvete kavusursak sol çizgide daha da çok yardıran bir arda turan izleyeceğiz.

kalecimiz leo franco, yediği golde bana göre inanılmaz hatası vardı. ancak daha sonra yaptığı kurtarıslarla gelecek için güven verdi. bunun gibi bir iki maç daha çıkarması lazım. aksi takdirde taraftarın güvenini kazanamaz.

rijkaard maça çok iyi hazırlanmıs bana göre. atletico'yu iyi analiz etmis. ve mutlaka bir gol bulmayı amaçlamıs. caner değisikliğinde sonuna kadar arkasındayım. ancak dos santos konusunda biraz daha dikkatli olması lazım.

ve en son olarak taraftar. ispanya'ya gidip takımımızı desteklemeyi gerçekten çok isterdim. en büyük alkısı onlar hak ettiler.

sahanın yıldızı bana göre lucas neill ve elano'dur. tabi ikinci yarıdaki perfonmasıyla keita.

istanbul'da atletico'yu eleyeceğimizi düsünüyorum rahatlıkla. takım yeter ki kendisine inansın
Galatasaray 2.yarı rakibine oranla daha iyi oynadı.77de Keita ile beraberliği sağladı.
Lille gibi sıradan bir fransız takımına yenilmiş olan bir takımın taraftarlarının beraberliğe seviniyorsunuz diye çemkirdiği maç olmuştur. Normaldir.
türkiyede lig sonuncusuyla yaptığı maçta vakit geçirmeye çalışan galatasaray ın, barcelona yı yenen ispanyol ekibinden deplasmanda puan aldığı maçtır. bir fenerbahçeli olarak, sadece kendi takımımın çıkarlarını düşündüğümden, bu sonuca üzüldüm diyemem.
(bkz: 21 şubat 2010 beşiktaş galatasaray maçı)
sonucu ile nedense galatasaraylıları rahatlatan maç olmuştur. fakat o rahatlayan insanlar ne çabuk unuttular 1-1 biten ilk maç sonrası rövanşta kendi sahalarında 2-0 öndeyken kaybedilen bir turu..

maç sonrası gelen edit: dfsşdlfsşdflsş
tecavüze uğramış pesimistyla ya,
leo francoyu geçemeyen agüero'nun altında kalan al bunu burdan hamdiye
servet çetin in sümüklerine kurban olması gereken gurutopsunolum'a
ardaya alınan önlemle, keitanın orta bacağını gören lefter bartu de souza'ya öncelik le selam eder, yattıkları atletico madridin altından kalkmamalarını söylüyorum çünkü samiyende bir de bizim altıma yatacaksınız.

barcelona ya vasat oynuyor diyebilecek gerizekalılıkta futboldan anlamayan 3-5 kişinin galatasaray hakkında yorum yapmasını da anlayamıyorum tabi, bir de lille den 2 tane yeyip de galatasaray altına kusanlar var, şimdi afedersiniz ama çıktırın gidin, kendi takımınızın yediği bokları temizleyin.

elbette maçın kritiğini yapacağım bende ama öncelikle galatasaray ruhuna değinmek lazım. çünkü bu ruh bizi her yere götürür. bu taraftarla, bu ruh birleşirse her yerde başarıda gelir emin olun buna!

maça gelince, galatasaray aslında iyi bir futbol oynamadı diyenlere biraz futbol dersi verip öyle geçeceğim.

futbolda en önemli mevkilerden birisi de forvettir. emre belözoğlu denen onun bunun çocuğu tarak kemiğini kırmasaydı baros'un o zaman görürdük atletico madrid nasıl devrilir, nasıl tarih yazılır. 1.75 boyundaki ardadan forvet olursa, hava toplarındaki hakimiyetinizi yitirirsiniz bu da demektir ki karşı takım defans oyuncularının yükü hafifler. buna rağmen yine de galatasaray net pozisyonlar yakalamıştır.

