bugün

entry'ler (534)

vatan bilgisayar

insanlara teşhir ürünü gönderen, müşteri hizmetleri ilgisiz olan, iş ahlakından nasibini almamış firma. özellikle internet mağazasından asla ve asla alışveriş yapılmasını önermiyorum.

vatan bilgisayar'dan 5 kasım 2014 tarihinde bilgisayar parçaları sipariş verdim. kasa olarak ucuza kaçıp xigmatek asgard pro 600w'lık bir kasa siparişi verdim. aynı anda hepsiburada.com'dan monitör siparişi verdim. monitör 1 gün sonra geldi. kasa ile diğer parçaları ayırmışlar. kasa 2 gün sonra geldi, parçalar 3 gün sonra geldi. neyse bu sadece hız konusunda karşılaştırmamdı. bursa'da oturuyorum, kasam ankara'dan geldi sanki bursa'da vatan bilgisayar mağazası yokmuş gibi.

neyse kasa geldi, açtım. ilk anda arkasındaki vidalardan birinin eksik olduğunu gördüm. sonra vida yerinin biraz zorlanmış olduğunu gördüm. sonra kasayı açtım içi deli gibi tozluydu. sonra ışık tuttum her tarafında, kılcalından büyüğüne bir sürü çizik vardı. anladım ki ya teşhir ürünü, ya da iade gelmiş bir ürün. sonra vatan bilgisayar'ı aradım dedim ki bana kullanılmış kasa göndermişsiniz. call center'daki ilgisiz, umursamaz abla tamam ups ile gerip gönderin dedi. ne neden geri gönderdiğimi sordu, ne para iadesi mi ürün değişimi mi istiyorsunuz diye sordu. sonra geri gönderdim. heralde yeni kasa gönderirler dedim. kasayı da hiç beğenmemiştim aslında. sonra gittim vatan bilgisayar'a. dedim böyle böyle kasam geri gitti ankara'ya üstüne para versem başka bir modeli buradan alabilir miyim dedim. "tabii ki olur" dedi adam. sonra bi kasa ve psu seçtim adama söyledim. "parayı peşin vermeniz gerekiyor" dedi. madem öyle bir şey olmuyor neden beni uğraştırıyorsun ki? neyse almadım kasa falan. sonra baktım kargo takibinden ürün ankara'dan bursa'ya ordan da istanbul'a gitmiş ve "ürün alıcıya teslim edildi" diye bir ibare var. bence sorunun ana kaynaklarından biri de burada oluştu. sistemde teslim edildi olarak göründüğü için bana yeni kasa göndermediler. neyse aradım vatan bilgisayar'ı sanırım aynı kadın çıktı telefona. bana "sizi evde bulamamışlar o yüzden teslim edilememiş ürününüz" dedi. ben de sinirlendim tabii. dedim "orada ürün alıcı tarafından kabul edilmedi yazıyor görmüyor musunuz?". artık nereleriyle nereyi okuyorlar anlamıyorum. o da dedi "ürününüz iade edilmiş görünüyor para iadesi kartınıza 10 iş günü içerisinde yapılacaktır". dedim "ben para iadesi istemedim ki". "o zaman yeni ürün gönderilecektir" falan dedi. ben de hatırlamıyorum kadın ne anlatıyordu hiçbir fikrim yok. olmayan şeyleri bana söyleyip duruyordu. sonra olay "2 iş günü içerisinde size geri dönüş yapılacak"a döndü. işte zaten bütün zulüm burada başladı. 3 gün geçti haber yok. bi daha aradım ve tekrar "2 iş günü içinde size geri dönüş yapılacak". kaç kere aradım saymadım. çoğunda da aynı kadın çıkıyordu sanırım. en son bi adam çıktı ilgilenir bir şekilde konuştu. baya bilgi falan istedi konu ile ilgili. ve sonunda sihirli cümleyi söyledi "2 iş günü içersinde size geri dönüş yapılacak". neyse ertesi gün(17 kasım 2014) tarihinde birisi geri dönüş yaptı. call center'dakilerin ne sorsam yetkisi yoktu. bu adam da konuştu konuştu ben de yeni kasa istemediğimi, zaten elinizdeki bütün asgard pro'ların teşhir ürünü olduğuna emin olduğumu söyledim. çünkü şubelerde az kalmıştı bu modelden. bütün teşhir ürünlerini yolluyorlardı belli ki, ben teşhir ürünü diye geri gönderince adamlar afalladı bütün hepsi teşhir ürünü olduğu için. neyse adamdan hediye çeki talep ettim. adam da "ilgili birime ileteceğim, benim bu konuda yetkim yok" deyip 2 iş günü içerisinde geri döneceğiz dedi. sonra sınav haftam başladı bunlarla uğraşamadım ve ayın 25'i oldu adamlar resmen paramı çaldılar, ortada ürün yok. şikayetvar.com'a şikayet yazdım adamlar bi çaldırıp bırakıp daha da beni sallamadılar. bu adamların çağrı merkezine kaç paralık kontörümü harcadım bilmiyorum. arıyorum zaten 17. sıradasınız diyor, tahmini süre 10 dakika diyor. internetten yazıyorum çağrı merkezini arayın diyor.

