bugün
- icardi190527
- hamas bir terör örgütüdür15
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- vatandaşlık farkı alan otel24
- bir kadının yemek ısmarlaması15
- erkeğe ne hediye alınır34
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız19
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası19
- şehirler arası aşk yaşamak9
- true'nin porno arşivi kaç gb8
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler10
- aleyna tilki10
- sözlük kızından gelin olmaz21
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim22
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın14
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- cumaya gidenlerin çok azalması10
- futbolcu ismiyle nick almak12
- bik bik'in balona binmesi34
- en yaşlı özelliğiniz9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- ideal duş alma sıklığı14
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- artificialintelligence9
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım15
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı23
entry'ler (58)
2 yıl önce bir arkadaşımın babası ölmüştü. onun her anında yanındaydım ve belki onun anlatamadıkları vardı. kendimi onun yerine koyup şunları yazmıştım:
Bir zamandı hatırlamıyorum. Ölmek kokusu sardı büstünün kulaklarım. Meridyenlerin farklı olduğu bir başka yerden. Evin yolunu tuttu yine yollarım. Tuttukça diyorum.. Boşlukta yürüme hissi..Upuzun yola atılan ilk adım. Evin içi geceden kalma bir çay acısı. Yokluk çeken simitçi bakışlarıyla karşılandım. ilk defa bu kadar ellerim boş yüreğim dolu girdim içeri. Bu kalabalıkta neyin nesi? Sahi günlerden de neydi. Anımsamıyorum. Gözlerim arıyor birilerini, bir şeyleri sürekli dalıyorum kalabalığa. Sanki bütün gözler üzerinde, bana bir yük kalmış gibi ağır ağır sürüyerek gidiyorum salonun ortasına. O an simsiyah ve sonra.. Cahil kalsaydım da öğrenmeseydim bazı gerçekleri. Bazı gerçekler çok acı. Boş kaldı mutlu yanım.
Düşüncelerim anılardan başka bir yere gitmiyor. Bir de toprak kokusu. Saat kaçtı acaba? Ağlamazdı benim babam. Bir kere ağladı çocukça. Çocukluğunu hatırlatan babasının ölüm haberini alınca. Kızmazdı artık bana da ağlıyorum diye. Babası ölünce çocuk olurdu arkasında bırakılanlar. Selasını bile duyamadığım, sesini koklayamayacağım kadar uzaktaydım. Bilinmezlik içinde karambole bir hayat yaşayınca her şeyden uzakta kalıyoruz tabii. Zamana inanmayı da bıraktım. Belki yazmayı da bırakırım. Sigaraya başladığım yerde daha fazla ne konuşulur ki zaten?
Ne kadar çaresizlik eder bu durum? En zor zamanlarım sandığım o anlarda yanımda olan adam şimdi de en zor zamanımda yanımda. Bende yanında. Konuşmuyoruz bu defa. Gereksiz suçlamalar yüklüyorum kendime. Yük treninin başındayım şimdi. O "adam" gibi bir yükün altında. Yıkılmaktan korkan. Özlediğim her şeyin sırtımı bıçakladığı bir yere doğru gidiyoruz. Yalvarırım yardım etsin birisi. Nereden başlanır bir ucundan mezar kazmanın? Yerin rahat mı diye son kez indirirken seni tuttuğum yerden. Ben uyurken hep kontrol ederdin ya baba.Elimle tuttuğum bir parmağını öpmek, sarılmak geldi yine içimden. Kocaman ellerinle yüzümü saklayıp soğuklardan korunmak istiyorum yine.Ellerini ısıtma sırası bende. Tanrı sırayı bana verdi. Adımı fısıldadığın ezanda son vedayı ben ediyorum sana baba. Bunun için sıraya ben girmedim. Seni severek ve özleyerek çıkıyor son kez adın yanımda. Özür dilerim. Birazdan yüzüne toprak gelmesin diye tahtayla üstünü kapatacağım. Çamurlu yüzümü silerdin, ben üstüne toprak atacağım sanırım. Kimselerden zarar gelmesin diye koruduğun oğlun bıraktı seni toprağın altına. Can suyunu da dökeceğim ruhunu yaşatmak için dualar ederim ardından. Saat kaçtı, ben firar, sen yok.
