bugün

dünün dünde kaldığını ve artık bugünün yaşandığını bir kez daha kanıtlamış olan; geçmişe değil geleceğe bakmamızın gerektiğini göstermiş tarihi olay. hiç kimsenin gözünün korkmaması gerektiğini düşünmekteyim. insanlar değişip gelişebilir. tabii nelerin değişip geliştiğini zaman geçtikçe göreceğiz. karamsar olmamakta fayda var. vatana millete hayırlı olsun.
olmalı, olacak, oluyor derken oldu. ama yazık oldu. artık katlanacaz yedi yıl.
makyaj yapan kadınları "kaportası bozuk" olarak değerlendirip, oy istemek için geneleve gidip oradaki kadınlara "sizi buradan kurtaracağım, genelevleri kapattıracağım" sözü verip-ne kadar çözümsüz bir öneri- başkan seçildiğinde genelevlerden gelen karı düşünüp hiçbir harekette bulunmayan.. vs adamın başbakan olduğu ülkede ne beklenir ki?

Atatürk'e bukadar öfkeli olan, ilkelerini şimdi uygulamasını gereksiz bulan, laiklikten önce şeriatın savunuculuğunu yapan, çıkarlarına göre 40'ından sonra değiştik diyip önceki düşüncelerini şuan taşımadıklarını söyleyen zihniyetin başlıcası başbakan ve cumhurbaşkanı..
insanın bu olanlara hiç inanası gelmiyor.
çok değil 10 sene kadar önce kendini bu devlet düzeniyle savaşmaya adayan insanlardan biri de atatürk'ün koltuğuna oturmuştur. hadi laikliği dinin önünde bir engel olarak gördünüz -ki değildir- sonra neden döneklik ediyorsunuz? bindiğiniz trenden inince yere yuvarlanmak için mi? amerika'da çocuklarınızı çeşitli burslarla bedava okutup ülkeyi amerika'ya peşkeş çekmek için mi? bunları istemeye yakın bir cumhurbaşkanı olacaktır kendisi. ama eğer hala içlerinde o saçma düşünceler varsa, bu ulus onların içini istediği zaman boşaltır. tabii kafası çalıştığında.
7 yıl. cok ilginc bir film baslıyor. cok ilginc. bir ulke ki limansız denizlere acılıyor. su alıyor. ve kaptan koskunde parti veriyor. cunku o can yelegini saklıyor. ve birilerine hala bu olaylar oyun geliyor. biraz ayaklarında hissedince suyun serinliğini farkedecekler limanların hayal buz daglarının gercek oldugu. sadece biraz ıslanmalı. turban ile kurulanıp bosa umitlere yelken acılmamalı.
cumhur başkanı, cumhurdan yani başlıktaki gibi onbir adet inciden müteşekkildir, o inciler yıllarca denizin altında varlıklarını sürdürmüşler nihayetinde de denizciler tarafından su üzerine çıkarılmışlardır, inciler için su yüzüne çıkmak ya da su altında olmak fark etmediğinden bunu büyütmenin anlamı yoktur, çocuk büyütmenin anlamı vardır, hayırlı evlatlar evetli evlatlardan daha çok işe yararlar, nitekim boktan ve püsürden hayalet yaratan bir takım aydınnnn insan cumfuriyeti babalarının malı, laikliki analarının namı sandıkları ve o sandıkları her daim sırtlarında taşıdıkları için, sırtları yara olmuştur, yaralar yaralar bozulmasın aralar demek ve cumbabaya hayırlı olmasını dilemekten gayri yapılacak şey yoktur, zira o çok özlenen zırt pırt dilenen hukuk devleti anlayışını bir takım aydınnnnların despotluğuna terketmek en başta hayırlı evlatlara yakışmaz, güzele ne yakışmaz, güle güle eski, güle güle diyene kadar hoşgeldin yenidir mevzu, ama bir bakıma da eskidir aslında, hep aynı terane, laiklik elden gidiyor, irtica hortladı, derken bir de bakmışsınız ki... bu ülke... ne kadar senin, o kadar benim.
artık saygı duruşu-kimilerinin deyimiyle sap gibi durmak- yerine , fatiha okunursa şaşılmayacak olay.
(bkz: benim cumhurbaskanim abdullah gul degil)
hiçbir şeyin değişmeyeceği, sömürünün hızla artacağı, ülkenin satılmasına devam edileceği için, yeni cumhurbaşkanının kimin olduğu önemli değil, önemli olan nokta şu; halkın bilinçsizliği, istenilen tavrı ortaya koyamaması. sonuçta hangi taraftan seçilirse seçilsin bu ülke gericiliğe,tarikatlara, şovenizme ve faşizme teslim olacaktı, eh hayırlı olsun sevgili sivillere!
(bkz: oldu da bitti maşallah)
müstakbel cumhurbaşkanı a.gül ün "şeriat" gibi bir hülyası yoktur, zaten kendi yaşamına terstir ve standartı dışındadır. laikler için, "rahat olun, korkunuzu bu adam-lar gerçekleştiremez" denilecek durumdur.
"hangi ülkenin?" sorusuyla oldukça değişik yerlere götürülebilecek başlık.
ılımlı bir islam cumhuriyeti'nin mi başında şimdi?
bir abd eyaletinin valisi mi oldu yoksa?