galatasaray kötü oynadı diyenlere rağmen aksine, galatasaray çok iyi oynadı hatta son 2 yıldır en iyi defansif futbolunu oynadı. oyunculara gelince;

neill; agüero'nun derin pasları alamamasını sağladı, bu sene yapılan iyi transferlerden biri diye nitelendirdik, öyle de oldu.
uğur; ilk defa sabriye sövmeden bir maç izledim. çünkü mevkisinin adamı artık yerini aldı, bu adam forlanın oyundan alınma sebebidir.
mehmet topal; ön libero olarak takıma hayat verdi, o ne baskıdır, o ne rahatlıktır.
mustafa sarp; maç 90 dakika ama bu herif 120 dakikalık futbol oynadı, top nerede o oradaydı.
hakan balta; reyes mi? o da kim dedirttirdi. hataları olmadı mı oldu, o da ilk 35 dakikada caner denen herifin açıklarını kapatmak zorunda kalmasındandı.
servet çetin; her zamanki gibi savaştı, ama eskisi gibi değil, daha iyi olmasını istiyoruz.
caner; bir hata yaptı, bir maça mal oldu yaptığı hata ama çıktı iyide oldu.
gio; yine yoktu, nerelerde aklı bilmiyorum bende.

şimdi gelelim maçın kilit isimlerine;

leo franco; işte şimdi galatasaray kalecisi olmayı haketti bu herif. helal olsun. bunca zamandır neredeydin be hacı?
keita; ilk 60 dakika ve son 30 dakika iki ayrı keita vardı sahada ama attığı gol onu herşeyiyle affettirdi.
kaptan arda turan; bugün çok büyük bir sorumluluk vardı üzerinde, sağ kanat, sol kanat, orta saha, forvet, kimi zaman liberoya bile geldi, o bizim herşeyimiz ve öyle olmaya devam edecek.

ve elano; bir aydır güzel futbol oynuyordu ama bence bugun maçın adamı elanoydu. savaştı, koştu, pas attı, pas aldı, her yere yardıma gitti, bizim istediğimiz elanoyu oynadı bugün. umarım her maçta böle devam eder..

galatasarayım yine bir destan yazmıştır bana göre, kapak olarak da keitanın orta bacağını vermiştir çekemeyenlere.

ali samiyende görüşmek dileği ile.
uefada deplasmanda ne kadar formsuz kötü zamanında olursa olsun ispanya futbolunun köklü takımlarından a.madrid'le galatasarayımızın berabere kalması iyi sonuçtur;ama bizi sarhoş edecek turu geçtik bu iş tamam gibi sevinç nidaları için erkendir.
1-leo franco aman aman manyak bir performans göstermedi ;ama geldiğinden beri oynadığı en iyi maç.(reyes'in muhteşem frikik vuruşu leo'nun hatasıyla beraber estetik bir goldü)
2-elano'nun yanlış pasıyla pres altında kalan caner'in can havliyle topa allah ne verdiyse abanması dönen top sonrası acemice faul yapması hatalıdır.fakat bunu cezalandırmak için rijkaard'ın onu oyundan alıp daha verimli olamayan dos santos'u oyuna alması iki kere hata..
3-yakında baros'un yolunu gözlemekten şaşı olucam..
4-arda esas performansını ipanyol basınına ali samiyende gösterecektir.
5-bu maç sonrası olası klişe manşetlerine bende katılayım,

-kader(keita) gecesi
-kader böyle istedi
-kader'in cilvesi
-tur bizim kaderimiz
-elenmek kader değil vb.....
berabere biten ve rövanş için, galatasaray'ın avantaj kazandığı maç. defans hattı bazen korkutsa da, oyun olarak vasat performans sergileyen galatasaray, yenik durumda götürdüğü maçı berabere bitirmesini bildi. leo franco, elano, arda, keita'nın takıma katıları da göz ardı edilmemeli, çok çalıştılar. bir de forvete artık birilerinin dönmesi lazım; baros'u da çok özledim, gelsin artık.

bana, maçın galibiyetini armağan eden arkadaşlara da teşekkürler. bu seferlik berabere bitti, inşallah rövanşta galibiyeti alırız.
ben biliyorum bazı eziklerin "eheheheh gs şimdi 5 dene yer içimiz rahatlar sabah kalktığımızda bol bol dalga geçeriz" diyen eziklere kapak olmuştur bu maç.

