bugün

zavallı kemal bey

yazıyı okuduğumuzda; kemal kılıçdaroğlu'nun kürt meselesini ekonomik bir soruna indirgediğini ama asıl sorunun ekonomik değil etnik kimlik olduğu, yani ya federe bir sistemle kimliklerinin tanınması ya da tam bağımsızlık istemi olduğu çıkarımı yapılabilir.

diğer bir konu ise; kemal kılıçdaroğlu'nun büyük kentlerdeki varoşlara dair ekonomik sorunlardan bahsederek yine konuyu yanlış noktadan yakaladığı. buradan da, kent varoşlarındaki muhafazakarların en önemli sorunlarının yoksulluk değil türban meselesi olduğu çıkarımı yapılabilir.

yargı konusundaki görüşlerine değinmiyorum bile.

meseleye türkiye'den değil de amerika'dan bakınca bu çıkarımların yapılması beni hiç şaşırtmıyor. ülkede kimse yoksulluktan şikayetçi değil, çünkü bunlara göre yoksulluk nasıl olsa bir torba kömür ve iki kilo pirinçle halledilebilecek bir şeydir, mübalağa etmeye gerek yoktur. doğudaki adamın terörist olmasının nedeni, yiyecek bir ekmek bile bulamaması ve kendisine ekmek vaadedenlerin peşinden körü körüne dağa çıkması değil, sadece ve sadece kürt kimliğinin tanınmasını istemesidir! kent varoşlarında aylık 800 tlye 5-6 kişilik aile geçindiren bir aile reisinin tek derdi 7 yaşındaki kızını hangi parayla okula yazdıracağı, önlüğünü, kitabını nasıl alacağı değil, o kız 17 yaşına geldiğinde türbanıyla üniversiteye girebilmesinin yollarını düşünmesidir!
--spoiler--
Kemal Bey, halka ;dağıtacağı; işle parayı nereden bulacak tam bilemiyorum, ciddi bir kaynak açıklamıyor ama bu halk ;biraz ekmek, rüşvetiyle bu sistem kavgasından caymaz.
--spoiler--
buyurmuş bir de kendileri. biraz ekmek, biraz rüşvetle fakir fukarayı etnik kimlik ve türban meselesinin peşinden sürükleyen bizzat kendisi ve uşaklığını yapmış olduğu adamların ideolojileri oysa ki, göz göre göre bu kadar saçmalamak her uşağın harcı olamaz, bu adam görevini gerçekten çok iyi yapıyor...