yazık oldu. mhp'lilerle akp'liler şimdi sokaklara çıkıp davaları için yürüyenleri ezecekler. mhp'ye chp'ye alternatif olarak bakanlar çok büyük hata yaptılar. iktidara değil muhalefete alternatif ararsanız iktidarı padişah yaparsınız böyle de kafanıza sıçarlar.
penguen ve leman gibi dergiler için hayli sıkıntı yaratacak olan sonuçtur. zira bu sefer durum çok farklıdır. zira:

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/26673.html

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun;

"Cumhurbaşkanına hakaret" kenar başlıklı 299'uncu maddesinde;

"(1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Verilecek ceza, suçun alenen işlenmesi halinde, altıda biri; basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, üçte biri oranında artırılır.

düzenlemeleri neticesinde oldukça kolaylıkla ve oldukça ağır cezalar karikatüristlere verilebilecektir.
(bkz: susmak bazen en guzel cevaptir) tek ortak yönümüz ikimizinde besiktaş taraftarı olması sanırım.
insan mantığıyla düşününce adamın demokratik hakkı diyor bu halk onları iktidar yaptı onlar da demokratik haklarını kullanıp cumhurbaşkanını seçtirdi diyor ama kalbiyle düşününce işte orada durup kalıyor gerçekten o makamı haketti mi diyor şimdi yemininde kapım herkese açık olacak; herkese, tüm sivil toplum örgütlerine açık olacağım diyor herkesin cumhurbaşkanı olacağım. işte kalbim buna inanmıyor gerçekten uzlaşmcı olacağına içinden geldiği görüşü yüceltmeyip diğerlerine demeyeceğine inanmıyor bu kalp. inşallah yanılıyordur...
ne olursa olsun tarihe geçmiş isim.
hayırlı olsun.
gerçekleşen hadisedir. ama anlamadığım adam yemin etti, teşekkür konuşması falan yaptı hala şeriatı ilan ediyorum demedi yav. aksine laiklik , eşitlik, özgürlük falan dedi çok şaşırdım. halbuki neler anlatmıştı bize baykal akıllı paranoyaklar.
"biraz bekle, sen dur hele,bu daha başlangıç, geldi gelecek şeriat" diyenler de var, aynı şeyi 5 sene önce de söylüyorlardı, turgut özal seçildiğinde de söylediler, tahmin ediyorum 100 sene sonra gene söyleyecekler. anlamadım şeriatı isteyen kim acaba, ne kadar hevesliymişsiniz. yok bir şeyin geldiği, alışın artık, yoksa geçmez yedi sene böyle...
bütün kısıtlamalara çelmelere bu ülkeyi babasını çiftliği sanan görüş ve düşünce bakımından dar bir vizyona sahip kişilere ragmen suan itibariyle güzel memleketimin 11. cumhurbaskanı abdullah gül.
cumhurbaşkanı olmasına razı olmayan ve köstek olanların, kendisinden beklediği, kendi rantları uğruna endişe ettikleri, bir duruş, tavır içersine girmeyecek cumhurbaşkanıdır. ülkemizdeki gelişen demokrasinin, hukuk devleti ve milletin iradesinin üstülüğünün sembolüdür. yine ülkemizdeki fırsat eşitliğinin göstergesidir. türkiye cumhuriyeti devletinin en üst makamının belli zümrelerin değil, anayasa ile çerçevesi çizilmiş her türk vatandaşının gelebileceği bir yer olduğu görülmüştür. bu kisme, tornacı bir ssk emeklisinin oğlu olsa bile!
(bkz: merhaba irtica)
sözlükteki yalakaların ortaya çıkmasına vesile olan allah sonumuz hayır etsin olayıdır.
formaliteden yapılmış 2 tur sonunda 3. turda cumhurbaşkanı olmuş kişidir. seçenlere ve seçtirtenlere hayırlı olsun onların gözleri aydın. bizlere de geçmiş olsun. yola devam diyenler nerde duracak ya da asıl önemlisi nasıl duracak gerçekten merak ediyorum. çünkü onların yol dediği o karanlık bilinmez bizim yolumuza, cumhuriyetimize, laikliğimize iyice set çekmeye başladı artık.
ntv' de şu an yayınlanan programa katılan farklı bakış açılı gazetecilere göre, gerektiğinden derecede pozitif karşılanan hadise.
- olm alkol kesinlikle kalkar 1-2 sene içinde
- yok olm, hukümetin en çok para kazandığı şeydir alkol.
- ha. ok o zaman
derecesinde muhabbetlere de konu olabilecek kişi.