okan bayülgen

cumhuriyet pazar'da gördüm ve sevindim. bol bol küfürlü laf kullanarak marjinal olmuş gene abimiz.

ya bi seviyorum, böyle sevesim, "abim be" diyesim geliyor, bazen de öyle bi kıl oluyorum ki kendim de duygu salınımlarıma anlam veremedim arkadaş. demekki güzel adam, kafamı kamaştırmış kendisi. hiç bi şeye alışkanlık geliştirmedim şu hayatta, bir haftam da programı olmadan geçsin yahu.

yalnız eşine "selam şirin, bugün hava ne güzel değil mi" diyerek "ürküten" ve incilerinin dökülmesine neden olan absürd çalışanı enes'i keşke milyonların önünde şirince "azarlamasa" idi. ben olsam iş miş, patron demem her şeyi göze alır, uygun bir yanıt yapıştırırdım, istersen kov gitsin, sen kralsan ben de soytarıyım kardeşim, tacınla en kolay ben oynarım o kadar.. enes de şaşırdı sanki biraz. ben o absürd, avan*gard ve radikal şekilde farklı görüntüsüne bakıp kendisinden başka bir türlü davranış beklerdim. resmen apışıp kaldı enes.. adamın davranış ve konuşma biçiminin orijinali o ise bizim bilmemize gerek yok bu özel ofis meselelerini.

şirin için dağları delecekseniz biz bilmeyelim yani.
mesnevinizi "herkese ve kendinize rağmen, usulca" yazın.