bugün

27 mayıs darbesi

türkiye'de yaşanan ilk askeri darbedir herşeyin başında. yine de dönemin cumhurbaşkanı celal bayar bunu askeri ihtilal olarak nitelendirmemektedir, neden mi?
--spoiler--
buna bir ´ihtilal´ diyebilir miyiz? tabii ki ´hayır´. çünkü ihtilal, mevcut devlet statüsünü temelinden değiştiren bir fikre dayanır. bir tefekkür kaynağı ve bu tefekkür kaynağının beslendiği bir halk tabanı vardır. iktidara, kendi fikrini uygulamak, devlet-vatandaş münasebetlerini yeniden çizmek için gelmiştir. 27 mayıs´ta bunlar yoktur. öyleyse, buna ´ihtilal´ diyemeyiz.´´
--spoiler--
bayar bu sözlerin ardından 1961 yılında kabul edilen, anayasanın demokratik hiçbir maddesine karşı çıkmadığını da belirtmektedir. bayar'ın bu darbe sonrasında idama mahkum edilmesine rağmen infazının gerçekleştirilmediği ve daha sonraki zamanlarda o dönemin sorulduğu, fikirlerinin çok önemli olduğu bir kişi olmuştur.

darbe oluşum sürecine bakıldığında pek çok farklı etkenin ve dinamiğin olduğu görülecektir, ama darbe liderlerinin açıklamaları dikkate alındığında demokratik partinin halk üzerindeki giderek arttırdığı baskı rejimi ve bunun giderek sokakta kardeş kavgasına dönüşebime ihtimali gösterilmiştir.

tabi laiklikten sapma ve dini unsurlar her darbede olduğu gibi bu darbede de baş etken olarak gösterilmiştir. şu da göz ardı edilmemelidir, uğur mumcu bile yıllar sonra köy enstitüleri üzerine yaptığı konuşmalarda demokrat partinin laiklikten sapmaları sonucunda oy oranının %57'lerden %45 düzeylerine gerileme nedenini laiklikten sapma sonucu olduğunu söylemiştir.

aynı zamanda darbenin başka bir yüzü daha bulunmaktadır, diğer ihtilaller göz önüne alındığında emir komuta zincirinde gerçekleşmeyen tek askeri müdahale olduğu görülmektedir. müdahalenin başında kurmay albay alparslan türkeş görülmektedir. tabi bir başka trajikomik olaya bakıldığında, 3. ordu komutanı orgeneral ragıp gümüşpala olaki darbe sorumlularının başında kendisinden daha kıdemli biri yoksa bu isyanı ankara'da ordusu ile bastıracağını açıklaması olmuştur. bu açıklama üstüne emekli orgeneral cemal gürsel milli birlik komitesi'nin başına devşirilmiştir, üstelik darbeden planlarından haberi bile olmadan. aynı zamanda devlet erkanının yönetimine el konulmasının yanında demokrat parti milletvekilleri istiklal savaşı kahramanlarından ali fuat paşa, emekli genelkurmay başkanı mehmet nuri yamut, kore gazisi tahsin yazıcı ve üstelik dönemin genel kurmay başkanı da tutuklanmıştır.

darbe sonucuna bakıldığında 15 idam mahkumiyeti çıkan dava sonucunda 3 kişi infaz edilmiştir: başbakan adnan menderes, dışişleri bakanı fatin rüştü zorlu, maliye bakanı hasan polatkan bu kişilerdir.