bugün

muhabbet kuşunu konuşturmaya çalışmak

kafayı yedirten durumdur.. yıllardır aile heyetinin bitmeyen muhabbet kuşu sevgisine yenik düşüp artık ona konuşmayı öğretmeye kalkmıştım.. gün gün lisedeyken kuşa 'mal, ne bakıyon' diyerek başlayan serüven 'cici kuş'a kadar gelmişti..

usta ne bileyim, alışkanlık haline geleceğini.. artık inceden inceye kuşla aramda sıcak rüzgarlar esmişti, arkadaş gibi olmuştuk lan. sabah kalktığımda selam verir oldum, yatarken öpücük atar oldum(allahım neler olmuş böyle)
neyse, aradan aylar geçti, artık 'cici kuş' lafı ağzımdan düşmez oldu..

sahilde dolaşırken ileriden gelen kızın golden retriever köpeğini görünce(dayanamam o cinse, nerede görsem mıncıklarım, pek severim), köpekte beni görünce kuyruk falan salladı, diz çöktüm, sevmeye başladım, ayak üstü muhabbet ettik.. 4 aylıkmış.. tam severken olan oldu!

köpeği severken bir anda cici kuş, yerim senidiye bir laf çıktı ağzımdan.. nasıl kıvırcağımıda bilemedim, koşarak uzaklaştım.. başlamdan bitti..

(bkz: allahım sana geliyorum)