bugün

up in the air

--spoiler--
izleyiciye verdiği his bitene kadar değişen ilginç bir film.

1) hımm, up in the air. ne ola ki, clooney var, havada geçiyor, uçak gezintisini seven adam... hmmm konu ne olacak acaba?

2) ahahah, iş yerinden kovulanlara bunu bildirmekle yükümlü, "banane lan ne bok yiyeceksen, gelecek planlama pakediniz. buyrun"... iyimiş ki bu.

3) çömezi eğitme sekansı...

"yılın 280 günü havadayım. 3 bavulla uçacaksın diye zamanımdan kaybedip 10 günlük uçak seyahatinden mahrum kalamam ben. bunun ne işi var bavulunda? bunu çıkart, bunu da çıkart... yastık veriyorlar merak etme."

çömezin, "10 milyon mil puanına ulaşan 7. insan olma" amacının manasızlığını yüzüne vurması, n'apıyorum lan ben demeye başlamalar, kadına vurulması, bunu gelir geçer diye kendine yedirmeye başlaması.

4) işin içine ailenin girmesi, başta damada s.klememeler, damattan "vadedilmiş toprağını arıyor insan, bunu sen de denemelisin" lafını duyunca hayatını değiştirmeye karar verme aşaması, damadı ikna etme, kadınla iyice yaklaşma, olayın flörtten çıkması.

5) düğün sonrası bambaşka bir george clooney, havalimanında bir duraksama, neden olmasın ki çatışması, sevdiği kadına koşma

6) hassiktir be rıfat abi durumu ki burası çok kırdı beni. nedir yani sonu iyi bitse şu filmin ? terse yatırınca çok mu puan kattı bu filmine ?

7) beyni durmuşçasına hayatta tek bildiği işi yapmaya geri dönme, 10 milyon mil puanına ulaşma, vadedilen ödül; uçağın kaptanının yanına oturması... kaptanın sorusuna maalesef who the fuck are you dememesi ki içtenlikle bekledim bunu. üzerine durmuşlardı filmin başında zira.

8) kız kardeşin ve damada dünya turu için 1 milyon mil puanı hediye etmesi, seyircinin suratında son bir ufak gülümseme, fin.
--spoiler--