ayrıca leo franco maç felan kurtarmadı, bir kalecinin yapması gereken işi yaptı.
ilk yarıda leo franco nun koruduğu kalenin arkasında şerefsizin birinin teröristbaşı apo posterini açtığı maçtır.
edit: pankartı tutan seovi miş.
görsel
atleticocu hainler neredesiniz. çıkın ortayada günün değerlendirmesini yapalım birlikte. o değilde bir * vardı ne oldu ona.
galatasaray olarak çok mu iyi oynadık, hayır, çok iyi oynamadık fakat özellikle ikinci yarıda oldukça derli toplu ve kendinden emin bir sakinlikte oynadık, telaşa hiç kapılmadık ve tabii ki santraforsuzluğun ne elim bir durum olduğunu anladık. belki tslde santraforsuz bir kaç maç idare edebilirsiniz ancak mevzuu avrupa olunca hakikaten zor bir durum. abdul kader keita nın sağ kanattan yaptığı harika bindirmelerin golle sonuçlanmamasının en büyük sebebi de bu santrafor problemidir, hızla rakiplerini ekarte eden keita pas verecek bir santrafor bulamadığı için ataklar sonuçsuz kalmıştır.
sakin, dirayetli, sabırlı ve çalışkan bir oyun oynadık, bu işi ali sami yen de bitiririz..

peşindeyiz..
galatasaray' ın ne kadar büyük bir takım olduğunu gösteren maç.

bu maç oynanmadan yorumcular ve özellikle rakip taraftarlar ''galatasaray' ın hiç şansı yok.'' diyorlardı. maç berabere bitti ama şimdi o insanlar galatasaray' ı yine eleştiriyor. ee haklılar tabii. galatasaray gibi büyük bir takım onca eksiğine rağmen yine de ispanyanın en köklü takımlarından birini yenebilecek güce, vizyona sahip olmalı diye düşünüyor olmalılar. alıştırdık bir kere zaferlere artık ispanya deplasmanındaki beraberlikler bile tatmin etmiyor insanları. ama fenerbahçe 2-1 yenilmesine rağmen avantajlı bir skor, iyi sonuç diyorlar. işte iki güzide takım arasındaki fark bu.
"galatasaray'ın olduğu yerde umut vardır" sözünü bilmeyen ibnelerin göt olduğu maçtır.yok tecavüz olur,yok lopeeez lopeez gole gidiyorla olmaz bu işler adamım. öyle nick olarak tarihe mal olmuş, efendi kişilikleriyle dikkat çeken fenerbahçeli futbolcuların isimlerinden karma yapıyorsanız azcık onların kişiliğinden de bi şeyler kapın. terbiyesizliğin lüzumu yok. he canınız mastürbasyon yapmak istiyorsa açın porno film izleyin, ya da başka bi şeyler yapın. galatasaray'ın adını ağzınıza almadan önce önce bi ağzınızı çalkalayın da pislikten ibaret kelimeleriniz biraz temizlensin.
Galatasaray'ın ispanya ve türkiye'de* bulunan tüm madridlileri açık seçik göt ettiği karşılaşma olmuştur.

Maç öncesi 4 - 0, 5 - 0, bakarsın 6 olur şeklinde taşak muhabbeti yapmaya çalışan lille mağdurlarının yine, yeniden, tekrar taşak konusu oldukları maçtır.

demiştik biz; #7292259

artık herkesin emin olması gereken bir edit; avrupa'da, türkiye'yi temsil edebilecek tek takımın galatasaray olduğunun kanıtıdır bu maç.
kader keita'nın insan olmadığına bir kez daha şahit olduğum maç.*
(bkz: leopar)
avrupada türkiyenin en iyi temsilcisi, en iyi futbol ve kariyerine sahip, uludağ sözlüğün en çok taraftarını oluşturduğu takımı galatasaray için oldukça başarılı bir maç olmuştur.

bu takım ki uefa kupası almıştır, süper kupaya adını yazdırmıştır, bunlar nedir ki?