neyse şimdi şikayetvar.com'a bir şikayet daha yazdım mecbur arayacaklar bir daha. ama 20 gündür monitörü netbook'a bağlayıp kullanıyorum bilgisayar diye. resmen sefil etiler beni. işin sonu nereye gidecek hiç bilmiyorum.

bu kadar mı? tabii ki değil. 2 sene önce vatan bilgisayar'dan yine xigmatek marka 750w modüler bi güç kaynağı aldım. ürün elime ulaştı bi baktım içinden 500w lık dandik bi güç kaynağı koymuşlar. kutu modüler psu için olduğu için içine o psu'yu nasıl sığdırmışlar bilemiyorum. içine ben kendim sokamadım geri adam gibi. neyse o zamanlar istanbul'da olduğum için direkt topkapı vatana gidebildim. şimdi öyle bir şansım yok. gitsem de ürünü neremde taşıyacağım zaten bursa'ya kadar. topkapı vatan'da ürünü değiştirdim. değiştirmeyiz bunun içine başka bi güç kaynağı koymuşsunuz deseler bir şey diyemem. o kadar zor bir durum aslında. ama bu tarz hareketleri çok yaptıkları için alışmışlar hemen değiştirdiler, şaşırmadılar bile. sonra açtım kutuyu biraz çizik vardı falan ama neyse dedim en azından doğrusu bir de bunlarla uğraşamam.

yani siz siz olun dikkat edin vatan bilgisayar'dan bir ürün alırken. özellikle kozmetiği önemli bir ürün alacaksanız almamanızda fayda var. çünkü bu tarz büyük mağazaların hepsinin outlet'i olmasına rağmen vatan bilgisayar'ın bir outlet mağazası yok. geçen de acer'ın 2400'lük notebook'unu 1800 liraya falan satıyolardı. baktım aynı ürünün 2400'lüğü hala satışda. outlet ürün satıyorlar ama hiçbir ibare yok.

fenerbahçe

bu kulübün başına aziz yıldırım'ın tekrar seçilmesinin tek sebebinin karşısına başkan adayı diye fenerbahçe'nin durduk yere bir sene şampiyonlar ligine gidememesine sebep olan bir arkadaşın çıkması olduğunu düşünüyorum.

uludağ üniversitesi

metro'nun gittiği bir üniversite. bu da ulaşımın o kadar da zor olamayacağını rahatlıkla anlatabilir. ulaşıma da pek ihtiyacınız yok zaten. o köy denen yerde bir öğrenci evi tutarsanız hiç bursa adlı şehire uğramadan hayatınızı rahatlıkla sürdürebilirsiniz. o köy denen yerde her bi bok var çünkü. tezek kokusu arada yağmur yağınca oluyor biraz. ama abartılı bir şey değil. benim hoşuma gidiyor açıkçası, babaannemin köyünü hatırlıyorum.

cinlere üç harfli demek

durduk yere cin diye bir şey uydurmaktan daha garip değildir.

manifule

#15980334 nolu entry'siyle "insan kendini nasıl kandırır?" dersi vermiştir bizlere.

spectrum

(bkz: sinclair spectrum)

sözlük yazarlarının en son dinlediği şarkı

bütün yazarlar aynı anda aynı şarkıyı dinlemedikleri için böyle bir şarkı yoktur.

yazarların teker teker dinledikleri şarkılar ise yeni bir müzik tarzı arayışındaki genç dimağlardan başka kimselerin umurlarında değildir.

