bugün

her kurban bayramı öncesi coşan ateistler

Yapmayın lütfen,
basit, popülist söylemleri bırakalım ve biraz dürüst olalım.

Besi çiftliklerinde en az 4, en fazla 5 ay bakım ile 1400-1700 gr ağırlığa gelecek civciv'leri, en fazla 1 ay içinde soframıza tüketmemiz için getiren sistem ne olacak.? Üstelik; insan sağlığını hiçe sayarak, hormon-gdo'lu ürünlerle sağlıksız bir gelişime tabi olan bu civcivler (...ki hacimleri ne olursa olsun, hala civciv dir) hayvan değil mi, bunları tüketen insan değil mi, bunların hakkı yok mu.?

Malumunuzdur; deli dana, bovin spongiform ensefalopati (bse).
Yine besi çiftliklerinde, tabiri caiz ise; yamyam olarak yetişen, 1 yıl besi süresi ile 4 yılda ulaşacağı kiloya erişen, protein bombardumanına maruz kalan büyükbaş hayvanlar ne olacak? Üstelik besi aşamasında ölen hayvanı, büyük mikser-öğütücülere bütün olarak atıp, yem yaparak yine öbür hayvanlara yediren sistem ne olacak? Üstelik bu besi şekli sonucu iflas eden biolojik yapı sağlık alarmı verdiğinde, öldürülerek kireç kuyularına gömülen (köpek-kedi vb etçil hayvanlar için yem-mama bile yapılamayan) büyükbaş hayvanlar ne olacak? Onların, canlı olarak hakkı yok mu?

Kurban bayramında kesilen hayvanlara, insanlarca uygulanan vandalizm'in daha beteri besi çiftliklerinde ve et entregre tesislerinde olmaktadır. Basın-yayın bunun üzerine gidememektedir. Sadece 3-5 tatlı su çevrecisinin tepkilerini veya can sıkıntısından izlenecek görsel ve birazda acitasyon belgesel ile toplum tepkisi, uluslar arası gıda devlerinden çekinilerek, tepkiler bu belgeseller ile absorve edilmektedir.

Hele, yaşadığımız ülke ve islam coğrafyasındaki et ve et ürünlerini tüketim özürlülüğünü görmeden, dünyanın en pahalı etini ''yiyememe'' gerçeğini bilmeden, toplum olarak çürümüşlüğümüzü anlamadan, mars gezegeninden gelmiş gibi ya da hindistan elçiliğinde görevli ateşenin kurban alanı yanından geçerken yaptığı yoruma benzeyen entry yazı yazmak için beynimizi-gözümüzü kullanmak zahmetine girmediğimiz anlaşılır.

Yeni dogmalar yaratıp ona esir olmak, aykırılığı özgürlük sanmak bize has özellik olmalı. Dine inanmak veya inanmamak sorun değil, asıl sorun insan olmamak. Bir eleştiri yapılacaksa çok iyi analiz yapmalıyız. Bakış açımızı geniş tutmalıyız. At gözlüğü ile bakarak, dini ritüelleri ret eden dogmalar ışığında konuşma malıyız.

Din, bu vahşetimi emrediyor?
Hamburger arasındaki köftede eti olan hayvan, intihar ettiği için mi tüketime sunuluyor?
Et girmeyen kaç ev var, biliyor musunuz?
insanlarımızın eğitimsizliğinde suç bizde değil mi?
Olaya sadece din açısından yaklaşmak biraz basitlik değil mi?