bugün

entry'ler (52)

albert camus

veba'sı ile beni başımı ellerimin arasına alıp düşünmeye iten yazardır.

hiç tanınmayan bir insana selam vermek

Görgü kuralıdır, insan fobisi olan asosyallerin kaçındıkları eylemdir.

bir insanın bütün gününüzü zehir etmesi

Rezil bir durumdur, bu insanlar adeta and içmiştirler sanki sizi üzmeye... Öyleleriyle baş etmesi de zordur. En iyisi aldırmamaktır.

fury

ilk fırsatta izleyeceğim filmdir.

geçmişi düşünmeye cesaret edememek

daha sonra hesabını veremeyeceği işleri sırf adi zevkler uğruna gerçekleştirmiş rezil insanların içinde bulunduğu lanet bataklıktır. geri dönüşü olmayan yolların ulaştığı hazin sonlar demetidir. her seferinde kendine hayretler edilerlek "nasıl oldu da bunu yapmayı başardım" serzenişleriyle sonlanan eylemdir.

uyuyorum diyen kızın bir saattir online olması

bir değişik versiyonu sevgilisini uyutup başka erkeklerle fingirdeşen kızdır. uzak durulmalıdır. pisliktir. lanettir. boktur.

zeka ile ön plana çıkmak

bir insanın hayatında yaşayabileceği en güzel hislerden biridir.

duygulandıran rap ler

ceza- med cezir.

hareketler dökümü

düzenli olarak temizlediğim zıkkımdır. şeytanın kulağı var demi.

düğünde erkeğin penisiyle oynayan kız

sabırsızdır.

hay amına koyayım dedirten anlar

eski sevgilinin twitter hesabını röntgenlerken yanlışlıkla tweetlerden birini favlamak.

şifre ve parolayı aynı şey sanmak

azimli sıçan betonu deler sözündeki sıçanın fare olan sıçan olduğunu öğrenmemdeki gibi beyin yanmasına sebebiyet vermiş genel kültür bilgisidir.

türk erkeklerinde en fazla 12cm penis olması

aldın da biliyon heralde çakal dedirten söylemdir.

pornolarda oynayan kadınlarda yüzük olması

izlenecek tonla yer varken tutup oraya mı dikkat ettin aq dedirten başlıktır.

türkiye den çıkacak nba takımlarına isim önerileri

güngören devleri,
bahçeli boğaları,
tandoğan çılgınları...

25 yaşına gelmiş bakir kız

tıpçıdır.

buried

yönetmen: Rodrigo Cortés
başrol oyuncusu: Ryan Reynolds
imdb puanı: 7,0 (8 olabilirdi)
konsept olarak "the exam"a benzettiğim filmdir. izleyenlerin uzun süre aklından çıkmayacaktır.
filmin son 5 dakikasında tutsağın eşi ile yaptığı 1 dakikalık görüşme gözlerimden yaş getirdi. sonrasında telefondan gelen heyecanlı seslerin bir türlü tabutun dışından duyulmadığını fark ettiğimde neredeyse gözlerimden yaşlar boşalacaktı. ayrıca filmi bu kadar beğenmemin sebebi filmin beklenmedik bir sonla hüzünlü bir şekilde bitmiş olmasıdır. ayrıca filmin mutlu sonla bitmemiş olması izleyicinin daha sonraki zamanlarda da filmi düşünmesine sebep oluyor. film izlenip bittikten sonra oyuncuların,yapımcıların isimleri geçerken siz "hayır ya bitmiş olamaz böyle olmamalıydı şu yazıların bitmesini bekleyim mutlaka bir sahne daha vardır" diye düşünürken gerçekten de beklediğiniz sahne gelir: tahtanın üzerine yazılmış 2 kelime : "mark white..." onun devamında telefonun ucundan gelen bir ses "üzgünüm, çok üzgünüm...".
henüz hayattayken" izlenmesi gereken filmlerden birisi kesinlikle.

ateistlerle ahirette yüzleşmek istiyorum

ateistlere ahirette söylenebileceke en güzel söz "eeee ateyizler gelin bakalım bunu da açıklayın şimdi" olurdu

zehra

nabizade nazımın; kadın ruhunu, psikolojisini ve hırsını en dehşetli haliyle ortaya koyduğu eseridir.

insancıklar

başlarda "eee ne bu be hep mektup mektup" dediğim ancak kendimi içim buruk bir halde kitabın son sayfasında bulduğum eserdir. dostoyevskinin o soğuk mevsimleri, o günleri, mekanları okuyucunun zihninde bir fullHd film netliğinde canlandırdığı harikulade eseridir.