yazarların ayrı ayrı dinledikleri şarkıları merak edenler için:
(bkz: yazarların şu an dinledikleri şarkılar)

swh kullanan adamın cıvıklık seviyesi

hiç şüphe yok ki çok yüksektir.
bu saçmasapan şey her kullanıldığında bizimkiler dizisindeki çaycı abbas'ın "cıvık müdürüm afedersin" repliği aklıma gelir.

bkz yapmayı bilmeyen yazar

yoktur. koskocaman tuşu var her türlü bakınızın şurda, kim niye bilmesin bakınız vermeyi? hadi bilmiyo olsun, ne farkeder? bakınız kullanmadan da bu sözlükde çok güzel yazılabilir.

bundan yok ama şundan çokça var:
(bkz: ilginç başlık açayım derken sıçızlayan yazar)

aylin kontente

insanlar alemi'ni katleden ablamız.

öğrenci evinde en çok kullanılanlar

sigara. tonlarca sigara. ve doğal olarak çakmak ve küllük. bir de tutumlu ev arkadaşlarınız varsa tütün sarılıyor olabilir. o zaman sigara bittiğinde bile hala sigara bulabildiğiniz için daha çok sigara.

2,5 yılda kanser garantisi.

merdümgiriz

(bkz: suskunlar/#15443431)
sanırım corleone ailesinin bir mensubu.

ferah hanım ferahevlerde ferah bir evde oturuyor

kullanılan harflerden dolayı dünyanın en kolay tekerlemesi olabilir.
bilmeyen birine hızlı söyleyerek hafa falan da atabilirsiniz, tabii yaşınız yedi buçuk ise.*

beşinci biradan sonra yazarların ruh halleri

*-kusacam galiba *-yok yok kusmamalıyım
-kussam rahatlarım aslında lan
-kusacaksak niye içtik ki amuğa koyim
-yeter amk kusmaya gidiyorum
-derin nefes al, kendine gelirssss...!! *-bğörkk*

ahmet kaya

kendisinin hayranı falan değilim, çok fazla da dinlemem ama; birbirlerine sürekli yakarımlı yıkarımlı diss atan günümüz repçilerine aşağıdaki şarkıyı incelemelerini öğreniyorum. ayar nasıl verilir, nasıl sözlerle tokatlanır öğrensin gençlerimiz.

(bkz: entel maganda)

display port

vesa'nın önerisine göre hdmi'ın yerine gelmesi gereken ses ve görüntü gönderme arayüzü standartı.

2015'te herkes bunu kullanacak diyorlar. ekran kartlarında bunlardan çokça bulunmaya başladı. ama genelde dvi ya da hdmi'a çevirip kullanılıyor. mini display port bundan daha bile yaygın olabilir şu anda.

4k

full hd'den bir sonraki standart olması çok muhtemel çözünürlüktür.
(bkz: 4k çözünürlük)

muhtemelen display port'la falan kullanılır.

cod 2yi veteranda oynamayan insan tipi

her şekilde hala call of duty 2 oynayan insan tipidir.

real madrid hayranlığı

asıl sorun bu hayranlığı 10 yaşından falan sonra edinmiş olmasıdır bu kişinin. yani türkiye'de tuttuğu bir takım vardır. babası sayesinde falan tutsa anlarım da sonradan edinilmiş bu hayranlık ne kadar gerçek olabilir?

tamam sempatizan olabilirsin bir şey demiyorum. ama "yendik", "soktuk" gibi birinci çoğul şahısla çekimlenmiş fiiller kullanmanız beni deli ediyor.

her şeyi geçtim, avrupa'da bir takımın sempatizanı mı olacaksın? git marsilya sempatizanı ol, bilbao sempatizanı ol, ne biliyim leverkusen sempatizanı ol. en güçlü takımı tutmak nasıl bir ergenliktir? küçükken hoşlanırsın seversin falan anlarım ama bu olayların şu son iki üç senedir olduğunu, ntvspor'un falan el classico gazlarıyla oluştuğunu hepimiz biliyoruz.

altın ayıcık

haribo'nun jelibon şekeri değildir. haribo'nun yumuşak şekeridir.

jelibon başka bi markadır. bu tarz teyzesel yanlışların sözlüklerde yapılmaması gerekiyor diye düşünüyorum.