Bir zamandı hatırlamıyorum. Ölmek kokusu sardı büstünün kulaklarım. Meridyenlerin farklı olduğu bir başka yerden. Evin yolunu tuttu yine yollarım. Tuttukça diyorum.. Boşlukta yürüme hissi..Upuzun yola atılan ilk adım. Evin içi geceden kalma bir çay acısı. Yokluk çeken simitçi bakışlarıyla karşılandım. ilk defa bu kadar ellerim boş yüreğim dolu girdim içeri. Bu kalabalıkta neyin nesi? Sahi günlerden de neydi. Anımsamıyorum. Gözlerim arıyor birilerini, bir şeyleri sürekli dalıyorum kalabalığa. Sanki bütün gözler üzerinde, bana bir yük kalmış gibi ağır ağır sürüyerek gidiyorum salonun ortasına. O an simsiyah ve sonra.. Cahil kalsaydım da öğrenmeseydim bazı gerçekleri. Bazı gerçekler çok acı. Boş kaldı mutlu yanım.
Düşüncelerim anılardan başka bir yere gitmiyor. Bir de toprak kokusu. Saat kaçtı acaba? Ağlamazdı benim babam. Bir kere ağladı çocukça. Çocukluğunu hatırlatan babasının ölüm haberini alınca. Kızmazdı artık bana da ağlıyorum diye. Babası ölünce çocuk olurdu arkasında bırakılanlar. Selasını bile duyamadığım, sesini koklayamayacağım kadar uzaktaydım. Bilinmezlik içinde karambole bir hayat yaşayınca her şeyden uzakta kalıyoruz tabii. Zamana inanmayı da bıraktım. Belki yazmayı da bırakırım. Sigaraya başladığım yerde daha fazla ne konuşulur ki zaten?
Ne kadar çaresizlik eder bu durum? En zor zamanlarım sandığım o anlarda yanımda olan adam şimdi de en zor zamanımda yanımda. Bende yanında. Konuşmuyoruz bu defa. Gereksiz suçlamalar yüklüyorum kendime. Yük treninin başındayım şimdi. O "adam" gibi bir yükün altında. Yıkılmaktan korkan. Özlediğim her şeyin sırtımı bıçakladığı bir yere doğru gidiyoruz. Yalvarırım yardım etsin birisi. Nereden başlanır bir ucundan mezar kazmanın? Yerin rahat mı diye son kez indirirken seni tuttuğum yerden. Ben uyurken hep kontrol ederdin ya baba.Elimle tuttuğum bir parmağını öpmek, sarılmak geldi yine içimden. Kocaman ellerinle yüzümü saklayıp soğuklardan korunmak istiyorum yine.Ellerini ısıtma sırası bende. Tanrı sırayı bana verdi. Adımı fısıldadığın ezanda son vedayı ben ediyorum sana baba. Bunun için sıraya ben girmedim. Seni severek ve özleyerek çıkıyor son kez adın yanımda. Özür dilerim. Birazdan yüzüne toprak gelmesin diye tahtayla üstünü kapatacağım. Çamurlu yüzümü silerdin, ben üstüne toprak atacağım sanırım. Kimselerden zarar gelmesin diye koruduğun oğlun bıraktı seni toprağın altına. Can suyunu da dökeceğim ruhunu yaşatmak için dualar ederim ardından. Saat kaçtı, ben firar, sen yok.
klasik bir vatandaş tipi olarak az önce ödemeye çalıştığım ancak sisteme online ödeme yapamadığım şeysi. tamam son güne bıraktım da ödemeyi günün son dakikasında ödemek istiyorum belki. vergimizi bile istediğimiz gibi ödeyemeyecek miyiz?
Bu sorunu yaşayan başka yazarlarda varsa mesaj kutuma bekliyorum.
Bu sorunu yaşayan başka yazarlarda varsa mesaj kutuma bekliyorum.
kurgusu mükemmel bir eleştiri filmi. texas'ta idama mahkum edilmiş bir üniversite hocasının başından geçen ve idama mahkum edilmesini konu alan filmi sıkılmadan izledim. verdiği mesaj ve filmin sonunda yaşadığım şokun hala etkisindeyim.
spoiler vermeden izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
spoiler vermeden izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
"cumaya gitmek zorunlu değil mecburi" demenin bir başka yolu. yönetmelik neyse onu uygulasınlar. ibadetin sorgulanması veya sorulması okulun işi değildir. okul saatleri içerisinde ziraat türkiye kupası izlemek isteyen öğrenciler olursa onlar içinde dilekçe yollanacak mı velilere?
