bugün

şehir dışından gelip de birkaç saatliğine sevdiceğimize istanbul olma seremonisine hazırsak başlıyorum..
sabah çayını haydarpaşada içip sonra vapurla eminönü yaparsın. mercan yokuşundan süleymaniyeye tırmanıp süleymaniye avlusunda en yenisi 50 yıllık olan kurufasulyecilerde atıştırmalık bişeyler denenebilir. sonra yola devam edersin. beyazıt üzerinden gülhane parkına akıp parkın sarayburnu kapısından çıkmadan sağ üstte setüstü çaybahçesinde bakır demlik ve istanbulun panoramik manzarası olur.

ardından eminönüde balıkçılara uğrarsın. bu istikametle galata köprüsünü geçip kuledibinden tırmanıp taksim tünelde alırsın soluğu. kallavi sokak diye bi yer var. tünelden galatasaraya gelmeden iki üç sokak önce. tam st. antuan kilisesinin karşısı. o sokakta kallavi kafeye çıkarsın. manzarası iyidir çünkü. nargile margile.

yol üstünde sikik çingenelerin çiçek satma çabaları kadar itici birşey yoktur düşme o tufaya. artık ufak ufak geri dönme zamanı yaklaşıyor. taksim meydandan fünikülerle kabataş veya sarı dolmuşlarla beşiktaş yapıp haydarpaşaya geç trene yetiş. seç birini. istanbulda hayvan gibi rota çıkarıp götüne kaçmayacak yol bu. hem nostaljik hem ucuz hem de keyifli.

öte yandan kapalı mekan önerisi de yaptım.

şimdilik eyyorlamam bu kadar..