bugün

manzara

Manzara / Orhan Pamuk

Dünyadan söz edecektim, içindeki şeylerden.

Niye anlatmaya buradan başlıyorum, bilmiyorum. Bir gün hava sıcaktı, beş yaşındaki kızım Rüya ile adada kalıyorduk, sonra at arabasıyla gezmeye çıktık. Ben arabaya ters oturdum, kızım da benim karşıma. Yüzü gidiş yönünde. Ağaçlı çiçekli bahçeler arasından geçtik, alçak duvarlar, ahşap evler, bostanlar. Araba tıkı-tıkı ilerlerken beş yaşındaki kızımın yüzüne bakıyordum, yüzündeki ifadeye, dünyada ne gördüğüne.

Niye güzeldi buradan dünyaya bakmak? Belki hepsi gözüktüğü için. Belki buradan düşersek öleceğimiz için. Belki uzaktan hiçbir şey kötü olmadığı için. Belki hiç bu kadar yukarıdan bakmadığımız için. Ne yapıyorduk şimdi biz burada? Bu dünyada?

"Güzel mi?" dedim Rüya'ya. "Niye güzel?"

"Buradan düşersek ölür müyüz?"

"Ölürüz."

Bir an korkuyla uçuruma baktı. Ama sonra sıkıldı. Uçurum, deniz kayalar: Her şey hep aynıydı, hiç hareket etmiyordu. Sıkıcı. Bir köpek geldi! "Köpek," dedik. Kuyruğunu sallıyordu, hareket ediyordu. Onu sevdik, manzaraya bir daha bakmadık.