çekemeyenler gene içlerindeki eziklik ile bok atmaya çalışıyor.

lan kendi takımınızın altındaki donu değiştirin siz önce!
galatasaray'ın gerçek bir avrupa takımı olduğunu gösteren maç.
zira galatasaray madrid'e birçok eksikle gitti bu zaten yeterince moral bozan bir durumdu. yani galatasaray'ın morali ilker başbuğ'dan bile daha bozuktu. "forvette servet oynayacakmış lan" tipi geyikler dönüyordu maç öncesi.

her neyse maç başladı, caner'in yoğun uğraşları sonucu reyes golü attı. zaten eksiklerinden kelli sikik bir morele sahip olan takım golden sonra iyice zor duruma düştü. golün ardından gaza gelen a.madrid birçok atakta bulundu ve muhtemel gol pozisyonlarını kaçırdı. buna rağmen galatasaray gerçek bir avrupalı olduğunu gösterdi ve 76.dk.'da durumu eşitlemeyi bildi. ayrıca maç boyunca da, dengeyi korudu.

barcelona'yı "barçalayan" a.madrid, galatasaray karşısında fren yaptı.
cimbom için tur samiyen'e kaldı.
caner'in gereksiz bir faulü sebebiyle geriye düştüğümüz maç. ama tarafsız olayım ilk yarı bir tane yemeyi her halükarda hak etmiştik. golde hatalı baraj kurduran leo franco ise daha sonra tuttuklarıyla kendini affettirdi.

bence oyunda kalsa caner de kendini affetirecekti ama rijkaard dayanamadı, daha kötüsünü aldı oyuna. bu dos santos'dan adam olmayacak. manevi babası da bunu görse iyi olur. keita ikinci yarı dinamo gibiydi. hem attığı gol, hem de maçın sonunu rakip sahada geçirmemizi sağlaması ilk yarıdaki kötü oyununu unutturdu.

bir de klasik notlarımı veryim cm gibin,

leo: 7
uğur: 8
servet: 7
lucas: 9
hakan: 7
topal: 7
sarp: 6
elano: 8
caner: 5
keita: 8
arda: 7

dos santos: 4
ayhan: ?
barış: ?
iki tarafın da berbat futbol ortaya koyduğu maç, layıkıyla 1-1 sona ermiştir.

içerideki maç için avantajlı gibi duruyor, dur bakalım...

takımdaşlarımın neye gururlandığını ben anlamadım açıkçası. galatasaray özellikle ilk yarı o kadar kötü oynadı, o kadar anlamsız ve saçma sapan top kayıpları yaptı ki ben delirdim ekran başında. bu acemiliğe ve forvetsiz takıma rağmen mustafa sarp denen insan öyle bir gol kaçırdı ki akıllara zarar. ben dünkü galatasaray'dan hiçbir şekilde memnun kalmadım yani, hala top görünce eli ayağı birbirine dolaşan topçular görmek beni sıkıntıya sokuyor ki frank rijkaard bu işin anavatanından gelmesine rağmen hala şunlara "basit" oynamayı öğretememiş. velhasıl elano ve lucas neill'i gözlerinden öpüyorum. hele hele lucas neill ve harry kewell ikilisi avusturalya-türkiye ilişkilerini baya geliştirecek gibi duruyor.

atletico madrid ilk yarıda etkili gibi gözüktüyse bu onların ahım şahım bir takım olmalarından dolayı değil, tamamen bizim oyuncuların adamları zorla pozisyona sokma isteğinden ileri gelmektedir. kalemizde yaşanan tehlikeli ataklara dikkat ediniz, çoğu bizimkilerin kaybettiği saçma sapan toplarla başladı, hatta yediğimiz golün başlangıcında caner erkin'in beni bile şaşırtan müthiş asisti malum. ikinci yarıda zaten atletico madrid diye bir şey yoktu sahada. pereja'lı, antonio lopez'li, dominguez'li, ujfalusi'li defanslarının esasen ne kadar boktan olduğunu gördünüz; galatasaray baskın olmayan futboluna, forvetsiz/eksik kadrosuna ve tüm formsuzluğuna rağmen net 4-5 tane pozisyon yakaladı. dolayısıyla galatasaray bunlara elenirse cidden çok yazık olur.