(bkz: demokrasi kokan hareketler)
(bkz: demokrasi kokan hareketler)
(bkz: az bilinen muhteşem filmler) tutunamayanlar romanı ile yakın zamanda çıkmış film. 1974 yapımı bu filmi izlerken fransa'da yaşayan ve hayatın içinde kaybolmuş bir adamı konu alıyor. iç konuşmalardan oluşan filmin sonunda öyle bir ses tonuyla konuşuyordu ki kalbimin ritmi hızlanmaya başladı. bu gece bir kere daha izleyeceğim. "yalnızlık anlatılmaz anlatılsa yalnızlık olmaz" demişlerse de bok yemişler. bu kadar güzel anlatım olamazdı. izleyin derim.
https://www.youtube.com/w...h?v=sPhaT-zjIFA&vl=tr
https://www.youtube.com/w...h?v=sPhaT-zjIFA&vl=tr
ankaralı erkek yoktur angaralıdır o. köçek kastamonu oyunudur. angara'da seymenler vardır ki adamı köçek diye oynatırlar.
güzel bir kızla tam sevişmek için yatağa yeni girmişsin, ön sevişmenizi tamamlayıp olaya girecekken önden olmaz sürtünelim sadece der ve yarım kalır ya. tam da öyle bir şey bu firma. otobüs firması namına her şey var ancak yolculuk sırasında can sıkıcı durumlar çok oluyor. kim kime biniyor belli değil.
kısa şortlarla dışarı çıkıp o sıcak güneş altında bir yol kenarında, apartman eşiğinde taso oynamak.
anne acısını yaşamadan yazılamayacak bir şiir. öyle büyük, içten ki bir gidiş, ölüm, hayat... karmakarışık duygularla bıraktı beni. ah muhsin ünlü ahhh
http://www.youtube.com/watch?v=Bp-DFYaGaCc
http://www.youtube.com/watch?v=Bp-DFYaGaCc
istanbul dizisi olmadan da insanları nasıl ekrana kitlenebildiğini göstermiştir. yarrak varmış gibi illa kız kulesi ve boğaziçi köprüsü gösterilecek diziler yerine başkentin kirli sokakları, ıssız sokaklarını izlemek daha hayatın içinden geliyor. bok var istanbulda.
ne zaman dinlesem eski sevgilimi hatırlatır sesi. sakarya'da teras bar'da "hep sonradan" şarkısını dinlerken içtiğim o biranın tadını bile anımsarım.
kelime anlamını cahilliğimden google translate'den bakıp "mühendis" olduğunu öğrendiğim yazar. Replika kodu yollayan kişinin nick altı yorumu yazacağım dediğim için bende sözümü tutmak istedim. şu an izlediğim "hep yek 2" filmini yarıda bırakıp bu yorumlarda bulunurken konu nereye gidecek bilmiyorum. ilkokulda hatıra defterlerine " öncelikle kalbin kadar temiz bir sayfa ayırdığın için teşekkür ederim" cümlesiyle başlayıp kendisini bu ortamlarda daha uzun ve güldüren, düşündüren yazılarını okumayı bekliyorum. davetiye için teşekkürler tekrardan. kod bulmak için f5 tuşuyla sevgili olmuştum sen yetiştin. tişikkirlir sipirmin
behzat ç. izlerken diziden etkilenip aldığım ve sonra bağımlılık yapan bira. 2009'dan beridir devam.
adalet bir gün herkese lazım olabilir.
ya dokunmasalar? kimse görmese, duymasa. Derdini dinleyecek kimseleri bulamadan yapayalnız ağlamak? dokunacak kadar yakınında insanların olduğunu bilenlerin söyleyebileceği bu sözü bir de "yapayalnız ağlamak" diye düşünmek lazım.
çok özlediğim şehrim. bir şehirde aşıksanız sevmek için bahaneniz olmalı. bu şehirde çok aşık oldum, çok sevildim, çok bekledim. Şimdi aşktan geriye yaktığımız sigaralar kaldı ankara'da. olsun aşk acısı da yaşamak için güzelsin. en kısa zamanda gidip eski sevgilimin sokağında yanan oda lambasına bakıp sigara yakarım. yeter ki sevecek bahanemiz olsun.