şu da var ki, mehmet topal, barış özbek, uğur uçar, hakan balta; galatasaray üst düzey bir takım olduğunu iddia ediyorsa kesinlikle bunlara bel bağlamamalı, özellikle de avrupa'da. bunlar galatasaray'da oynayabilecek kapasitede oyuncular değiller, özellikle de mehmet topal; yanlış yerde oynatılıyor diye martaval okunmasın, havadan gelen topu kontrol ederken ayağından 5 metre açan birinin, olmayan tekniğine rağmen kendi kalesine 20 metre uzaktayken top saklamaya çalışıp sonra da sıçıp batıran birinin galatasaray'da işi olamaz. tek tek saymayacağım topçuları, kimsenin beğenmediği mustafa sarp'ı ben ısrarla beğeniyorum, ara sıra paniklese de kesinlikle bu önceki isimler kadar takımı sabote edemiyor, ama o kaçan gol yok mu...

1-1'lik skor avantajlı gibi duruyor ama bence değil. bunlar formsuz olsa bile ispanya'da takip ettiğimiz üzere ne zaman ne yapacağı belli olmayan takımlar, dolayısıyla bu maçı zafer tadında görmek ali sami yen stadı'nda başımıza büyük iş açabilir. geçen seneki 2-0'dan dönen hamburg maçının aynen yaşanacağını demiş kimileri, malesef o günkü şartlarla şu günün şartları arasındaki farkı bile göremeyen futbol fakirlerine cevap verip de ayağa düşmek istemiyorum. kendilerine 1999 senesindeki juventus-manchester united maçının kasetlerini yollarak eğlenmelerini diliyorum.

son olarak,
kimi galatasaray taraftarı kulüplerini pek tanımıyor belli ki, galatasaray öyle ispanya liginin sorunlu takımlarından biriyle deplasmdanda berabere kalıp da "zafer" kelimesini ağzına alacak takım değildir, olmamalı. her ne kadar son yıllarda pek göremesek de biz kimleri devirdik, atletico madrid kimin nesiymiş? dolayısıyla bu maçta elde edilen skoru öyle şişirerek anlatmak tamamen galatasaray'ın adını yere çalar, başka bir şey değil. tabi bunda medyanın ve ülkemdeki kahvehane yorumcularının süper atletico madrid şişirmesi de büyük rol oynuyor. "atletico yıldızlar topluluğu hacı" diyen ekipten bir kişi çıkıp da forlan-agüero-simao'dan başka futbolcu söyleyebilirse halley alacağım onlara. sırma saçlı forlan, maradona'nın mstakbel damadı agüero ve manav bakışlı simao, hiçbiri de vasatı geçemedi hele hele forlan'ın adı maç boyunca 2-3 kere duyuldu. esasen yazımı bu durumu ele almak adına yazmıştım da uzadıkça uzadı arkadaş, baydım.

galatasaray normal oynadığı sürece rahatlıkla eleyeceği bir takım bu atletico madrid, o yüzden hep destek tam destek, yazıyı bu kadar boktan bitirdiğim için de ayrı gururluyum. re re re, ra ra ra...
galatasaray ın geleneneği bozmadığı maç.

her ne kadar maçın ilk 45 dakikasında gelenek dışı bir oyun ve orta sahasız çırpınmalarla takım kendini kaybetse de ilk 45 dakikada galatasaray ın geri 4 lüsü başarılıydı.golu defansın başarısızlığı olarak addetmiyorum zira gol tamamen franco nun zamanlama hatasıydı.ama galatasaraylı oyuncular baraj kurma konusunda çok acemice davranıyorlar bazen.bunu simao ve reyesin baraj ın üstünden geçirdiği toplarda resmen gördük.bu sorun hemen halledilmeli aksi takdirde canımız yanabilir.tekrar söylüyorum geri 4lü:hakan balta-neil-servet-uğur son derece iyi oynadılar, sadece uğur biraz aksıyor o da gücü nispetinde oynuyor.sabri döndüğü zaman çok daha iyi olacaktır geri 4lü eminim.yani ilk yarı hakkında söylencek çok şey yok aslında, cimbom geriye yaslandı, atletico reyes ve simao nu hazırladığı pozisyonlarla sağ kanattan bindirme yaptı sürekli.işte bu bindirmelerden birisinde reyes düşürüldü ve golu yedik.hem izleyen hem de oynayan açısından sıkıntılı bir ilk 45 yarıydı.

ikinci 45 dakikadaysa cimbom un hakan balta ve neil ile başlayıp arda ve keita ile atletico kalesine akın akın giden hızlı oyunu vardı.defans bloğumuzla hücum hattımız arasındaki mesafeyi daralttıktan sonra maça iyice ağırlığını koydu cimbom.keita ve arda sağlı sollu bindirmelerle atletico nun ilk defa yan yana oynayan defansını çok zorladılar.özellikle kaita nın sağdan attığı deparlarla atletico defansını peşine takması acayip keyifliydi.nitekim keita nın bu hızı ,şutları, atletico kalecisinin bile başını döndürdü.genç kaleci maçı tamamlayamadan sahadan ayrılmak zorunda kaldı ki bence ikinci yarıda ispanyolların en iyisi bu genç kaleciydi.çok kritik 3 top çıkardı ki bunlardan bir tanesi keita nın füzesi, diğeri servetin bombasıydı.zaten maçın kırılma anı da kalecinin çıkışıydı.yanımdaki arkadaşlara dedim ki o an:''oğlum bakın bu maçın kırılma anıdır bu, giren kaleci ördek, bir tane çakarız..'' dedim ve dediğim oldu da.giren kaleci hakkaten çok kötüydü.madrid den bir galibiyetle dönebilirdik dün gece ama olsun bu da güzel bu da sevindirici.ikinci 45 dakikada oynadığımız iyi oyunla nerdeyse turun kapısını araladık diyebiliriz.sakat oyuncuların da düzeleceğini düşünürsek haftaya çok daha iyi bir galatasaray olacak sahada eminim.orta sahasız bir takımla madrid den avantajlı bir skorla dönmek gerçekten takdir edilmesi gereken bir şey.üstelik karşınıza aldığınız takım avrupada hücum hattı en kuvetli takımlardan bir tanesi.bütün oyuncularımızı ve takımı tebrik ediyorum...
maç galatasaray ımız için avantajlı birse de reyes in attığı golün ayakta alkışlanması gereken maç. ayrıca şansın galatasaray ımız ın yanından ayrılmadığı maçtır. *
berabere biten maçtır. işin teknik kısmıyla ilgili yazan yazmış zaten, ben bir şey yazmaya gerek duymuyorum. ama öyle şeyler gördüm ki şu başlık altında "yuh" dedim "pes " dedim ," yazıklar olsun" dedim. bir galatasaray taraftarıyım ve bu başlık altına yazıyorum bunu bu yüzden. ister fener, ister trabzon, ister beşiktaş, ister galatasaray. türkiye liginde benim takımım dışında isterse küme düşsün umursamam. sevinirim bile. ama arkadaş, bu bir nevi bir milli maç. nedir bu düşmanlık? nedir bu çekememezlik? kendisine eski futbolcu isimleri takıp sözlüklerde cirit atanlar acaba gerçekten de isimlerini kullandıkları futbolcular gibi düşünüyorlar mı merak ediyorum. ne bu kin birader? şansa attı, sikecekler, ağzınıza verecekler cart curt. ne oluyoruz arkadaş? hani tür takımını geçtim, takım bazında konuşmuyorum. bu takım, galatasaray kaybedince ağlayan insanlar var. senin kendi insanının ağlamasını mı istiyorsun? kendi insanının ağlayıp ispanyol'un ya da fransız'ın gülmesini mi istiyorsun? nasıl bir onurdur bu, nasıl bir haysiyettir nasıl bir haysiyetsizliktir. yazık yemin ediyorum yazık. kendisini hiçbir alanda ispatlayamayıp, sözlüklerde futbol sıçanlara yazık.
bilgi: bu girdide yazdığım her şeyin aynısı fenerbahçe-lille maçı için ve fenerbahçe için benzer yorum yapanlar için de geçerlidir.